Fransa’da kitlesel protestolara yol açan emeklilik reformu yürürlüğe girdi
'Küresel Emeklilik Endeksi'ne göre derecesi D ve puanı 48,3 olan Türkiye sondan dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye'nin emeklilik sistemi Güney Afrika, Arjantin, Filipinler ve Hindistan ile birlikte dünyanın en zayıf emeklilik sistemleri arasında.
Mercer CFA Enstitüsü tarafından yılda bir kez yapılan “Küresel Emeklilik Endeksi” çalışmasının 2024 yılı sonuçlarını içeren rapor yayımlandı. Rapor ülkemizdeki emeklilik sistemlerinin kötü durumunu bir kez daha gösterdi. Küresel Emeklilik Endeksi dünya çapındaki emeklilik gelir sistemlerini karşılaştırıyor, sistemdeki eksiklikleri vurgulamakta ve daha yeterli ve sürdürülebilir emeklilik faydaları sağlayacak olası reform alanlarını öneriyor.
Bu çerçevede 2024 Küresel Emeklilik Endeksi dünya genelinde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 48 ülkeye ait emeklilik gelir sistemini karşılıyor ve dünya nüfusunun yüzde 65’ini kapsıyor. Endeks “ödemelerin yeterliliği,” “sistemin sürdürülebilirliği” ve “yönetişim” olarak adlandırabileceğimiz alt endekslerin ağırlıklı ortalamasını kullanıyor ve toplamda her emeklilik sistemini 50’den fazla göstergeye göre ölçüyor. Ödemelerin yeterliliği alt endeksi için yüzde 40, sistemin sürdürülebilirliği alt endeksi için yüzde 35 ve yönetişim alt endeksi için yüzde 25 ağırlıklandırma var. Çalışma sonucunda ülkeler aldıkları puana göre A en üst olmak üzere, A, B+, B, C+, C, D ve E olmak üzere yedi kategoride derecelendiriliyor. E grubunda hiçbir ülke yok.
Küresel Emeklilik Endeksi 2024 sonuçlarına göre Hollanda A derecesi ve 84,8 puan ile en üst sırada. İzlanda ve Danimarka sırasıyla ikinci ve üçüncü durumda. Türkiye ise en kötü notu alan ülkeler arasında, sondan 4. sırada. Türkiye’nin derecesi D ve puanı 48,3. Türkiye’nin emeklilik sistemi Güney Afrika, Arjantin, Filipinler ve Hindistan ile birlikte dünyanın en zayıf emeklilik sistemleri arasında. D kategorisi “istenen bazı özelliklere sahip olan ancak aynı zamanda ele alınması gereken ciddi zayıflıkları ve eksiklikleri bulunan; iyileştirmeler olmadan etkinliği ve sürdürülebilirliği şüpheli olan sistemleri” ifade ediyor.
Raporda dünya geneline ilişkin olarak doğurganlık oranlarının düştüğü, yaşam beklentilerinin artmaya devam ettiği ve Birleşmiş Milletler’e göre 2080 yılına kadar 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 18 yaş altı çocuk sayısını aşmasının beklendiği belirtiliyor. Dolayısıyla birçok ülke için bu durum, emeklilik reformuna şimdiden el atılmasını gerektiriyor.
Rapora göre emeklilik sistemlerini iyileştirmek için uygulanabilecek başlıca öneriler:
-Özel emeklilik sistemine dahil olan çalışanların kapsamını artırmak,
-Devletin emeklilik yaşını, gelecekte iyileşen sağlık koşullarına göre ayarlanmış yaşam beklentisini yansıtacak şekilde artırmak,
Daha ileri yaşlardaki iş gücü katılımını teşvik etmek,
-Devletin emeklilik sistemine olan bağımlılığı azaltmak üzere, emeklilik sisteminin içinde ve dışında daha yüksek seviyelerde özel tasarrufu teşvik etmek,
-Emeklilik öncesi emeklilik tasarruf sistemindeki kaynakların kullanımını azaltmak,
-Özel emeklilik planlarının yönetimini iyileştirmek ve güveni artırmak için daha fazla şeffaflık getirmek.
Rapor sonuçlarına göre Türkiye’nin durumuna bakacak olursak, belirttiğimiz gibi Türkiye en kötü notu alan ülkeler arasında yer alarak sondan 4. durumda. Rapor Türkiye’nin de aralarında bulunduğu D notu alan ülkelerde iyileştirmeler yapılmadığı takdirde emeklilik sistemlerinin etkinliğinin ve sürdürülebilirliğinin şüpheli olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin özellikle de endeksi oluşturan ana bölümler içinde en düşük puanı 32,2 ile sürdürebilirlik konusunda almış olması geleceğe yönelik endişeleri artırıyor.
Raporda ülkemizde emeklilik sistemlerinde yapılması gerekenler olarak sayılanlardan başlıcaları şunlar;
-Devletçe ödenen ve düşük olan asgari emeklilik maaşının artırılması,
-Mesleki emeklilik planlarındaki çalışanların kapsamının genişletilmesi,
-Emeklilik ödemelerinin bir kısmının yaşam boyu gelir akışı olacak şekilde sistemde tutulması zorunluluğunun getirilmesi,
-Emeklilik öncesi bireylerin özel emeklilik fonlarına erişiminin sınırlanarak birikimlerin korunması.
Rapordan da anlaşılacağı üzere ülkemizde kamu sosyal güvenlik sistemi ekonominin giderek kötüye gitmesi, sistemde sürekli yapılan değişiklikler ve getirilen erken yaşta emeklilik (EYT) uygulaması ile çökme noktasına geldi. Bir tarafta emeklilerin çok büyük bölümü açlık sınırının altında maaşla yaşam mücadelesi verirken, diğer tarafta bütçeden sosyal güvenlik sistemine ayrılan kaynak giderek artmakta. Bu çerçevede kamu sosyal güvenlik sistemi fonksiyonunu büyük ölçüde yerine getiremez duruma geldi. Bireysel emeklilik sistemi ise teşvik edici kararlara rağmen yeterli etkinliğe kavuşamadı. Bu duruma halkın yeterince bilinçlendirilmemesi ve devlet katkısı dışında bireysel emeklilik kuruluşlarının getiri düzeylerinin yetersiz düzeyde kalması gibi sorunlar neden oluyor.
Sonuç olarak; ülkemizin özellikle kamu emeklilik sistemi bu haliyle gelecek için ciddi uyarı sinyalleri veriyor.