Devlet bey iki defa aradı, geçmiş olsun, dedi

Gazeteci Özlem Gürses, YouTube yayınında dili sürçtü diye ev hapsinde, şimdi ayağında elektronik kelepçeyle her gün TV'de yayın yapıyor. Onu evinde ziyarete gittim, kendi evinin kapısına 50 santimden fazla yaklaşması yasak, kapıyı açması bile macera.

15 Ocak 2025

Dün evinde kelepçeli gazeteci olarak yaşayan meslektaşım, arkadaşım Özlem Gürses’i ziyaret ettim.

Bu ziyarette bana çok umut veren bir şey öğrendim.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli iki kere aramış ve geçmiş olsun demiş.

O kısmını ayrıntılı anlatacağım, ama önce izlenimler…

Kapıyı çalınca kelepçeli hayatın ilk özelliğini gözlerimle gördüm.

Özlem vücudunun üst tarafıyla uzanarak kapıyı açtı.

Ayaklarıyla kapı arasında 50 santimden fazla mesafe vardı.

Anında ayak bileğindeki elektronik kelepçeyi fark ettim.

Kapıya 50 santim mesafeden ileri geçme hakkı yokmuş. O nedenle kapıyı uzanarak açabiliyormuş.

Evde yalınayak geziyor.

Neşesi kaçmış, gururu kırılmış

Onu bir buçuk aydır görmüyordum.

Gözaltına alınmaktan çok etkilenmiş.

Neşesi gitmiş, yerine hüzünlü bir ifade gelmiş.

Savcılıkta ifade verdikten sonra geçen süreyi anlattı.

Savcının kapısı hiç açılmadan karar iktidar medyasına sızmış

Kapıda avukatıyla savcının vereceği kararı bekliyorlarmış.

Kapı hiç açılmamış.

İçeri kimse girip çıkmamış.

Ama bir süre sonra avukatının cep telefonuna “Savcının kendisini tutuklama talebi ile mahkemeye sevk ettiği” haberi gelmiş.

“Daha savcının kapısı açılmadan kararı iktidara yakın medyadan öğrendik” diyor,

Daha hakim karar vermeden tutuklanma işlemim başlatıldı

Mahkemeye gittiklerinde ise başka bir sürprizle karşılaşmışlar…

Hakim kararını yazmak için ara vermiş ve dışarı çıkmışlar.

O sırada bazı görevliler gelip avukatına tutuklanma işlemlerini imzalatmaya başlamış.

“Çok moralimiz bozuldu” diyor.

Hakim tahliye kararı verince gözüm karardı, yere yığıldım

Bunun verdiği moralsizlikle hakimin kararını dinlemeye “Kesin tutuklanacağım” duygusuyla girmiş.

O anı şöyle anlatıyor:

“Hakim evde hapisle tahliye kararını verdiği an gözlerim karardı, yere yığıldım.”

Bayılmış.

Kelepçeli fotoğrafım yayınlanınca YouTube’da ne oldu?

Gözaltına alındıktan sonra hayatında değişiklikler olmuş.

Bir kere çok başarılı olduğu Youtube yayınlarında takipçi sayısı artmış.

İçeri alındığında takipçi sayısı 625 binmiş, şimdi 742 bin olmuş.

Instagram hesabının takipçisi bir milyonu geçmiş.

Ancak ilginç bir şey var.

Anlık izlenme sayısında bir düşüş olmuş.

“İnsanlar beni kelepçeli götürülürken görünce isimleriyle izlemeye çekinmeye başladı belki” diyor.

Doğaldır.

Ama netice olarak gözaltına alınıp evde elektronik kelepçeyle tahliyesinden sonra hem dijital hem televizyon reytingi yükselmiş.

Ben ne iktidar ne de muhalefet gazetecisiyim

“Ben ne yaptım da ellerim adi bir suçlu gibi kelepçelendi, evimde ayağımda elektronik kelepçeyle yaşıyorum” diyor.

Özlem benim Türkiye’de tanıdığım en başarılı televizyon yayıncılarından biridir.

Fanatik ve militan gazetecilik asla yapmaz.

Tek başına yaptığı haber bülteniyle harikalar yaratıyor.

Kimseye hakaret etmiyor, iftira atmıyor.

Yalan haber yapmıyor.

“Yayınlarımda hep söylüyorum. Ben ne iktidar gazetecisiyim ne muhalifim. Gazeteciyim. Öyle bir ‘davam’ falan da yok. Dava kelimesini hiç sevmem. O nedenle çok kırıldım. Bu yapılanların hiçbirini hak etmedim” diyor.

AKP ve MHP’den arayıp geçmiş olsun, diyen çok insan oldu

Ama olayın onun moralini yükselten yanları da var.

Bir kere Türkiye’nin her yerinden arayıp destek mesajı veren çok sayıda insan olmuş.

