Oxford’a özendi, TDK yılın kelimesini seçiyor!
Türk Dil Kurumu'nun internet üzerinden Türkiye'de 2024 yılının kelimesi ya da kavramını belirlemek üzere internet üzerinden başlattığı oylamada öne çıkan kavram 'kalabalık yalnızlık' oldu.
Dünyada son yıllarda öne çıkmaya başlayan güncel kelime ve kavramları belirlemek üzere dil üzerine çalışan kurumlar, üniversiteler ve medya organları çalışmalar yapıyor. Burada amaç, çağın ihtiyaçlarına paralel olarak yeni üretilen ya da için hafızalardan çıkarılıp sık kullanılmaya başlanan ifade biçimlerini belirlemek. Böylece sosyal bilimciler dilin ve sosyolojinin evrimiyle ilgili fikir sahibi oluyor.
Bu yıl TDK da bu yıl furyaya kapsamlı bir tanıtım kampanyasıyla dahil oldu ve yılın kelimesini belirlemek için geçen hafta internet sitesi üzerinden oylama başlattı. Bu çerçevede Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) işbirliğiyle alanında uzman isimlerden oluşan Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenen yedi kelime ve kavram oylandı.
Oylamaya değer bulunan kelimeler ‘kalabalık yalnızlık’, ‘merhamet’, ‘yabancılaşma’, ‘algoritma’, ‘yozlaşma’, ‘yapay zeka’ ve ‘dijital yorgunluk’ olarak belirlendi. Oylamada bir haftada 1 milyon kişi katıldı ve Türk halkı 2024’ün ‘kelimesi ve kavramı’ olarak ‘kalabalık yalnızlık’ kavramını seçti.
Değerlendirme Kurulu oylamaya koyarken kalabalık ‘yalnızlık kavramını’ oylamaya koyarken şöyle tanımlamıştı: “2024 yılında, insanların kalabalıklar içinde yalnız hissettiklerini gösteren araştırmaların sayısında artış olduğu görülmektedir. Birbirlerinin zıddı gibi duran, teklik ifade eden ‘yalnızlık’ ile çokluk ifade eden ‘kalabalık’ aynı anda var olabilmektedir. Sosyolojik, psikolojik, iletişimsel gerekçelerle açıklanabilen bu durum, bireylerin gündelik yaşamlarında, kurdukları ilişki biçimlerinde kendisini göstermektedir. Sosyal medya ortamında takipçi, beğeni sayılarının önem kazanması, sözde ‘kalabalık’ bir ortam oluşturulması yalnızlık hissine çözüm gibi algılansa da yalnızlık hissini artıran bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Dijital dünyanın gelip geçici ilişkiler önermesi, yalnızlık hissini derinleştirmektedir.
Diğer yandan hayatın giderek artan hızı, artan insan hareketliliğiyle birlikte toplumsal bağların zayıflamasıyla bağ kurmakta zorlanan bireyler, kendilerini kalabalıklar içinde yalnız hissetmektedirler. Bireyin çevresinde insan sayısının fazla olması, kendisini yalnız hissetmediği anlamına gelmemektedir. Aynı ev içinde aile bireylerinin olması, aynı yemek masasında yalnız hissetmeyi engellememektedir.”