ABD’de seçim ekranlarında Türkiye reklamı: ‘How to be cool in İstanbul’
Seçim günlüğüne hoş geldiniz. Bugün New York Times'ın son anketine göz atacağız. Spoiler: Harris bir iki puanla önde ve güvende değil. Başkan yardımcısı adayları Vance Walz'ın salı günkü münazarasının detayları da listemizde.
ABD’de sandığa her yaklaştığımız gün Ortadoğu’daki savaş hali de biraz daha büyüyor. Sandığa 37 gün kala dünya, Lübnan Hizbullahı’nın lideri Hasan Nasrallah’ın ölümünü hazmetmeye çalışıyor. Demokratların adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ise kendi dertlerine gömülmüş durumda. Harris zaten bundan sonraki süreçte dış politikadan ziyade iç sorunlara odaklanacağını söylemişti. Peki adaylar dün ne yaptı?
🗺️Kim nerede: Trump Wisconsin’deki Prairie du Chien’de kampanya etkinliğinde konuştu. Sonra da Alabama’daki Alabama-Georgia maçını izlemeye gitti. Başkan yardımcısı adayı JD Vance de Pensilvanya’daki Monroeville belediyesine gitti, sonrasında Newton’daki kampanya mitingine katıldı. Harris ise San Francisco’da bağış toplama etkinliğindeydi. Başkan yardımcısı adayı Tim Walz da Michigan’da Superior Charter Township’de öğrenciler ve organizatörlerle seçmen kayıt etkinliği düzenledi. O da Trump gibi futbol maçını izlemeye gitti ama onun gittiği maç Michigan Üniversitesi ile Minnesota Üniversitesi arasında oynandı. Bundan sonraki planı ise salı gününe kadar Michigan’da kalarak Vance ile yapacağı münazaraya hazırlanmak.
Bugün sizinle New York Times’ın Siena College’a yaptırdığı anketi ele alacağız. Karşımızda genel bir anketten ziyade salıncak eyaletler Michigan ve Wisconsin var. Michigan’da yarış neredeyse berabere gidiyor. Wisconsin’de de Trump Harris’in çok arkasında sayılmaz. Ohio başkan yarışında kritik eyaletlerden biri olarak görülmese de senato seçimleri için önemli olduğundan NYT orayı da dikkate almış ve sonuç beklendiği gibi Trump’ın altı puanlık üstünlüğünü gösteriyor. Oysa senato seçimleri açısından Demokrat Senatör Sherrod Brown’ın Cumhuriyetçi rakibi Bernie Moreno’nun dört puan önünde olduğunu görüyoruz.
🔎Yakınlaşalım: Üç eyaletteki siyah seçmenlerin yüzde 80’i Harris’e, yüzde 13’ü de Trump’a oy vermeyi planlıyor. Harris’in siyah seçmenler arasındaki popülerliği Trump’ın çok çok önünde olmasına rağmen Biden’ın dört yıl önceki başarısının yanında düşük kalıyor. Bu da dört yıllık Biden yönetiminin bazı seçmenleri hayal kırıklığına uğrattığının iyi bir örneği. Harris her ne kadar suçu Trump yönetimine atmaya çalışsa da sonuç olarak hayat pahalılığı Biden döneminde hissedildi. Michigan ve Wisconsin’de seçmenlerin yüzde 41’i Harris’in politikalarının kendilerine yardımcı olacağını, yüzde 40’ı da zarar vereceğini söylüyor. Oysa Trump’ın politikalarına güven duyanların oranı yüzde 46. Bunu hep söylüyorum ama münazaraya baktığımızda Trump’ın öyle ahım şahım bir planı olmadığı ortada. Buna rağmen Harris seçmenleri kendine inandırmakta zorlanıyor.
🤔Neden Harris önde: Harris’i o kadar gömmemize rağmen kıl payı da olsa neden Harris önde diye soracaksınızdır. Ekonomi seçmenlerin birinci sorunu olsa da ikinci sorunu da kürtaj. Önceki anketlerle kıyaslandığında bu ankette kürtaj meselesine bakış çok daha önem kazanmış durumda. Harris sadece kürtaj konusunda Michigan’da Trump’a 20, Wisconsin’de de 13 puan fark attı. Trump’ın en büyük dezavantajı ise davranışlarından kaynaklanıyor. Wisconsin’de kararsız seçmenlerin yüzde 55’i Trump’ın davranışlarını, dürüstlüğünü ve başkanlık yapabilme becerisini yeterli bulmuyor. Michigan’da bu oran biraz düşük olsa da yüzde 47 olmasıyla kritik olmayı sürdürüyor. Oysa her üç eyalette de seçmenlerin yüzde 49’u Harris ve Walz’ı dürüst ve güvenilir buluyor. Hatta komik bir fıkra olsun: Vance’in senatörü olduğu Ohio’da bile Walz daha dürüst ve güvenilir görülüyor.
