Buyrun tartışmaya: Belçikalı doktorlara göre ameliyattan önce saatlerce aç kalmaya gerek yok
Sudan'da 150 bin insanın hayatını kaybettiği, 10 milyondan fazla insanın yerinden edildiği insani kriz her geçen gün büyüyor. Sadece bir kasabada bile her 10 çocuk açlık nedeniyle ölüyor.
Sudan’daki iç savaş dünyanın en büyük krizlerinden biri. Hatta en büyüğü… Ancak oradaki insanlık dramı dünyanın yeterince ilgisini çekemiyor. Gündemdeki bu görünmezlik krizin büyüklüğünü de artırıyor. Sudan’da 15 Nisan 2023’den bu yana süren iç savaş Gazze ve Ukrayna savaşları nedeniyle yeterince ilgi bulamıyor. 150 bin kişinin hayatına mal olan, 10 milyon kişinin yerinden edildiği Sudan’da hemen her gün çocuklar açlıktan ölüyor.
The Economist’in “jeopolitik bir bomba” diye nitelediği Sudan iç savaşında bugün Kuzey Darfur’a yakından bakacağız. Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletindeki küçük Tawila kasabasında her gün en az 10 çocuk açlıktan ölüyor. Bunun nedeni Tawila’nın aldığı göç.
Kuzey Darfur’un başkenti El Faşir savaştan en çok zararı gören yerlerden. Bu nedenle oradan kaçan on binlerce insan yaklaşık 70 kilometre doğudaki Tawila kasabasına sığınmak zorunda kaldı. Ancak Tawila’da işleyen tek bir klinik vardı. Haliyle yaşanan bu yoğunluk çaresizlik doğurmuş oldu. Tawila’yı yöneten sivil idarede sağlıktan sorumlu olan yetkili, Aisha Hüseyin Yagoub, “Açlıktan ölen çocukların sayısının çok daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. El Faşir’den yerinden edilenlerin çoğu kinlikten uzakta yaşıyor ve kliniğimize ulaşamadan da hayatlarını kaybediyorlar” diyor.
Sudan’da çocukları öldüren tek şey açlık değil. Sıtma, kızamık ve boğmaca da hızla yayılıyor. Hussien sadece temmuz ayının ilk iki haftasında doğum sırasında ölen 19 kadın olduğunu söyledi. El Faşir’in iki mülteci kampı Abu Shouk ve Zamzam civarındaki çatışmalar sırasında tedavi edilemeyen yaraları nedeniyle ölenlerin sayısı ise çok daha fazla.
Şehir Sudan ordusu ve paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) tarafından aylardır kuşatma altında. Geçen yıl şiddetli çatışmalara sahne olan Tawila El Faşir’den kaçmak isteyen mülteciler için görece güvenli ve en yakın lokasyon.
Ancak yine de kaçmak isteyenlerin çoğu Tawila’ya ulaşamadan hayatını kaybediyor. Çünkü El Faşir’dan kaçmak isteyenlerin çoğu kadın, çocuk, yaşlı denmeden silahlı çetelerin hedefi oluyor.
“Kocamı El Faşir’de bırakıp çocuğumla birlikte buraya kaçtım” diyen 25 yaşındaki Hadeel İbrahim’in iki yaşındaki kızı Rital yetersiz beslenme nedeniyle yürüyemez bir hale gelmiş. İki yaşındaki çocuğunu büyük güçlüklerle kliniğe yatıran İbrahim, “Eskiden etrafta koşuşturan ve diğer çocuklarla oynayan hayat dolu bir çocuktu. Şimdi ona bir bakın. Param yok ve iş de yok” diye anlattı göğüslemek zorunda olduğu yükü.
İbrahim’in kendisinden önce El Faşir’den kaçan ve adının açıklanmasını istemeyen teyzesi de The Guardian’a şunları söyledi: “Burada yemek yok; günde bir öğün yemek yerseniz şanslısınız. El Faşir’de istikrarlı bir hayatımız vardı; şimdi her şeyimizi kaybettik.”
