Suriye’de helikopter kazası: ABD’li 22 asker yaralandı
Suriye'de yeniden canlanan iç savaşta HTŞ rejime saldırıyor, Hama'ya ilerlemeyi sürdürüyor. Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ise YPG'nin Tel Rıfat'taki hakimiyetine son verdi, Münbiç yönünde çatışmalar devam ediyor. Ankara'da yoğun temas var.
Suriye’de iç savaş birdenbire yeniden canlandı ve bir kez daha Ankara Suriye ile ilgili her şeyin merkezi haline geldi.
Aslında son bir haftada Suriye’de yaşananları bir harita olmadan anlatmak kolay değil. Dün Türkiye’nin devlet haber ajansı Anadolu Ajansı Suriye’de son durumu anlattığını söylediği bir harita yayınladı. Bu harita pek çok bakımdan önemli.
Harita şöyle:
Burada koyu yeşille gösterilen alan İdlib. Burası Suriye iç savaşındaki çoğu muhalif unsurun ve milyonlarca sivilin sığınağıydı. Dört yıldır burası durgundu, çünkü Türkiye ile Rusya, Suriye için bir ateşkes anlaşmasına aracılık edip imza atmışlardı.
Türkiye’nin İdlib sınırlarında çok sayıda askeri kontrol noktası var. Bu noktalar hem ateşkesin ihlal edilip edilmediğini kontrol ediyor, hem de bir anlamda İdlib için güvence sağlıyordu. Ama yıllar içinde birkaç kez rejim güçleri, rejim destekçisi İranlı milisler ve hatta Rus hava kuvvetleri İdlib’e saldırılar düzenledi, rejim bir miktar toprağı daha aldı, hatta Türkiye’nin iki kontrol noktası Suriye rejimin kontrolündeki topraklarda kaldı.
Haritada açık yeşil renkte gösterilen ve Halep ile Hama’yı da içine alan bölge İdlib’deki hakim gücün, bir zamanlar El Kaide ile açık ilişki içinde olan ama birkaç yıldır bu ilişkisini kopardığını söyleyen, buna rağmen Türkiye tarafından bile ‘terörist’ olarak nitelenen Heyet Tahrir El Şam veya HTŞ adlı örgütün öncülüğünde bu hafta başlatılan harekatta ele geçirilen alanlar. HTŞ’nin bu saldırısına Türkiye tarafından eğitilip donatılmış bazı Özgür Suriye Ordusu veya Suriye Milli Ordusu birimlerinin de katıldığı biliniyor.
Bir de haritada sarı renkle gösterilen minik bir cep var; Tel Rıfat. Burada Rusya ordusunun helikopter üssü olarak kullandığı minik bir havaalanı var. Türkiye Barış Pınarı harekatıyla haritada en kuzeydeki açık yeşil renkli yerleri alırken Rusya ile anlaşma sonucu bu havaalanına ve etrafındaki PKK uzantısı YPG’ye dokunmadı. Yani buradaki YPG’liler esasen Rusya koruması altındaydı.
Ama şimdi Rusya ou askeri üssü boşalttı, geçen hafta başlayan çatışmalar buradaki YPG’nin daha doğudaki Münbiç ile Tel Rıfat arasında bir askeri koridor açmaya imkan yarattığını düşünmesine neden oldu. Ancak Türkiye kontrolündeki Suriye Milli Ordusu buna izin vermedi, harita çizildiği saatlerde Tel Rıfat kuşatılmış durumdaydı ama bu sabah gelen haberlere bakılırsa Tel Rıfat SMO tarafından ele geçirildi, buradaki YPG’lilere de Münbiç’e ‘serbest geçiş hakkı’ tanındı. Yani YPG de esasen Tel Rıfat’ı terk etti.
Sahadaki bu askeri gelişmelerin bir de diplomatik yansıması ve Suriye sahası çok karışık olduğu için diplomasiden ötesi de var.
Açık açık ve yüksek sesle söylenmiyor, ama gerek HTŞ’nin öncülüğündeki büyük saldırı, gerekse SMO’nun şimdi Tel Rıfat’ı hedef alıp bir günde ele geçirmesi ve ardından Münbiç’e yöneleceğine dair beklentilerin artması Türkiye’nin Suriye’de bu son olanlarda önemli rolü olduğunu düşündürüyor.
Bazı uluslararası örgüt ve haber kuruluşları Ankara’nın HTŞ’yi de silahlandırdığını ve bu saldırıya teşvik ettiğini öne sürüyor. Bunlar spekülatif bilgiler olmakla birlikte Ankara bugüne kadar HTŞ’nin savaşı yeniden başlatmasından rahatsız olduğuna dair bir açıklama yapmış değil. SMO’nun Tel Rıfat’ı alması ve ardından belki Münbiç’i almaya kalkışması ise Ankara’dan ayrı düşünülmüyor.
