Fatih Altaylı’nın Silivri’ye girdiği gün Tahran’da anlamadığımız bir şey oldu

26 Haziran 2025

Geçen pazartesi günü Fatih Altaylı tutuklama kararından sonra Silivri Cezaevi’ne girerken Tahran’ın kuzeyindeki bir cezaevinde ilginç bir olay yaşandı.

Bu cezaevi Tahran’ın kuzeyinde, Elbruz dağlarının eteklerinde kurulu Evin Hapishanesiydi.

Molla rejiminin Sednaya’sında olay

Bütün dünya orayı Molla rejiminin Sednaya’sı olarak biliyor.

Esad rejiminin muhalifleri kapattığı hapishanenin bir benzeri.

İşte o hapishanede pazartesi günü kimsenin anlam veremediği bir olay meydana geldi.

Yani ateşkes anlaşmasının yürürlüğe gireceğinin açıklandığı gecenin akşamüzeri.

O saatlerde İsrail Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı ve “Evin Hapishanesinin bombalandığını” duyurdu.

Habere kimse anlam veremedi.

Kimsenin anlam veremediği patlama

İran’daki Molla Rejimine saldıran İsrail o rejime muhalif insanların yattığı hapishaneyi niye bombalasın ki…

Duyduğumda ben de bir anlam veremedim.

Nitekim New York Times gazetesi de anlam verememiş olmalı ki bu haberin ayrıntısını araştırmış.

Anlaşıldığı kadarıyla olayda iki önemli ayrıntı var.

Birincisi cezaevi havadan bombalanmamış.

Sadece ana giriş kapısında bir patlama olmuş.

Ondan kısa süre sonra oradan 550 metre ileride, hapishanenin bir ek binasının kapısında da ikinci patlama olmuş.

Mossad ajanı avındaki İran’a biz hala buradayız mesajı mı

İran’ın nükleer tesislerini, askeri hedeflerini vuran İsrail neden böyle bir operasyonu gerçekleştirdi?

İran günlerdir MOSSAD ajanı avında.

100’e yakın insanı gözaltına aldılar, tutukladılar.

Bu operasyon gösteriyor ki MOSSAD İran içinde hala operasyon kabiliyetine sahip.

Ama bu da bir cezaevi kapılarına patlayıcılarla saldırıyı açıklamıyor.

Bu esrarengiz olayı anlamak için biraz gerilere gidelim.

Kimler yatıyor bu cezaevinde…

New York Times’a göre kimler yatıyor bu cezaevinde?

New York Times Evin cezaevinde yatan mahkumların listesini şöyle vermiş:

(*) Muhalif siyasi parti üyeleri

(*) Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanlar

(*) Gazeteciler

(*) Avukatlar

(*) Çevre aktivistleri

Bu tutuklu profili size bir yeri hatırlatmıyor mu?

Her kategoriye Türkiye’den bir isim koyun, geri çekilip bakın

Kafanızdan her kategoriye Türkiye’den bir isim koyun, geri çekilip bakın. Karşınıza bir “Evin hapishanesi”  profili çıkmıyor mu…

İsrail son gün niye böyle bir operasyon yaptı sizce?

Bu cezaevi 1971’de Şah Rıza Pehlevi tarafından açıldı.

İlk kötü şöhretini de o zaman kazandı.

Ama dünyanın gözünün önüne gelmesi 1979’da Molla rejiminin kurulmasıyla oldu.

Bakın bu molla rejimi işte muhalifleri buraya tıkan pespaye bir diktatörlüktür

Bugün İnsan Hakları savunucularının gözünde Esad’ın Sednaya’sı ne ise Evin de aynısı.

Bu cezaevinin sicilindeki en kötü hatıra 1988 yılına ait.

O yıl İslamcı rejime karşı çıkan binlerce insan bu cezaevinde idam edildi.

Tahminim İsrail son gün “Molla rejimi, işte aydınları, muhalif siyasetçileri, başını örtmek istemeyen kadınları, gösteri ve yürüyüşlere katılan gençleri bu hapishaneye atıp, işkence eden, öldüren pespaye bir rejimdir” demek için yapmış olabilir. 