Tawila’nın sivil yönetimi ordunun ve RSF’nin çekilmesinin ardından yerel bölgenin kontrolünü ele geçiren isyancı bir grup olan Sudan Kurtuluş Ordusu tarafından kuruldu. Yakın zamana kadar kadınlar, kasabanın dış mahallelerinde dolaşan milisler tarafından tecavüze uğrayacakları korkusuyla dışarı çıkıp yakacak odun ya da hayvanları için ot toplamaktan dahi korkuyordu.
Dünya Gıda Programı’na göre binlerce insanın ölümüne, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve savaş öncesi nüfusun yarısından fazlasının akut açlık riskiyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Aldıkları yoğun göç nedeniyle yetersiz kalan Tawila’nın kliniğini gezen Guardian muhabiri Zeyneb Muhammed Salih “Koğuşların kapıları, pencereleri ve yatakları yoktu, her yer geçen yılki çatışmalarda harap olmuştu” diye yazdı.
Salih’e kliniği gezdiren Hüseyin “Burayı yeniden açtığımızda bomboştu” diyerek mevcut durumu da şu sözlerle anlattı: “Mali destek alamazsak daha fazla çocuk ve anne kaybedeceğiz.”
Sudan genelinde tütün üretimiyle tanınan kasabada, mevcut savaşın patlak vermesinden önce de ülke içinde yerinden edilmiş insanlar kamplar vardı. O zaman sayıları 6 olan kamplar, iç savaşın ardından 12’ye yükseldi.
Bu yılın başlarında BM kuruluşları ve Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) dışındaki tüm uluslararası STK’lar güvenlik eksikliği nedeniyle El Faşir bölgesini terk etti. Ağustos ayında MSF, Zemzem kampındaki insanlar için malzeme taşıyan iki kamyonunun Tawila’nın batısında RSF savaşçıları tarafından durdurulduğunu ve yardım çalışanlarının yolculuklarını tamamlamalarının engellendiğini söyledi. Bir RSF danışmanı, kamyonların Kabkabiya’dan ayrılmasına izin verildiğini, ancak El Faşir’e giden yolda yağmur mevsimi nedeniyle oluşan kötü koşullar nedeniyle sıkışıp kaldıklarını iddia etti.
Ordu ayrıca yardımların önüne engeller koymakla da suçlanıyor.
Şubat ayında yardım kuruluşlarına çoğunlukla RSF tarafından kontrol edilen Darfur’a yardım taşımak için Çad’daki Adré geçişini kullanmayı bırakmaları emredildi. Geçen ay bu emri üç aylığına geçici olarak iptal etti, ancak yardım kuruluşları ihtiyaç duyulan yardımın sadece bir kısmını iletebildiklerini söylüyor. Ordu daha önce yardımların sevkiyatını engellediğini reddetmişti.
Tawila’da yerinden edilmiş insanlar için geçici bir kampa dönüştürülen eski bir okulda yüzlerce aile sınıflara doluşmuş durumda. Ozaz İbrahim, El Faşir’den kaçtıklarında annesini kaybettiğini ve kocasını geride bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Diğer kadınların çoğu el işi yaparak biraz para kazanıyor, ancak İbrahim’in El Faşir’de geçirdiği bir dizi düşük sırasında aldığı yaralar ağır nesneleri kaldırmasına engel oluyor. Onun yerine yedi ve dokuz yaşlarındaki iki oğlu ailenin eşeğiyle yolcu taşıyarak küçük bir gelir elde ediyor. İbrahim “Başka seçeneğim yok. Biraz yiyecek alabilmek için çocuklarımı çalışmaya göndermek zorundayım” diyor.
BM’nin Sudan’daki insani yardım koordinatör yardımcısı Toby Harward, Tawila, El Faşir ve komşu kasabalardaki durumu her geçen gün daha da kötüleşen bir insani felaket olarak tanımladı. Kısa bir süre önce bölgeyi ziyaret eden Harward “Yüz binlerce masum insan büyük bir tehlike altında” dedi: “Tüm bölge yeryüzündeki cehennem gibi.”