Rus adam, Mısır’daki bir plajda köpek balığı saldırısına uğradı
Mısır'da Müslüman Kardeşler'in devrilmesiyle kesilen Türkiye-Mısır ilişkileri bugün Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin ziyaretiyle yeniden şekilleniyor. Ama bugünlere gelmek kolay olmadı. "Aynı masaya oturmam"la başlayan süreç bugünlere nasıl gelebildi?
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Es-Sisi ilk kez Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Mısır ve Türkiye’nin ilişkileri Sisi’nin 2013’te Müslüman Kardeşler’in lideri olan Muhammed Mursi’yi darbeyle devirmesi ardından gerilmişti. Erdoğan Sisi’ye “katil,” “asla barışmam” dedi. Hatta Mısırlı Sisi karşıtlarının sembolü “Rabia” AK Parti’nin bir dönemki siyasi sembolü haline geldi. Erdoğan Müslüman Kardeşleri “bağrına bastı,” ama dünyanın ve bölgenin önemli güçleri Arap Baharı sırasında yükselen İhvancı sesleri dindirdi. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’i böyle sahiplenmesi de Ankara’yı Ortadoğu’da değişen dengelerin içinde “yalnızlığa” itti. Bu yalnızlığın bir şekilde son bulması gerekiyordu, o sebeple bölgedeki etki alanını kaybetmek istemeyen Türkiye 2021’de normalleşme çalışmalarına başladı.
Ortadoğu 2010 itibariyle yıllar sürecek bir kaosu yaşamaya başladı. Tunus’ta demokrasi talebiyle başlayıp bölgenin tamamına yayılan gösteriler Yasemin Devrimi’ni, o da Arap Baharı denen dönemi tetikledi. Bölge Arap Baharı boyunca kaderini değiştirecek bazı kırılmalar yaşadı.
Ortadoğu’nun bu “bahar” dönemi 2011’in başlarında Mısır’ı da etkisi altına aldı. Mısırlılar dönemin Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i protesto ederek sokaklara döküldü. O dönem başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan, Hüsnü Mübarek’e istifa çağrısı yaptı. Mübarek’in istifasının ardından ülke seçimlere gitti. Seçimler AK Parti’nin yakın dostu Mursi liderliğindeki Müslüman Kardeşler’in zaferiyle sonuçlandı. Müslüman Kardeşler Ortadoğu’da İhvancı çeşitli grupları da etkisini altına alan bir yapıydı. Ürdün’den İran’a, Irak’tan Yemen’e uzanan bir ideolojik hattın da en önemli temsilcilerindendi.
Muhammed Mursi’nin iki seneye varan iktidarı boyunca Türkiye ve Mısır’ın yakın diplomatik ilişkileri oldu. AK Parti iktidarı Müslüman Kardeşler’in İhvancı çizgisini sahiplendi. Bu “içselleştirme” senelere yayıldı, Türkiye’nin dış siyasetine şekil veren unsurlardan biri haline geldi. Türkiye Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler nezdinde İhvancı gruplara “koşulsuz şartsız” destek veredursun bir kırılma daha yaşandı.
Çünkü Arap Baharı’nın mirası Mursi’nin sonunu getirecekti. Mısır halkının sokaklara dökülmesiyle ülke tekrar yangın yerine döndü. Bu yangını “dindirmek” için yeni bir yangını körükleyen dönemin Genelkurmay Başkanı Sisi darbe yaparak iktidarı ele geçirdi. Türkiye’deki iktidar Mısır’daki dostu Mursi’nin iktidardan düşüşünü izledi. Bu düşüş Körfez ülkelerini ve Batı’yı memnun etti. Bu Arap Baharı sırasında Ortadoğu’ya yön vermeye başlayan İhvancı hareketin gerilemesine dair sevincin yansımasıydı. Hal böyle olunca darbeye Türkiye ve Katar dışında sesini çıkaran olmadı.
İki ülke arasında yaşanan bu gerilimin ardından Mısır “içişlerine karıştığı” gerekçesiyle Türkiye’nin o dönemki Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’yı istenmeyen kişi ilan etmiş, Türkiye de mütekabiliyet ilkesi gereği Mısır Büyükelçisi Abdurrahman Selahaddinin’den ülkesine dönmesini istemişti.
