2024’te hedef uzayda seks
Dijital dünyanın önemli sanatçılarından Refik Anadol şu sıralar yapay zeka müzesinde yaşayan ansiklopedi için çalışıyor. Anadol bu projeyi anlatırken geçen yılki Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri törenine katılamadığı için üzüldüğünü söyledi
O çağdaş sanat dünyasının en etkili 100 kişisinden biri. En azından iki yıldır. Refik Anadol’dan bahsediyoruz. Türkiye’nin uluslararası alandaki en önemli sanatçılarından biri olarak durmadan üretiyor. Şimdilerde yapay zeka müzesinde yaşayan ansiklopedi için çalışıyor. Bu vesileyle Anadolu Ajansı’na bir röportaj verdi.
Anadol sanat dünyasının uzun süredir dijital sanatı kör noktaya yerleştirdiğini söyleyerek “Benim gibi sanatçılar bilgisayar, yazılım, veri, yapay zeka kullanan kişiler, genelde sanat dünyasından bir şekilde kopmuş bir haldeydi. Sanıyorum projelerimizin yarattığı en büyük faydalardan biri özellikle dijital sanatları hayal eden insanların önünü açması oldu. Eşim Efsun’la beraber biz de Dataland Müzesi ile hayali olan sanatçılara dijital sanatların daha iyi anlaşılması, gösterilmesi ve eserlerin sergilenmesi için bir imkan sağladık” diyor.
Dataland Müzesi bir anlamda yapay zeka müzesi aslında. Anadol, müzenin yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu, bu süre içinde hem mekan tasarımlarını hem de arka planda yatan yapay zekayı ürettiklerini anlatıyor: “Özellikle Google ekibiyle yaptığımız iş ortaklığı sayesinde geri dönüşebilir enerjiyle çalışan bir servisi kullanarak, doğaya zarar vermeden, doğayı en iyi ifade edebilen yapay zekayı üretmeye çalıştık.”
Refik Anadol, büyük müze ve kurumlardan 500 milyondan fazla veriyi etik olarak topladıklarını anlatıp “Bunun içerisinden 2,5 milyon tanesi, tek tek ekibim tarafından kontrol edilerek, onaylanmış bir veri setine dönüştürüldü. Daha sonra bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma açtığımız Yaşayan Ansiklopedi ismiyle ilk defa izleyicimizle buluştu. Yaklaşık 3 bin kişi şu an deniyor. Niyetim yapay zekayı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak” diyor.
Dataland Müzesi’ni Los Angeles şehir merkezinde konumlandırdıklarını söylüyor Refik Anadol ve müzenin ilk sergisiyle ilgili de bir müjde veriyor: “Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi, MOCA Müzesi gibi Los Angeles’ın en güçlü kültür koridoru olarak bilinen bir yolun üzerindeyiz. Müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına dair bir veri seti kullanacağız. Şubat 2025’te bu projenin devamı niteliğinde bir başka projeyi Türkiye için hazırlayacağız.”
Projeyi duyurduktan sonra çok güzel geri dönüşler aldığını anlatan Anadol, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da sosyal medya hesabından duyurmuş. Haberim yoktu. Sabah uyandığımda internette bayağı pozitif yorumlar geldiğini görünce fark ettim. Çok sevindim” diyor.
İşte bu noktada da katılamadığı için üzüldüğü geçen yılki Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninden bahsediyor: “Üzüldüğüm anlardan biriydi, Kültür Nişanı ödülümü almaya gidememiştim. O sırada Amazon yağmur ormanlarında bu projenin verilerini topluyorduk. O yüzden gelememiştim Ankara’ya, annem ödülü almaya gitmişti. O günden beri ifade etmek istiyordum; aslında orada olmama sebebim herhangi bir durum değil. Gerçekten de Amazon ormanlarının derinliklerinde yerel halkla veri topluyorduk. İnternetten uzakta, bir veri toplama sürecine giriyoruz. O yüzden kaçırmış, gelememiştim. Hayli uzak bir mesafedeydim. 44 saatlik bir uçuş uzaklığındaydık ama çok sevinmiştim. Bu ödül benim için çok anlamlıydı. Özellikle dijital sanat alanında ülkemizi hem temsil etmek hem de böyle bir ödülle onurlandırılmak, hayatım için muazzam bir motivasyon oldu.”
Art Review dergisi tarafından çağdaş sanatın en etkili 100 ismi listesine girmesiyle ilgili de Anadol “Dijital sanat alanında o listede olabilmek, ülkemizi temsil etmek benim için çok kıymetli. 2025 yılında özellikle dünyada ve ülkemizde yapay zekanın önemli bir değişime yol açacağını düşünüyorum. Muazzam bir Rönesans’ın içindeyiz. Bence hiç tahmin edemediğimiz kadar kompleks ve insanlığa iyi geleceğini düşündüğüm çok fazla gelişmeyi arka arkaya yaşayacağımızı öngörüyorum. Hastalıklar dahil, dünyadaki birçok probleme çözüm bulabiliriz. 2025 yılının herkese mutluluk, ilham ve umut sağlamasını hayal ediyorum” diyor.