Bazı insanlar sosyal medyada saçmalayarak, bazıları da ilişkilerde saçmalayarak fenomen olmayı başarıyor.
Ben bu tipleri zararsız eğlence olarak kabul ediyorum.
Çünkü baştan olabilmesi zaten mümkün olmayan bir ilişkiye kendilerine özgü nedenlerle bodoslama dalıyorlar.
Bu ilişki başladığında ve mutsuz biçimde sürerken magazin dünyasının sanki başkalarının kötü durumundan zevk alırcasına sürekli yaptığı haberle fenomenlerin asıl amacı olduğu gibi hep gündemde kalıyor.
Tabii ki zaten imkansız olacağı baştan belli bu ilişki kaçınılmaz olarak bitince de fenomen daha bir meşhur oluyor. Böylece bence ilişkinin asıl nedeni olan bolca haber olma amacı gerçekleşmiş oluyor.
Sonunda bu sözde ilişkiden elimizde kalan ne oluyor? Sadece bizleri kısa süreliğine eğlendiren bir komedi kalıyor hatıralarda.
Mehmet Ali Erbil kendinden ortalama kırk yaş küçük ve kızı yaşındaki kadınlarla birlikte olma merakını sürdürdükçe bizler bu tür komedilerden hiç mahrum kalmayacağız, bu görülüyor.
Başka hiçbir konuda olmasa bile sadece bu konuda bize sağladığı aile komedisi için Erbil’e teşekkür borçluyuz.
Geçenlerde ilişki fenomeni Gülseren Ceylan’dan durup dururken şöyle bir açıklama geldi:
‘Her şeyi bugüne kadar göz önünde yaşadığımız için açıklama ihtiyacı duyuyorum. Mehmet Ali ile yolları ayırdım. Ayrılık sebebi ile ilgili saçma sapan uydurma haberler yapmayıp umarım bu defa bize saygı duyarsınız. Anlaşamadığımız noktalar olduğundan dolayı birbirimize daha çok zarar vermeden yollarımızı ayırdık. Bu süreçte göstereceğiniz hassasiyet için teşekkür ederim. Artık hayatıma kaldığım yerden kaossuz mutlu pozitif bir şekilde devam etmek istiyorum. Teşekkür ederim…’
Daha önce de Mehmet Ali Erbil ve Gülseren Ceylan, Pınar Kerimoğlu’nun YouTube programına konuk olup ilişkileriyle ilgili dikkat çeken açıklamalar yapmıştı.
Örneğin dini nikah kıydırdıklarını açıklayan ünlü şovmen “Zaten evli gibiyiz. Her şey çok güzel gidiyor. Gülseren istedi nikah olmasını, ben de tamam dedim. Dini nikah yaptık” demişti.
Erbil, Ceylan’ın ailesiyle tanışmadığını da söylemiş, “Gülseren’in ailesiyle tanışmadım. Çünkü benimle birlikte diye Gülseren’le görüşmüyorlar. Biz evlensek bile barışmazlar. O yüzden tanışmaya da gerek kalmadı” demişti.
Bütün bu açıklamalardan benim anladığım Erbil her ne kadar ilişkilerinde her şeyin güzel gittiğini açıklasa da, görüntüde eğleniyor gibi olsalar da aslında işlerin pek de yolunda olmadığı anlaşılıyor. Ayrılık açıklamasında Gülseren’in neler olduğunu tam söylemese de ‘Anlaşamadıkları noktalar olduğunu’ söylemesi ve işi daha ileriye götürerek ‘Hayatıma kaldığım yerden kaossuz mutlu pozitif bir şekilde devam etmek istiyorum’ demesiyle bu net biçimde belli oldu.
Yani Gülseren’in dini nikahla evlendiği söylenen Erbil ile hayatı kaoslu ve negatifmiş. Erbil de kızın kendisiyle birlikte diye ailesiyle görüşmediğini söyledi.
İlişkide güzel olan ne vardı diye insan merak da ediyor.
Kız haklı olabilir, bu da doğal. Bu tür ilişkide beni asıl kızdıran Erbil gibi tecrübeli ve artık olgun davranması beklenen bir insanın sadece anlık dürtüyle baştan sonu olmayacağı belli bu tür ilişkilere hala izin vermeyi sürdürmesi.
Bence Erbil artık biraz da yaşının gerektirdiğini yapmayı denemeli ve eğer bir ilişkiye gerçekten de ihtiyacı varsa bunu kızı yaşındaki kadınlarda değil, daha makul, kendisine daha uyacak yaşlardaki kadınlarda aramaya başlamalı. Çünkü bu konuda yaptıkları artık insanı sıkmaya da başladı.
Biliyorum, bu çok standart ve basit görünen bir tavsiye gibi oldu ama bazı insanlar nedense basit sıradan doğruları da bazen göremez duruma düşebiliyor.
Aslında çok büyük bir tiyatro sanatçısı olduğundan hayatın gerçeklerini bizlerden daha iyi görmesi beklenecek Erbil bile bu tür basitliklerin dışında tutamayabiliyor kendini.
Eğer bu son yaşadıklarından bir ders çıkarırsa hem kızının hem de onu seven bizlerin onay vereceği anlamlı bir ilişki yaşamayı belki sonunda başarabilir.