Kızıl Goncalar: Kadın hakları maskeyi düşürdü, tarikat bölündü

‘Kızıl Goncalar’ın 33. bölümünde kızların okuması ve kadınların çalışması meselesi büyüdü. Derin yapı bu konuda emeline ulaşamadı ve Faniler tarikatı Sadi Hüdayi ile Cüneyd çatışması sonucu ikiye bölündü.

Dizi 31 Aralık 2024
Bu haber 3 hafta önce yayınlandı

Geçen hafta Meryem (Özgü Namal) çocuklarını okutabilsinler diye tarikattaki anneleri çalışmaya ikna etmişti. Yeni bölümde konu şûraya taşındı; mürşit Cüneyd (Mert Yazıcıoğlu) kadınlara, karşı atak olarak Sadi Hüdayi de (Erkan Avcı) kocalarına söz hakkı tanıdı. Aman kadınlar beylerinin izni olmadan kendi haklarını oylayamasın! Tarikatta demokratik kararlar alınması iyi de hâlâ tartıştığımız konunun kızlar okusun mu, kadınlar çalışsın mı olması üzücü. Kadınların çalışmasını aile huzurunu bozan bir unsur olarak görenlere karşı Hz. Hatice gibi apaçık bir örneği hatırlatma noktasına gelen Meryem’i sabrı için kutlarız.

Bu tarikat bize musallat

Sülaleyi karıştıran yengeden hallice Müyesser (Asiye Dinçsoy) bu tartışmada bel altı vurdu ve Meryem’in çalışmak için gittiği evden Levent’le (Özcan Deniz) evlenerek çıktığını hatırlattı. Meryem de sırf ‘kötü’ örnek olmamak için Levent’i terk edip tarikata döndü. Şu Faniler laftan anlasın diye ikide bir Meryem ve Zeynep’in (Mina Demirtaş) kendilerinden ödün vermesinden yıldık. Bu kişilerin akılları bir örnekle doğruyu bulup bir örnekle yoldan çıkacak kadar noksan mı? Zaten işe de yaramadı, Meryem’in fedakârlığından cesaretlenen kadınlar mesleki eğitimden dönerken onları taşıyan araç taşlandı.

Tarikat bölünüyor

Meselenin uzamasının tek nedeni Müyesser gibiler değil. Derin yapı belası bir süredir Sadi Hüdayi’ye dadanmıştı ve dertleri, güya denge sağlansın diye kutuplaşmayı garantilemekti. Tarikattaki kadınların temel haklardan mahrum kalması işlerine gelen derin yapı bu kez sert kayaya tosladı, zira Zeynep pes etmiyor. Sadi Hüdayi’nin birileriyle iş çevirdiğini Cüneyd’e kanıtlayan Zeynep, onun isteği üzerine neler döndüğünü öğrenmek için Sadi Hüdayi’nin safında yer aldı. Cüneyd kendisine ihanet eden Sadi Hüdayi’yle gerçekten, Zeynep’le de göstermelik olarak Fanilerin ilişiğini kesti. “Sen beni kovamazsın, ben istifa ediyorum” diyerek İnsan Kaynakları’dan çıkışını alan Sadi Hüdayi ile yeğeni Cüneyd artık iki ayrı baş.

Dizi yansıması

🔴 Kimi izleyici kadınların çalışması mesajına içerlemiş ve zamanını ev içi emekle, çocuklarını büyütmekle geçirmek isteyen kadınların hor görüldüğü sonucuna varmış. Herkesi sakinleştirmek için hatırlatalım: Bu dizinin mesajı okuma, çalışma, hatta ve hatta sosyalleşme haklarını isteseler bile kullanamayan kadınlara bu haklarını teslim etmek.

🔴 Konu yeniden Sadi Hüdayi ve Cüneyd çatışmasına dönünce dizi de fabrika ayarlarına döndü tabii. Ancak yanında Arif’i de (Yakut Turğut) götürdü. Arif zamanında tarikatla sevdiği kadın Birgül (Sitare Akbaş) arasında kaldığı için mutlu olamamış, ancak çiftimiz yıllar sonra nihayet evlenmişti. Ancak bu bölümde tarikatın nüfuzlu erkeklerine sevdiği kadından daha çok önem veren Arif de özüne döndü ve Birgül gibi bir kadından çalışmamasını istedi.

🔴 Hatırlatalım: Birgül okumak, ilim irfan peşinde koşmak ve kendi ayakları üzerinde durmak için, üstelik dininden de ödün vermeden, tarikattan atılmayı göze almış bir kadın. Ardından sırf tarikattaki kızların okuyabilmesine yardım etmek, yani sistemi içten değiştirmek için (tıpkı zamanında Zeynep’in, bu bölümde Meryem’in yaptığı gibi) tarikata geri dönmüş biri. E demezler mi Arif’e, neden Birgül’le evlendin o zaman?

