17 Şubat 1763, Paris…
Molière o gece çok hasta olmasına rağmen henüz 4.kez sahnelediği Hastalık Hastası oyununu sahneye koymak için hazırlanıyordu. Kendisi için endişelenen eşini azarlayarak ‘burada geçinmek için bu işten başka çareleri olmayan 50 yoksul işçi var, tabii ki sahneye çıkacağım’ demişti. Ancak ilerleyen verem hastalığı nedeniyle temsilden birkaç saat sonra hayatını kaybetti. O dönem Katolik Kilisesi oyunculardan hoşlanmıyordu, öyle ki oyuncuların Katolik Kilisesi’ne bağlı kiliselerde takdisi ve kiliselere bağlı mezarlıklara gömülmesi kanunla yasaklanmıştı. Bu nedenle Molière’in cenazesi de vaftiz edilmeden gömülecekti. Karısı Kral’a giderek eşinin normal bir törenle hiç değilse gece gömülmesi için izin aldı.
Molière o gece 142 rue Montmartre’taki St. Joseph bebek mezarlığına gömüldü.
1885 yılında 142 rue Montmartre adresindeki St. Joseph mezarlığının yerine Le Journal Gazetesi’nin binası yapıldı. Aynı binada Le Radical, L’Aurore, L’Univers, Le Jockey, La Patrie ve La Presse gibi başka gazeteler de bulunuyordu.
Yıl 1898, Paris
Yüzbaşı Alfred Dreyfus Paris’teki Alman Büyükelçiliğinde hizmetçi olarak çalışan bir ajanın çöpte bulduğu imzasız mektup nedeniyle casusluk suçlamasıyla tutuklandı. Dreyfus sadece el yazısı benzerliği yüzünden haksız yere tutuklandı ve suçlu bulunarak sürgüne gönderildi.
Oysa mektup başka bir binbaşı tarafından yazılmıştı. Göreve yeni atanan bir istihbarat görevlisi Dreyfus’un suçsuzluğunu kanıtlayan başka deliler olduğunu fark ederek davayı yeniden açmak istediğinde ise olay örtbas edilerek görevli uzak bir yere tayin edildi. Ancak bu görevlinin elindeki belgeler Emile Zola’ya ulaştı.
Zola Cumhurbaşkanı Félix Faure’ye hitaben L’Aurore Gazetesi’nde ünlü J’accuse/Suçluyorum başlıklı yazısını yayınladı. Yazısında bu davadaki sahte delilleri, haksızlıkları, siyasi baskıları ifşa etti ve suçluları adaleti engellemekle itham etti. Yüzbaşı Dreyfus haksız yere kendisine açılan bu davada tam 12 yıl sonra beraat etti ve askerliğe geri döndü. Zola bu yazısı nedeniyle Fransa’dan kaçmak zorunda kaldı.
İşte Emile Zola’nın o gün tarihe geçen J’accuse/Suçluyorum yazısının yazdığı yer L’Aurore Gazetesi’nin 142 rue Montmartre adresindeki binası yani Molière’ın mezarının olduğu yerdi.
2011, 142 rue Montmartre
Paris’te yepyeni bir gece kulübü açılıyor. Yerin altında ikonik bir mekân, kırmızı kadife perdeler, koltuklar, kabinler, aynalar, siyah tuvaletler, altın rengi aksesuarlar fütüristik minimalizmden ilham alan mekân adını ünlü yönetmen David Lynch’in Mulholland Drive filmindeki kurgusal mekânı Silencio Clup’den alıyor.
Mulholland Drive, David Lynch’in en etkileyici eserlerinden biri ve rüya ile gerçeklik arasındaki bulanık sınırları araştırır. Filmin en ikonik sahnelerinden biri Rebekah Del Rio’nun “Crying” adlı şarkısını söylediği Silencio Clup’de geçer.
Bu sahne filmin tematik omurgasını oluşturur: “Her şey bir yanılsamadır.”
Jean Luc Godard’ın ünlü Le Mépris filminin final sahnesinde duyduğumuz ‘Silencio’ sesi David Lynch’in Mulholland Drive filminden filiz verdi ve Paris’te hayat buldu.
