İletişim Başkanlığı öğrenmek istiyor: O hesaplar kimin?
Ayhan Bora Kaplan Örgütü’nün iki numarası Fethi Koyuncu’nun tanık koruma kapsamında ifade vermek istediği ortaya çıktı. Mahkeme başkanı ise Bora Kaplan'ın tehdit ettiği Fethi Koyuncu'nun başvurusunu duruşmada ifşa etti.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın olduğu iddia edilen ‘suç örgütü’ lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütüne mensup olmakla suçlanan 61 sanığın yargılanması devam ediyor.
Ankara Sincan Cezaevi’nde görülen davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde Ayhan Bora Kaplan Örgütü’nün iki numarası Fethi Koyuncu’nun tanık koruma kapsamında ifade vermek istediği ortaya çıktı. Mahkemeye Ayhan Bora Kaplan’ın etkin pişmanlıktan yararlanmak için dilekçe veren ve sağ kolu olduğu belirtilen tutuklu sanık Fethi Koyuncu’yu cezaevinde “Anneni öldürürüm” diye tehdit ettiğine dair jandarma tarafından tutulan tutanak ulaştı.
Gazeteci Alican Uludağ mahkeme başkanının pazartesi günkü duruşmada Fethi Koyuncu’ya herkesin içinde “Dilekçe yollamışsın, koruma kapsamında konuşmuşsun, doğru mu” diye sorduğunu belirtti. Koyuncu da korkarak “yok öyle bir şey, ben bilmiyorum” demek zorunda kaldı.
Bu arada tutuklu sanıklardan eski AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı ve Çankaya Belediye Meclis Üyesi Barış Kurt’un avukatı Doç. Dr. Sinan Kocaoğlu ise savunmasında Süleyman Soylu’yu işaret etti.
Avukat Kocaoğlu “Suçu varsa, Süleyman’ı alacaksanız alın, benim müvekkilimle niye uğraşıyorsunuz? Ben polislerin tahliyesinin de siyasi olduğunu düşünüyorum. Tutuklu yargılamaya taraftar değilim, ama bunları da tahliye edip ev hapsinde tutsunlar. Bunlar devlet memuru olmadığı; vatan, millet, Sakarya edebiyatı yapmadıkları için mi tutuklu” dedi.
Sanık Mahmut Gökhan Çanga savunmasında üzerine atılı suçları işlemediğini iddia ederek “Benim buraya girmeme neden olan şey bilirkişi raporudur. Gökhan Karaca adlı adam dizleriyle üzerime çökerek enseme basarak ‘Anlat lan’ dedi. Eziyet ederek ifade aldılar. Yarım saat dayak yedim ben” dedi.
Gökhan Çanga ölümü dosyaya şüpheli olarak giren Semih Arslan hakkında ise “Ben evime davet ettim, adam da intihar etmiş. Evde Semih Arslan esaret altında diyorlar, masanın üzerinde makas var, evin her yerinde Semih’in parmak izi var. Esaret altında olan birisinin parmak izinin mutfakta ne işi var? Ben tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sanık Hasan Can Saraçoğlu 12 aydır örgüt üyeliği suçundan tutuklu olduğunu belirterek “2019 yılında basit bir vale olarak işe başladım. Kendi cebimden sigortamı yaptırdım. İşe otobüsle gidip geliyordum. Ben de valelik yapmaktan memnun değildim. Dış görünüşüm ve dövmelerimden dolayı iş bulamadım. Adım hiçbir yerde geçmiyor, suçsuzum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Sanık ve avukat beyanlarının ardından mahkeme başkanı duruşmayı yarın devam etmek üzere erteledi.
İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticisi sanıklar Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında, ‘Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek’, ‘Kasten öldürme’, ‘Nitelikli kasten öldürme’, ‘Kasten yaralama’, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘Nitelikli yağma’, ‘Eziyet’, ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, ‘Suç üstlenme’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından 1’i ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.