Tam da bu sebeple Ankara Suriye ile ilgili her türlü diplomatik girişimin merkezi haline gelmiş durumda. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün gece yarısı saatlerine kadar telefon başında, kendisini arayan dışişleri bakanlarıyla konuşuyordu. Arayanlardan biri Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’di.
Ama sadece o da değil. Örneğin İran Dışişleri Bakanı önce telefonla aradı, bugün de Ankara’ya geliyor. Benzer şekilde Irak Dışişleri Bakanı, Katar Dışişleri Bakanı ve Başbakanı, Mısır Dışişleri Bakanı hep Ankara’yı aradı ve Suriye konuştular. Bu konuşmaların içeriğine ilişkin ayrıntı sızmadı.
Dün ortalığı karıştıran bir de iddia vardı. Buna göre Suriye’deki Esad rejimi de Ankara’ya temsilci heyet yollamış, savaşı konuşmak istemişti. Bu iddia muhaliflere yakınlığıyla bilinen Suriye TV tarafından ortaya atıldı. Buna göre Esad yönetimi Türkiye ile müzakere yapmak üzere güvenlik heyetini Antalya’ya göndermiş. Ankara-Şam normalleşmesi için yapılan görüşmelerde bugüne kadar öne çıkan şehir Antalya olmuştu. Peki bu iddia gerçekten doğru muydu?
Middle East Eye muhabiri Ragıp Soylu’ya göre bir Türk güvenlik yetkilisi iddiayı reddetti, Esad’ın Türkiye’ye heyet göndermediğini söyledi.
Suriye TV’nin öne sürdüğü bir başka iddia da Esad’ın Ankara ve Şam arasındaki müzakerelere Mısır’ın arabuluculuk etmesini istediği. Ancak Kahire yönetiminin bu talebi reddettiği söyleniyor. Ayrıca bu iddianın doğruluğu da kuşkulu.
1998’de Adana Mutabakatı’na giden süreçte Mısır, Türkiye ile Suriye arasındaki gerilimi azaltmak için kritik arabuluculuk rolünü üstlenmişti. Eylül ayında Arab News’ten Sinem Cengiz Mısır’ın Ankara-Şam normalleşmesinde yeniden arabuluculuk rolünü üstlenebileceğine yönelik bir yazı kaleme almıştı. Cengiz yazısında Mısır’ın bölgesel gücünü göstermek için böyle bir adım atabileceğini, ancak yeni Suriye sürecinin öncekinden çok daha karmaşık olduğuna değinmişti. Zira bu kez ortada Rusya, İran ve ABD gibi çok fazla aktör var. Ayrıca her iki taraf da taviz vermeye yanaşmıyor.
Suriye’yi yakından izleyen herkesin Esad rejimine bağlı güçlerin bu kadar kolay çözülmesi HTŞ öncülüğündeki muhalif grupların bu kadar kolay zemin kazanmasının ardındaki neden olarak gördüğü şey aynı: Esad rejimi İran ve Rusya’dan aldığı destek sayesinde ayakta duruyordu, bu destek İsrail’in saldırıları ve Ukrayna savaşı yüzünden neredeyse sıfıra inince Esad da zayıf düştü.
Bölgedeki büyük resme bakınca özellikle İran’ın Suriye’deki varlığı ve etkisi hem ABD’yi, hem İsrail’i endişelendiriyor. ABD, Kuzey Suriye’deki sınırlı askeri varlığını hala İran tehlikesine bağlıyor. İsrail ise son 14 ayda Suriye’deki İran varlığını büyük ölçüde vurdu. Daha dün İsrail savaş uçakları Suriye hava sahası üzerindeki bir İran nakliye uçağını geri dönmeye zorladı, indirmedi.
İran ise Suriye’de Esad rejimin bir kez daha sallantıya girmesinden rahatsız, dün Irak’ta kendisine bağlı hareket eden Haşdi Şabi adlı milis kuvvetleri Suriye’ye sevk etmeye başladı. Gelen haberler binlerce Haşdi Şabi savaşçısının Irak-Suriye sınırını geçmek üzere hareket halinde olduğu yönünde.
Suriye’deki savaşı yakından izleyen ‘Suriye Savaş Haritası’ adlı sitede Irak-Suriye sınırında hareketlilik görünmüyor. Dün sadece Türkiye, Kamışlı yakınlarında bir kamyonu top ateşiyle vurmuş, onun bilgisi var. Türkiye ayrıca Tel Rıfat’ın SMO tarafından ele geçirilmesine yardımcı olmak amacıyla Tel Rıfat’ın kuzeyindeki kimi YPG mevzilerine top atışları yapmış.