Mekân bizzat Lynch tarafından dizayn edilmiş. Filmlerinde görmeye alışkın olduğumuz kırmızı kadife kumaşlar, retro mobilyalar burada da var.
Bu Lynchian mekân yalnızca bir eğlence yeri değil, Lynch’in sanatsal mirasının bir parçası olarak tasarlanmış. Öyle ki yeraltındaki bu kulüp aynı zamanda sinema, kültür merkezi, kütüphane, sergi ve özel partiler için dizayn edilmiş.
Bugün hala Paris’in en şık kulüplerinden biri olan yer Paris Moda Haftası’nın özel partilerinin de vazgeçilmez adresi.
Prince, Lana Del Rey, Björk, Kayne West ve Pharrell Williams gibi sanatçıların sahne aldığı özel gösterilere mekân olmuş.
Kulüp seçkin bir üyelik sistemine sahip. Bu durum Lynch’in yarattığı mistik ve ulaşılması zor atmosferin gerçek hayatta da korunmasını sağlıyor sanki. Silencio Paris gece hayatının en özel partilerine ev sahipliği yapıyor. Bu partiler genellikle kapalı kapılar ardında düzenleniyor ve yalnızca özel davetlilere açık.
Öyle ki kulübün sahibi Arnaud Frisch moda ve iç mimarlar, sanatçılar, yazarlar, müzisyenler, aktörler ve şefler de dahil olmak üzere sanat alanında 2.000 kişilik çekirdek bir küresel üye bize yeterli diyor, daha fazlasına ihtiyaç yok!
David Lynch sinema dünyasında benzersiz bir iz bırakmış, hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir yönetmen olarak tanındı. Onun 2001 yapımı filmi Mulholland Drive, yalnızca bir neo-noir başyapıt değil, aynı zamanda insan zihninin karanlık ve bilinçaltı yönlerine dair derin bir inceleme sundu. Dadaistlerin Cabaret Voltaire’i, Varoluşçuların Café de Flore’u gibi Silencio da David Lynch’e bir atıf.
Ya sonra bu üç adamın hikayesi ne oldu?
*O gün Moliere’e dini töreni çok gören papazların adını bugün hatırlamıyoruz ama Molière’in din adamlarının üçkağıtçılığını anlattığı 1664 yılında yazdığı Tartuffe oyunu 360 yıl sonra hala tiyatrolarda sahneleniyor, üstelik hiç de güncelliğini kaybetmedi.
*Molière’in mezarı 1817 yılında La Fontaine ile birlikte Père-Lachaise Mezarlığı’nın popülaritesini arttırmak için St.Joseph’ten Père-Lachaise’e taşındı.
*Emile Zola’nın Dreyfus Davası’ndaki tarihi savunması ‘J’accuse’ bugün hala hukuksuz yargılamayı anlatan bir terim olarak kullanılıyor.
*David Lynch’den ilham alan Silencio 2023’te İbiza’da, Şubat 2024’te ikonik Studio 54’ün yakınlarında New York’ta yeni şubelerini açtı.
David Lynch dört gün önce, 16 Ocak 2025’te aramızdan ayrıldı. Eşsiz eserleri bizimle yaşayacak. Moilere, Emile Zola ve David Lynch farkında bile olmadan yıllar sonra Paris’te aynı adreste bir araya geldiler!
Meraklısı için;
Silencio Club’a giriş için 1500 euro üyelik bedeli ödemeniz gerekiyor ancak sanatçı olduğunuzu kanıtlarsanız 420 euro üyelik bedeli ödemeniz yeterli. Kulüp çarşamba gününden pazara saat 6’dan sabah 6’ya kadar açık.
Silencio!
Damn good coffee!
19 Ocak 2025 - David Lynch, Moliere ve Emile Zola’nın yolları nerede kesişti?
5 Ocak 2025 - Koynundaki kadının hiç orgazm olmadığını fark edebilir misin?
29 Aralık 2024 - Şakir Paşa Ailesi’nin hangi üyesi Atatürk’ün en yakınındaydı?
6 Aralık 2024 - Cumhuriyet Çocukları Z Kuşağına Umudu Hatırlattı