Japon mafyası Yakuza’nın patronlarından Takeshi Ebisawa adlı kişi, 500 kilodan fazla uranyum ve nükleer silah yapma kalitesinde plütonyum satmaya çalışırken yakalandı. Ebisawa, 2019’dan beri Amerikan federal polislerinin takibi altındaydı.
Amerika’nın New York kentinde çarşamba günü mahkemeye çıkan Takeshi Ebisawa adlı Japon mafyası Yakuza’nın patronlarından biri olan Takeshi Ebisawa bütün suçlarını kabul etti. Ebisawa’nın suçlarına bakınca, 60 yaşındaki mafya babasının bir daha serbest kalma ihtimali pek gözükmüyor.
Amerikan federal polis teşkilatlarından biri olan ve daha çok uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgilenen DEA, 2019 yılından beri Ebisawa’nın peşindeydi, çünkü Yakuza patronunun büyük bir uyuşturucu kaçakçısı olduğundan şüpheleniliyordu.
DEA bu soruşturma çerçevesinde bir ajanını uyuşturucu ve silah alıcısı kılığında Ebisawa’nın yakınına sokmayı başardı. O ajan raporlarını aktardığında Ebisawa için uyuşturucu kaçakçılığının yaptığı işlerden sadece biri olduğu ortaya çıktı.
Ebisawa, Amerika’ya eroin ve metamfetaminler getiriyordu, karşılığında ise ABD ordusundan çalınmış silahlar alıyordu. Bu silahları da Uzay Doğu’da ve Afrika’da pazarlıyordu. Ebisawa’nın temin edip çeşitli savaşçı gruplara sattığı silahlar arasında yerden havaya füzeler bile vardı.
Bu haberin en tepesindeki fotoğrafta Ebisawa elinde bir roketatarla görülüyor. Bu fotoğraf için poz verdiği insanın DEA ajanı olduğunu bilmiyordu Ebisawa. Savcılığın ‘UC-1’ olarak kodladığı gizli ajanla uyuşturucu ve silah için pazarlık yapıyordu Yakuza şefi.
Ebisawa’nın pazarlamaya çalıştığı şeyler arasında saflaştırılmış uranyum ve nükleer silah yapımında kullanılabilir nitelikte plütonyumun da bulunması ise Amerika’da bütün alarm zillerinin bir arada çalınmasına neden oldu.
Ebisawa elinde nükleer materyal olduğunu, bunları satmak istediğini UC-1 kodlu ajana 2020 yılı başında söylemiş. Aynı yılın sonlarında UC-1’e kaya gibi gözüken bir materyalin fotoğrafını göndermiş, materyalin yanındaki radyasyon ölçen Geiger sayacı yüksek rakamları gösteriyormuş. Ebisawa ayrıca bu materyalin toryum ve uranyum olduğunu söyleyen laboratuvar raporlarını da DEA ajanına yollamış.
Bunun üzerine UC-1 aldığı talimat gereği bu materyalin satışına aracı olabileceğini Ebisawa’ya bildirmiş ve bir arkadaşını İranlı bir general gibi takdim ederek ve Ebisawa ile tanıştırmış. İranlı kılığındaki ajan, uranyumu İran nükleer programında kullanmak için aradıklarını söylemiş. Ebisawa, onlara “İsterseniz daha güçlü olan plütonyum da temin edebilirim” demiş.
Ebisawa, UC-1 ile Burma’da silahlı bir direniş yürüten asi bir örgütün liderini tanıştırmış. Savcılığın CC-1 diye kodladığı bu Burmalı asi lider Uranyum’u satma karşılığında silah almaya uğraşıyormuş.
2022 Şubatında CC-1 ve adamları, DEA ajanı ile bir video konferans gerçekleştirmiş ve ona ellerinde 2 ton Toryum-232 ve 100 kilodan fazla U-308 (Buna nükleer terminolojide ‘sarı kek’ adı veriliyor) olduğunu söylemişler. CC-1, Burma’dan 5 tona yakın nükleer materyal temin edebileceğini söylüyormuş.
Bir hafta sonra Uzakdoğu Asya’da bir ülkede bütün grup bir otelde yüz yüze buluşmuş, buluşma sırasında adamlardan biri UC-1’e yandaki bir odada iki plastik kutu içinde bazı materyaller göstermiş, bunların “örnek uranyum ve toryum olduğunu” söylemiş.
Bunun ardından DEA operasyonlar için düğmeye basmış, Tayland, Endonezya, Japonya ve başka ülkelerde çok sayıda isim yakalanmış. Kontrol edilen nükleer materyalin toryum, Uranyım-208 ve nükleer silaha dönüşme kalitesinde plütonyum olduğu laboratuvar incelemesinde kesinleşmiş.