Derin Uykular Tatlı Rüyalar: Didaktikliğe kaçmadan iklim krizi gerçeği

İnci, ayılar hakkında bir kitap okuyor ama ayıların çatı katında yaşamadıklarını anlatan yazara kesinlikle katılmıyor. O gece yaşadıklarını görünce ne kadar haklı olduğunu siz de anlayacaksınız. Zira az sonra “Derin uykular, tatlı rüyalar hakkında bir kitap ödünç alabilir miyim lütfen?” diye seslenerek bir ayı iniyor çatı katının merdivenlerinden. İnci gözlerine inanamıyor. Hayır hayır, karşısında bir ayı durduğu için değil, tek başına geldiği için. Tam ayıya kardeşinin nerede olduğunu sorarken yukarıdan bir ses geliyor; “Uyuyamıyoruz!” İşte böylece muhteşem bir macera başlıyor.

İlk kitabı ‘Renkli Hayaller Ansiklopedisi’yle 2014 ÇGYD Yılın Çocuk Kitabı Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen, ardından ‘Palyaçolar Giremez’, ‘Çok Uzak Bir Deniz’ ve ‘Matilda Teyze’nin Nükleer Yemek Tarifleri’ gibi birbirinden özgün hikâyelere imza atan Şener Şükrü Yiğitler, yeni kitabı ‘Derin Uykular Tatlı Rüyalar’da bu defa kış uykusuna yatamayan kardeş ayıları ve onlara yardım eden bir çocuğu anlatıyor.

Bitlis’te yaşayan Yiğitler, Nemrut Dağı’nda izlenen gerçek ayı kardeşlerden ilham almış. Kitaptaki kardeşler sıcaklardan dolayı kış uykusuna yatamıyor. Ama kitabın iklim krizi mesajı vermek uğruna edebi zevkin didaktikliğe kurban edildiğini sanmayın. Aksine son zamanlarda okuduğum en eğlenceli, komik ve muzip kitaplardan biri. Büşra Kaygın Gafarov’un çizimleri de ayrı zenginlik katıyor hikâyeye. Büyük Ayı merdivenlerden inerken Küçük Ayı’nın çatı katının aralığından tek gözüyle gizli gizli aşağıyı izlediği sahne yeter de artar bile anlatmaya.

Neticede ayı kardeşler bir türlü uyuyamıyor. Ne İnci’nin okuduğu masallar ne ballı süt ne taze meyve sebzeler… işe yarıyor. Sonunda bir dünya haritası İnci’ye yol gösteriyor. Kardeşlerin kış uykusuna yatması için Kuzey Kutbu’ndan daha rahat bir yer olamaz. Böylece üç kafadar İnci’nin akülü arabasına atlayıp yola çıkıyor, tozu dumana katarak ilerliyorlar. Ve bir sonraki sayfada şarjı biten arabayı ite ite geri getirirlerken kahkahalara boğuluyoruz.

Neyse ki İnci muzipçe bir başka yol buluyor da sonunda Kuzey Kutbu’na ulaşıyorlar; mı acaba?

Kafka ve Oyuncak Bebek: Başkalarının üzüntüsüne kayıtsız kalmamanın güzelliği