Hizbullah: İsrail hayal kırıklığına uğradı, bizimle yüzleşemez
Lübnan'daki savaştan Türkiye'nin gönderdiği TCG Sancaktar ve TCG Bayraktar gemileriyle kaçan Türkiye vatandaşları bölgede yaşadıklarını anlattı. BM ise savaşın derinleştiğini bir milyona yakın kişinin ülkeden kaçmasıyla anlatıyor.
Yıl 2006. Yine İsrail ve Lübnan savaş halinde. Beyrut’un yerle bir olacağı o savaşta TCG İskenderun, TCG Gelibolu ve TCG Bartın gemileri Beyrut Limanı’na ulaşıyor. Amaç Türk vatandaşlarını savaş bölgesinden çıkarmak. Bugün yine aynı amaçla İskenderun, Gelibolu ve Bartın’ın küçük kardeşleri Sancaktar ve Bayraktar yola çıktı. Değişmeyen bir şey varsa o da kurtarılan Mardinli Şemsi Hasan’dı. 34 gün süren 2006’daki savaşta da tahliye edilen Şemsi “2006’da da İsrail buraya geldi, savaş açtı, yaşadım ikisini de. O zaman da Mersin’e gittik” diyor.
Lübnan’da tam olarak Gazze’de savaşın çıktığı ilk dönemdekine benzer bir hava hakim. İsrail ve Lübnan Hizbullahı güneyde kara savaşının içinde. İsrailli askerler tıpkı Gazze’de olduğu gibi Lübnan’ın güneyinde de sivillere “Kuzey daha güvenli, biz söyleyene kadar evlerinize dönmeyin” diyor. Hizbullah ise bulduğu her fırsatta İsrail’in kuzeyini bombalıyor. Birleşmiş Milletler (BM) yaklaşık bir milyon Lübnanlının mevcut savaştan kaçmak konusunda uyarıyor.
BM yetkilileri 5,4 milyon insanın yaşadığı Lübnan’da 600 binden fazla kişinin evini terk etmek zorunda kaldığını söylüyor. 300 bin kişiyse yurt dışına kaçmış durumda. Sığınaklar dolup taşma tehlikesiyle karşı karşıya. Yardım grubu Save the Children Lübnan’daki devlet okullarının yarısının sığınaklara dönüştürüldüğünü söylüyor. Evlerini terk etmek zorunda kalanlar sadece okullara değil, parklara, inşası tamamlanmamış binalara ve gece kulüplerine sığındı.
Lübnan hükümetine göre ülkedeki 990 barınağın 800’den fazla şimdiden dolmuş durumda. Yer olan sığınaklar ise bölge sakinlerinin ulaşamayacağı kadar uzak yerlerde. Barınakların bazılarında durum içler acısı, 100 kişiye bir, bilemediniz iki tuvalet düşüyor. Aydınlatma yetersiz kaldığı gibi kadın ve çocuklar için güvenli alanlar da sağlanamıyor.
BM’nin Uluslararası Göç Örgütü yetkililerinden Duncan Sullivan’a göre savaşın Lübnan’daki etkisi “korkunç.” İsrail saldırılarını sınırlı tuttuğunu söylese de sadece geçen aydan bu aya iki binden fazla kişi Lübnan’da öldürüldü. 10 binden fazla da yaralı var.
Tüm bunların ortasında birçok ülke vatandaşlarını Lübnan’dan çıkarmak için harekete geçti. Bu ülkelerden biri Türkiye’ydi. İki fırkateyn, iki de karakol gemisi eşliğinde TCG Sancaktar ve TCG Bayraktar 300 ton insani yardımla yola çıktı. Bu yardımları bırakıp Beyrut Büyükelçiliği’ne tahliye için başvuru yapan kişileri Mersin Limanı’na getirmekti amacı. Toplam kapasiteleri iki bin yolcu olan araçların ilk seferinde 1900 kişiyi taşıması planlanıyordu. 14 bin Türk vatandaşının kayıtlı olduğu Lübnan’da ileride yeterli sayıda talep olursa ücreti mukabilinde uçaklarla da yolcu taşınabileceği söyleniyor.
Şemsi Hasan 2006’daki savaşta tahliye edilenlerden biri. 18 yıl sonra bir kez daha tahliye olan Hasan “Her gün bomba sesleriyle uyuyup uyanıyorduk. En çok çocuklar için endişelendik” diyor. 25 kişilik ailesiyle gemiye binen Hasan Mersin ve İzmir’deki akrabalarında kalmayı planlıyor.
Gemiye alınanlardan bir diğeri 40 yaşındaki Arif Çelik. O da Hasan gibi Mardinli. Eşi, dört çocuğu ve babasıyla gemiye binan Çelik Lübnan’da tesisatçılık yapıyormuş. Yıllardır güzel anılar biriktirdiğini söyleyen Çelik “Arabaları, her şeyi, rızkımızı bıraktık. Şimdi Türkiye’ye gidiyoruz. Burada çalışıyorduk, işimiz güzeldi. Burada her şeyimiz bitmiş. Bizim bulunduğumuz yerde her gün çocuklar bombaların seslerini duyuyordu. Çocuklarım normal uçak geçince bile korkuyor” diyor.
Nesrin Efetürk ise kocasını geride bırakarak üç çocuğuyla Türkiye’ye geliyor. “Çok şey yaşadık, korku, stres. Seslerden yemek yemiyorduk. Çocuklar, uçak, bomba seslerinden çok korkuyordu. Yani hayatımız çok zordu” diyen Efetürk, eşinin taksici olduğunu ve sağlık sorunları yaşadığı için kendileriyle birlikte gelemediğini söylüyor. Efetürk de Mardin’e gideceklerden.