Hamas’ın Tel Aviv saldırısına İsrail’den katliamla yanıt: BM’nin çadır kentini ateşe verdiler
Macron Gazze'deki sivil ölümleri için 'haklı çıkarılamaz' diyerek ateşkes çağrısı yaptı. Fas Meclisi'nde yaptığı konuşmada Lübnan'da da ateşkes sağlanması gerektiğini belirten Macron İsrail'e askeri ihracatın durdurulmasını istedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Gazze Şeridi’nde her geçen gün artan sivil ölümlere dair çarpıcı bir mesaj verdi. Fas Meclisi’nde yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze’deki sivil kayıplara neden olan saldırılarının durması gerektiğini belirten Macron “Hiçbir şey Gazze’de bu kadar çok sayıda sivilin ölümünü haklı çıkaramaz” dedi. Macron bu sözleriyle yalnızca Filistin halkına değil, küresel topluma da sivil kayıplara karşı duyarlı olma çağrısında bulunarak dikkat çekti.
Macron’un konuşması İsrail’in bir yılı aşkın süredir Gazze Şeridi’ne devam eden operasyonlarına dair net bir duruş sergileyen nadir açıklamalardan biri olarak öne çıktı. Fransa Cumhurbaşkanı sadece ateşkes talebinde bulunmakla kalmayıp bölgedeki insani yardımın hızla ulaşabilmesi için Gazze Şeridi’ndeki durumu iyileştirme yönünde adımlar atılması gerektiğini de söyledi. “Gazze’de ateşkes sağlanması ve İsrailli esirlerin serbest bırakılması için sürekli çağrıda bulunduk” diye ekleyen Macron bu girişimlerin yalnızca Filistinlilerin değil tüm bölge halkının korunmasını hedeflediğini vurguladı.
Macron’un açıklamaları yalnızca Gazze ile sınırlı kalmadı. Lübnan’daki çatışmalara da değinen Macron bu bölgede de ateşkes sağlanması gerektiğini söyledi. ABD ve diğer müttefikleriyle Lübnan’daki durumu yakından takip ettiklerini belirten Fransa Cumhurbaşkanı barışın temini için diplomatik girişimlere hız kazandırılacağına dair güvence verdi.
Fransa Cumhurbaşkanı konuşmasının sonuna doğru önemli bir çağrı daha yaptı: İsrail’e askeri ihracatın durdurulması. Macron, Gazze ve Lübnan’daki sivil kayıpların önüne geçmek için bu tedbirin alınması gerektiğini savundu. İsrail’e yapılacak askeri ihracatın durdurulması talebi hem bölgede barışın sağlanması adına atılması gereken bir adım olarak hem de Fransa’nın savaş karşıtı tutumunu gösteren bir duruş olarak değerlendirildi.
Macron’un Gazze’de insani yardımların gecikmeden ulaşması ve Lübnan’da ateşkes sağlanması yönündeki bu çağrıları uluslararası camianın savaşa karşı ‘diplomatik çözüm arayışlarını güçlendirecek önemli adımlar’ olarak yorumlandı.
İsrail ve Fransa arasında yaşanan son gerilim dünya sahnesinde dikkat çeken bir diplomatik kriz haline gelmişti. Fransa’nın Kasım ayında Paris’te düzenlenecek Uluslararası Deniz Savunma Fuarı EURONAVAL’a İsrailli şirketlerin katılımını yasaklama kararı İsrail hükümetinin tepkisini çekti.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı yasal ve diplomatik adımlar atmaya hazırlandıklarını duyurdu. Katz sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada bu kararın kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, Fransa’nın İsrailli firmalara yönelik boykot kararını geri alması gerektiğini belirtti.
Gazze’de savaş, Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 42 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
Lübnan’ın güneyindeki savaş ortamı da gün geçtikçe daha da kötüleşiyor. İsrail ordusu, 8 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’da düzenlediği yoğun hava saldırılarıyla bölgede derin bir insani kriz yarattı. Özellikle Bekaa ve Baalbek bölgeleri ile Lübnan’ın güney kentleri bombardımanın en ağır darbesini alan yerler oldu.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bu saldırılarda şimdiye kadar 2 bin 500’den fazla kişi yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenlerin 104’ü çocuk, 194’ü kadın. Yaralı sayısı ise 11 bin 862’ye ulaştı. Bombardıman altında kalan bölgelerde, sivillerin yaşam mücadelesi gittikçe zorlaşırken, yüz binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bazıları Lübnan’ın kuzeyine, bazıları ise komşu ülkelere kaçtı. Lübnan hükümeti 486 binden fazla kişinin Suriye’ye göç ettiğini duyurdu. Evlerinden edilen insanlar güvensizlik ve korku içinde yeni bir hayat kurmaya çalışıyor.
Savaşın merkezindeki Hizbullah ise İsrail’e karşılık olarak roket ve füzelerle misilleme yapıyor. İsrail topraklarına düşen bu saldırılar, çoğunlukla askeri üsleri hedef alıyor ancak büyük bir hasar rapor edilmedi. İki taraf arasındaki bu gerginlik, bölgeyi bir felaketin eşiğine getirirken, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın 27 Eylül’deki bir hava saldırısında öldürülmesi savaşın gidişatını daha da belirsiz bir hale soktu.
Bölgedeki savaş ortamı sadece bir güç mücadelesinin çok ötesinde, Lübnan halkı için büyük bir insani kriz anlamına geliyor. Göç eden yüz binlerce kişi hayatlarını kurtarmak için yeni bir güvenli liman ararken, geride kalanlar saldırıların gölgesinde yaşamaya çalışıyor. İsrail’in son hamleleri ve Hizbullah’ın direnişi, bu kriz sarmalının daha ne kadar devam edeceği sorusunu akıllara getiriyor.