Harris ve Trump’ın ay başındaki münazarasına doyamadıysanız üzülmeyin. Bir yenisi yolda, sadece oyuncularımız değişti. Bu kez kürsüye yardımcıları Walz ve Vance çıkacak. Belki siz Harris ve Trump arasında ikinci raundu görmek isterdiniz ama bana sorarsanız Walz ve Vance arasında çok daha kıyasıya bir mücadele görebiliriz. Çünkü Trump bile aylardır nispeten ılımlı bir imaj çizmeye çalışırken kürsüde kendini tutamayıp yüksekten attı. Vance ondan çok daha açık sözlü ve gaflarıyla adından söz ettiren bir isim. Kendini hiç tutmayan senatörün bu kez başımıza neler icat edeceğini de merakla bekliyoruz.
⏰Ne zaman: İki başkan yardımcısı adayı 1 Ekim tarihinde CBS News’de kozlarını paylaşacak. Moderatörler CBS Evening News sunucusu Norah O’Donnell ve Face the Nation sunucusu Margaret Brennan olacak.
🎭Roller değişti: Vance şimdiden CNN kanalında da hesaplaşmayı kabul etmiş durumda ama Harris’in kampanyası yardımcı adaylarının ikinci kez karşı karşıya gelmesi gerektiğini düşünmüyor. Oysa aynı kampanya ekibi Harris ve Trump’ın karşı karşıya gelmesi gerektiğini savunuyor. Bu münazaranın iki parti arasında televizyonda yayınlanan son büyük münazara olması da bunu önemli kılıyor.
👀Nasıl hazırlanıyorlar: Walz uzun zamandır münazaraya hazırlanıyor aslında. Yanında da Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg var. Bunun dışında da ekip bir hayli kalabalık: Beyaz Saray’ın eskilerinden Rob Friedlander, Harris’in münazara ekibinde olan Zayn Siddique ve Harris-Walz kampanyasının iletişim direktörü Michael Tyler var. Walz ise Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin denetçisi olan Tom Emmer’ın yardımını alıyor.
❓Kurallar ne: Madde madde gidelim…
📍Trump ve Harris münazarasında mikrofon savaşları çıkmıştı. Adaylar konuşurken açık mı kalsın kapalı mı kalsın diye konuşulup durmuştu. Walz ve Vance’in 90 dakika sürecek münazarasındaysa mikrofonlar hep açık olacak. Yine de kanal gerektiğinde mikrofonları kapatma hakkını saklı tuttuklarını da vurguladı.
📍Stüdyoda seyirci olmayacak, her iki aday da kürsüde duracak. Burada bir parantez açalım: 2008’den bu yana ilk kez yardımcı adayları bir masada oturmayacak.
📍90 dakika sürecek münazarada dörder dakikalık iki reklam arası olacak.
📍Herhangi bir açılış konuşması yapılmayacak.
📍Adaylara moderatörlerin sorusunu yanıtlamak için iki dakika süre verilecek. Aynı süre rakiplerine yanıt vermeleri için de de tanınacak. Son olarak her adaya diğerinin yanıtını çürütmek için bir dakika süre tanınacak. Moderatörlerin takdirine göre adaylar aynı tartışmayı sürdürebilmek için birer dakikalık ek süre alabilir.
📌Bu seçim sürecinde Harris’in ne komünistliği kaldı ne de kedi besleyen çocuksuz teyzeliği… Harris’in söylemlerinin komünistliğe falan uymadığını elbette biliyoruz ama konu Amerikan halkı olduğunda biraz daha açık olmak gerekebiliyor. İşte bu yüzden Adam Jentleson, New York Times için kaleme aldığı yazıda Harris’in silah sahibi olduğunu söylemesinin aslında bir “kusur sinyali” (vice signaling) stratejisi olduğunu söylüyor. Yani Harris bu şekilde seçmenlere bağ kurabilecekleri bir lider olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bu da zaman zaman Demokrat çizgisinden uzaklaşmasına neden oluyor. Daha detaylı analizi siz buradan okuyabilirsiniz.
📌Amerika’nın siyasi sahnesinde bir klişe vardır: Demokratlar büyük işletmeleri eleştiren taraf olarak öne çıkarken Cumhuriyetçiler genelde daha iş dünyası yanlısı bir tavır sergiler. Oysa Vance işçilerin dünyasından zirveye tırmanmış bir isim. Kampanya boyunca işçilerin yanında olduğunu göstermeye çalışan Vance muhtemelen münazarada da tutumunu koruyacak. Walz da ondan farklı olmayacaktır, nasıl ki Harris Trump’la münazarasında “Biz orta sınıfın yanındayız” imajı çizdiyse Walz da onun söylemini sürdürecektir. Yani her iki partinin de adayı iş dünyasını eleştirecek. Tevi Troy, Wall Street Journal’da kaleme aldığı yazıda partilerin iş dünyasına bakışındaki değişimi 1976’da Demokrat Jimmy Carter’ın Cumhuriyetçi rakibi Gerald Ford’la kozlarını paylaştığı zamandan alarak anlatıyor.