Yüzde 25 sınırının iki yıllık bilançosu: Sözde sadece yüzde 50 artacaktı ama kiralar yüzde 265 arttı
Yeni yayınlanan bir araştırma toplumsal krizlerde de cinsiyet eşitsizliği olduğunu bir kez daha gösterdi. Covid-19 pandemisi sırasında sokağa çıkma yasağını deneyimleyen genç kızların beyinlerinin genç erkeklere göre daha fazla yaşlandığı görüldü.
Covid-19 pandemisi günlük hayatta uzak geçmişte kalmış gibi görünse de milyonların sağlığını derinden etkilediği için bilim dünyası etkilerini araştırmaya devam ediyor.
Konuyla ilgili son araştırma ABD’den geldi. Aaraştırmacılar Covid-19 salgınında sokağa çıkma yasağını deneyimleyen genç kızların beyninin genç erkeklerinkine göre daha fazla yaşlandığını tespit etti.
Afet, salgın, ekonomik kriz, iklim değişikliği gibi toplumsal krizlerden daha çok etkilenenler neredeyse her durumda kadınlar oluyor. Son araştırma da bunun bir örneği.
Bulguları “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayınlanan araştırmaya göre ABD’deki Washington Üniversitesi’nden bilim insanları 2018’de yaşları 9 ila 17 arasında değişen 160 gencin ve bu gençlerden 2021-2022’de 12 ila 16 yaşlarına erişenlerin beyinlerini manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ile inceledi ve sonuçları karşılaştırdı.
Araştırmacılar karşılaştırma sonucunda Covid-19 salgını döneminde sokağa çıkma yasaklarını deneyimleyen genç kızların beyninin beklenenden ortalama 4,2; genç erkeklerin beyinlerinin ise beklenenden yaklaşık 1,4 yıl daha fazla yaşlandığını buldu.
İki grubun da beynin görüşü etkileyen kısmında erken yaşlanma deneyimlediğini aktaran araştırmacılar genç kızların beyinlerindeki değişimin 30 bölgede meydana geldiğini ve değişimlerin çoğuyla duyguların işlenmesi, yüz ifadelerinin yorumlanması ve dilin anlaşılması gibi iletişim için kritik öneme sahip olan bölgelerde karşılaştıklarını belirtti.
Araştırmanın yazarlarından Washington Üniversitesi Öğrenme ve Beyin Araştırmaları Enstitüsü yöneticisi Prof. Dr. Patricia Kuhl genç kızların sağlıklı sinirsel, fiziksel ve duygusal gelişimleri için genç erkeklere kıyasla sosyal grup ve etkileşimlere daha fazla bağlı olduğunu söylüyor. Kuhl iki grubun beynindeki farklı değişimlerin kaynağı olarak sosyal izolasyonun etkilerine dikkat çekiyor.
Gençlerin beynindeki değişimlerin kalıcı olup olmadığı henüz bilinmezken bunların gençlerin ruh sağlığını ve öğrenme potansiyelini etkilemesinden endişe ediliyor.