Sisi ve Erdoğan’ın o dönem çözümsüz görünen çatışmasının önemli kırılma noktalarından biri belki de Erdoğan’ın Müslüman Kardeşleri ve Mısır’daki taraftarlarına desteğiydi. AK Parti o dönemde Ortadoğu’da Müslüman Kardeşlerle yakın bir ideolojik çizgideydi. Ortadoğu’da İslamcı gruplara açıkça destek veriyordu. Hatta 2010’lar Türkiye siyasetine damga vuran “Rabia” sembolü AK Parti mitinglerinde binlerce insan tarafından yapıldı. Bu el işareti Sisi karşıtlarının 2013 yılında yaşadığı bir katliamı anmak üzere kullandıkları bir sembol. Bu işareti Müslüman Kardeşler taraftarlarından devşiren Erdoğan Türkiye’nin bütün meydanlarında “tek millet, tek devlet, tek bayrak” sloganıyla sembolü kültleştirdi.
2013’te Sisi’nin iktidara geldiği sırada Ahmet Davutoğlu da Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturuyordu. Davutoğlu, Türkiye’nin dış politikasına yeni bir yön vermeye niyetlenerek “komşularla sıfır sorun” stratejisini gerçekleştirmeye çalışıyordu. Mısır’daki Müslüman Kardeşler iktidarının Sisi’nin darbesiyle düşmesi, ihvanın da Mursi’ye destek veren Türkiye’nin de etki alanını sınırlamaya başladı. Bu dönem, o zamanlar Başbakan Başdanışmanı olarak görev yapan şimdinin MİT Müsteşarı İbrahim Kalın tarafından “değerli yalnızlık” olarak değerlendirildi. Türkiye’nin iç politikası ve dış politikasının giriftleştiği, İslamcı söylemlerin öne çıktığı bu dönemde Türkiye İslamcı duruşundan “taviz vermeyi” reddetti. Siyasi kariyerinde dış politikadaki U dönüşleriyle nam salmış Erdoğan’ın o dönemki Müslüman Kardeşler ısrarı uzun yıllar sürdü. Dönemin diplomatik beklentileri ise Erdoğan’ın geri adım atacağı yönündeydi.
Erdoğan’ın Sisi’ye sert eleştirileri ikili ilişkilere de damga vurmuştu. Gelin bunlardan bazılarına yakından bakalım.
Ortadoğu’da on yıl boyunca dinmeden devam eden gerginlik, 2021’de Türkiye’nin “normalleşme” olarak adlandırdığı bir dönemle giderilmeye çalıştı. Erdoğan zehir zemberek sözlerini unuttu, bölge ülkeleriyle masaya oturmaya yeşil ışık yakan bir pozisyona geldi. Mısır, Tunus ve Fas’ta Müslüman Kardeşler çizgisinde siyaset yürüten grupların teker teker yenilgiye uğramasıyla Türkiye de diplomasi rotasını yenilemek zorunda kaldı.
Bu normalleşme döneminde Mısır ve Türkiye arasında “keşif amaçlı” diplomatik görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşmeler anlaşmazlıkların en aza indirgendiğine emin olunana dek de sürdürüldü. Mısır’dan büyükelçinin ayrılmasından sonra ilk kez 2022’de dönemin Maliye Bakanı Nurettin Nebati Mısır’a giderek Türk ve Mısırlı iş adamlarını görüştürdü. Aynı sene Katar’da yapılan FIFA Dünya Kupası finalinde Sisi ve Erdoğan ilk kez birlikte poz vererek iki ülke arasında buzların eridiğini gösterdi.
Diplomatik görüşmeler ardı ardına geldi. Heyetler birbirini ziyaret etti, çeşitli zirveler sırasında görüşmeler gerçekleştirildi. Dönemin Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu dönemin Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile görüştü. Bakanların ortak basın açıklamasına “kardeşlik” mesajları damga vurdu. Bu kritik görüşmede iki ülkenin Ortadoğu’da alacakları pozisyonda “ortaklığa dair adımlar attığı” belirtildi. Bu görüşmeden neredeyse bir sene sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Şubat 2024’te Mısır’a giderek Sisi ile görüştü. Görüşmenin ana gündemlerinden biri İsrail’in Filistin işgali ve bölgedeki insani durumdu.
Bugün de Sisi, Erdoğan’ın 14 Şubattaki Mısır temaslarının iade-i ziyareti kapsamında Türkiye’deydi. İki ülke arasındaki ilişkiler ilerleme kaydederken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Mısır’ı suçlayan açıklamalarına Dışişleri Bakanlığı’ndan cevap geldi. Bakanlık, Sisi Ankara’dayken “Mısır’ın yanındayız” mesajı verdi.