“Aralarında beni çok şaşırtan insanlar vardı. MHP’den, AKP’den arayan insanlar son derece sıcak ve moralimi düzelten dayanışma mesajları verdi” diyor.

Arayanlardan biri belki çoğunuz için sürpriz olacak.

Devlet Bey’in telefonu beni hiç şaşırtmadı

Eve geldikten sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aramış.

Hem de bir değil iki defa aramış.

Geçmiş olsun deyip hatırını sormuş.

Özlem “Tabii ki onun telefonu beni çok sevindirdi. Devlet bey sadece benim için değil bütün gazeteciler için güzel bir şey yaptı” diyor.

Bazıları için şaşırtıcı olabilir, ama ben şaşırmadım.

Çünkü Devlet Bey’i MHP Genel Başkanı olduğundan beni en yakından takip eden gazetecilerden biriyim.

Bu telefon yaşadığımız şu konjonktür açısından önemli

Bu telefonu bugünkü konjonktür açısından da önemli gördüm.

Çevremde sık sık soruyorlar.

Devlet Bahçeli Öcalan girişiminde samimi mi…

Başlangıçta benim de kafamda sorular vardı.

Ama Tusaş saldırısının ardından hiç provokasyona gelmeden aynı tavrını sürdürmesi sorulardan birini eksiltti.

Daha sonraki adımları ve önceki gün Selahattin Demirtaş’ın cevaplarıyla ilgili tavrı ve dün grupta yaptığı konuşmadan sonra samimi olduğu konusunda ikna noktasına geldim.

“Diyarbakır’ı kaybedersek Anadolu’yu kaybederiz” sözü ilk defa güvenlikçi bir ifade olmaktan çıkıp kucaklayıcı bir anlama büründü.

Devlet Bey bu konjonktürü Demirtaş ve Kavala’ya yayabilecek güce sahip

Ancak bu girişimin tamamlanması için konjonktürün Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay ve Gezi mahkumlarına da yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyorum.

Onlar için de adım atılıncaya kadar bu düşüncem devam edecek.

Artık şunu çok iyi gördük.

Devlet Bey’in çok güçlü bir dönüşüm ve ikna gücü var.

Abdullah Öcalan inisiyatifini başlatan Bahçeli bu adımı da atarsa eminim AKP içindeki makul insanların da büyük desteğini alır.

Dün Özlem Gürses’e iki telefonunu öğrenince bunları düşündüm ve umutlandım.

Şimdi yine kelepçeli meslektaşımla ilgili gözlemlerime döneyim.

Evden kelepçeli yayın Özlem’i sabah kuşağında AB Grubu birincisi yapmış

Sabah programlarını sunduğu Sözcü televizyonuna ve Sözcü grubuna çok müteşekkir…

“Patronundan muhabirine müthiş bir mesleki ve arkadaşlık dayanışması gösterdiler” diye devam ediyor.

Özellikle sabah haberlerini evden sunmasını istemeleri onu çok duygulandırmış ve çalıştığı Sözcü’ye daha da bağlamış.

En güzeli de ayağında kelepçeyle evinden yaptığı sabah yayınlarında haber kanalları arasında AB grubunda birinci olmuşlar.

Sözcü televizyonu sabah saat 8.15-12 arasında haber kanalları arasında birinciliğe yükselmiş.

Kelepçeli yayın stüdyosu kedi ve köpeklere serbest

Sözcü evinin giriş katındaki salona resmen bir televizyon stüdyosu kurmuş.

İki kamera devamlı orada duruyor.

Işıklandırma spotları da devamlı o stüdyoya bağlanmış.

Anlayacağınız Türk televizyon tarihine “kelepçeli yayıncılık” başarısını getirdiler.

İlginç bir stüdyo burası.

Evde 16 yaşında bir köpek ve çeşitli yaşlarda altı kedi var.

Evin her santimetrekaresi hepsine açık.

Yayın sırasında bile gelip canlı yayına çıkabiliyorlar.

Pazar günü muhafazakar kesimden 10 kadın eve ziyaretine gelecek

İşte böyle…

Dün sabahım iki güzel ve başarılı kadının başına gelenleri dinlemekle geçti.

Tabii onlara bir başka başarılı yayıncıyı, Nevşin Mengü’yü de eklemem gerekir.

Yargı yoluyla kadınlara yönelik bazı operasyonlar giderek daha dikkat çekici hale geliyor..

Ama bütün bunlar kadınları yıldırmıyor, sindirmiyor.

Tam aksine giderek belirginleşen bir kadın dayanışması ortaya çıkıyor.

Hatıra paraları üzerindeki devletler ilişkileri gözetlemeye, kadın gazetecilerin özgürlüğüne müdahale etmeye başlayınca kadınlar arasındaki dayanışma da artıyor.

Ben ayrılırken Özlem Gürses pazar günü kendisini ziyarete gelecek muhafazakar kesimden 10 kadını ağırlamaya hazırlanıyordu.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.