🔴 Tek mesele bu da değil. Arif ve Birgül bir de bebek konusundan sınandı ki bu oldukça toplumsal bir sorun. Daha yarım saniyedir evli olmalarına rağmen hem tarikat hem Arif bebek istiyor. Doğum kontrol hapı kullanan Birgül’ünse çocuk yapıp yapmama konusundaki kararı geleneklere bırakmaya niyeti yok. Herkese sesleniyoruz: Milletin yatak odasından, bebek muhabbetinden çıkın. Arif’e sesleniyoruz: Konuşturma bizi, gelenden gidenden bebek için yalnız kalabildiğiniz mi var?

🔴 “Bir cisim yaklaşıyor” dercesine her yerden çıkan şu derin yapı sözcüsü veletten bıktık açıkçası. Tam her şey yoluna girdi diyoruz,  korku filmlerindeki habis çocuklar gibi köşeden çıkıveriyor. Hem koskoca derin yapının sözcüsü neden o? Kulağına sufle veren de olmadığına göre bu çocuk böyle büyük laflar etmeyi nereden öğrenmiş?

🔴 Bölümün en duygusal sahnesi, Cüneyd’in babasını teşhis edip gasilhanede onunla vedalaştığı sahneydi. Kendisinden hep nefret etmiş, yeniden bir araya geldiklerinde de onu düşman bellemiş bir babaya sahip olsa da zor vedalaştı. Fanilerden kimsenin Vahid’e helallik vermemesi, ancak onun zulmünü herkesten çok yaşamış olan Meryem ve Zeynep’in hakkını helal etmesi de ayrı dokunaklıydı.

🔴 Levent’in Meryem’i psikiyatrik açıdan değerlendirdiği cümle de bölümün repliği olsun: “İnsanlar travmayı geçmişte yaşanan kötü olaylar zanneder, ama aslında yaşanmamış güzel olaylar da travmadır.” Meryem’in yaşayamadığı gençliği, ardından kadınlığı onda travma olarak kalmış.

Gözden kaçmayan detaylar

🔴 Bu bölümde Levent, çaresiz insanların spiritüel kültlere kapılmasını Stockholm sendromuna örnek olarak gösterdi. Bu modern kültler birkaç bölüm önce, dinî tarikatların simetrisi olarak yazılmıştı. O halde dolaylı olarak, tarikat mensupluğunun da Stockholm sendromu olduğu mu vurgulandı dersiniz? Hatta bir grup izleyiciyi kızdıracağız, ama Zeynep’in Cüneyd’e karşı filizlenmeye başlayan hisleri de buna örnek olabilir.

🔴 Bölümün teması dolaylı olarak, ara ara vurguladıkları toplumsal yelpaze meselesiydi:

🔺 Kızların okumasını ve kadınların çalışmasını günah sayan tarikat mensuplarına Zeynep’in verdiği cevap, onca olay arasında gözlerden kaçtı. Kendilerine göre günah uydurup insanları kısıtlamaya çalışanlara Zeynep’in verdiği “Günahı Allah yazar, kul değil” cevabı her yere asmalık. Bu önemli, çünkü Zeynep kendi tarikatıyla bile görüşleri ayrışan bir mümin. Dolayısıyla çocukların okumaması, kadınların çalışmaması, (Müyesser üzerinden işlenen) müziğin yasak olması gibi görüşler yalnızca Faniler tarikatında hâkim din yorumu.

🔺 Tıpkı Zeynep gibi düşünen, bunların dinen yasak olmadığını, yalnızca nasıl icra edildiklerinin önemli olduğunu, kadınlar için geçerli olan okuma ve çalışma koşullarının erkekler için de geçerli olduğunu savunan din âlimleri gırla. Dolayısıyla dizinin tek bir İslam temsili yapmadığını hatırlamak, tıpkı toplumun geneli gibi mütedeyyinlerin de bir yelpazeden oluştuğunu unutmamak gerek. Vahid’in gelmesiyle Faniler bile ılımlı görünmüştü. Şimdi aynı çeşitlilik Sadi Hüdayi ve Cüneyd üzerinden gösterilecek. Cüneyd’in, kadınlara yapılan taşlı saldırıyı istişare ettiği şeyhler meclisi içindeki gruplar da bu çeşitliliğe örnekti.

🔴 Bölümün açılış sözü olan “Mayoz bölünme: Bölünme sonucu oluşan hücreler birbirinden ve ata canlıdan kalıtsal olarak farklıdır,” cümlesi, Faniler tarikatının birbirinden farklı Sadi Hüdayi ve Cüneyd hiziplerine bölündüğüne göndermeydi.

Künye
Yayın mecrası: NOW TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Deniz Gürlek, Gamze Arslan
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Mert Turak, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Asiye Dinçsoy, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Can Kızıltuğ, Pelin Ermiş, Mısra Tüfek, Oğulcan İnan, Zeynep Ozan, Emin Gürsoy.

Kızıl Goncalar: Dinden ve cinsiyetten böl, yönetKızıl Goncalar: Dinden ve cinsiyetten böl, yönet

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.