Her otoriter rejimle özdeşleşen özel bir hapishane vardır

Otoriter rejimler mutlaka sembolik bir hapishaneyle anılıyor.

Türkiye’de 12 Eylül darbe rejiminin sembol hapishanesi Mamak’tı…

Bir de Diyarbakır.

O iki cezaevinden 12 Mart ve 12 Eylül rejimi zulmüyle ilgili devasa bir edebiyat ve siyaset kütüphanesi çıktı.

Hala okunan romanlar var o cezaevindeki zulümler konusunda.

Ergenekon Silivri’sinden kaç roman çıktı

Ankara’da sağduyulu insanlara seslenmek istiyorum.

Silivri de hızla böyle bir statüye doğru gidiyor.

Silivri bu kötü ününü Türkiye tarihinin çok karanlık bir döneminde edindi.

FETÖ’nün “Ergenekon zulmü” döneminde.

O günlerde de aynı uyarıyı yapmıştım.

Demiştim ki “Bu cezaevinden bir dönemi tarihe gömecek kitaplar, romanlar, şiirler, posterler, filmler, tiyatro eserleri, şarkılar çıkacak.”

Nitekim oldu.

FETÖ Silivri’sinden 100’e yakın yayın çıktı

Kesin bir rakam yok, ama tesbit edebildiğim, Ergenekon döneminde orada yatan sanıklar 8 kitap yazdı.

Buna Balyoz, Kafes vs sanıklarının yazdıklarını da eklerseniz bu sayı 20’ye ulaşır.

Ayrıca 60’a yakın araştırma, analiz tipi kitap yazıldı.

10’dan fazla da Tv ve internet yayını var.

Sosyal medya paylaşımlarını saymak mümkün değil.

Kimse şüphe duymasın ki 19 Mart rejimi Silivri’sinden çok daha fazlası çıkacak ve kalacak.

Bologna’da 20 metre arayla iki pankart

Geçen hafta İtalya’nın Bologna şehrine turist olarak giden Türkler şehrin en önemli meydanında bir tarihi binanın duvarında birbirine 20 metre aralıkla iki dev afiş gördü

Birinde İstanbul seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun dev bir fotoğrafı vardı. 

Yirmi metre ilerisinde ise “Gazze halkı” ile dayanışmayı anlatan dev bir afiş.

Ülkenizin seçilmiş bir belediye başkanının hapse atılmasıyla Gazze’de yaşanan dramın yan yana anılması hepimizi düşündürecek, üzecek  bir mesajdır.

Üç aydır hapiste tutulan seçilmiş bir belediye başkanının küresel etkisi

Üç aydır Silivri’de yatan, 15 milyonluk bir şehirde üç defa, hem de oyunu devamlı arttırarak seçilen  bir siyasetçinin o duvarların dışına taşan küresel etkisidir bu.

Bu ve Avrupa’nın öteki şehirlerindeki böyle pankartlar Silivri adını her gün dünya insanlığının kafasında Evin ve Sednaya ile aynı haneye yazıyor.

Bu hepimiz, bütün Türkiye için düşünmemiz gereken bir durumdur.

Pop müziğimizin unutulmaz iki şarkısını unutmayın

Ankara’da bazıları “İçeri tıkalım, nasılsa unutulurlar” hesabı yapıyor.

Türk pop müziğinin iki harika şarkısı var.

Biri Mirkelam’ın “Unutulmaz” şarkısı…

Öteki Fikret Kızılok’un “Bu kalp seni unutur mu’su” 

Duvarlar sıradan insanları unutturabilir.

Ama bazılarını unutturmaz, tam aksine hatırlatır.

Cezaevinden 20 milyon imzayla adaylık Türkiye tarihinde bir devrim

Mandela unutulmadı.

Şimdi bir “Tarihi önder” rütbesine terfi eden Abdullah Öcalan bile unutulmadı.

Bu ülkede ölenler bile unutulmuyor.

Bakın Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için toplanan imza 20 milyona ulaştı.

Türk siyasi tarihinde bu gerçek anlamda bir “Devrimdir…”

Fatih Altaylı dışarıdan silkeliyordu, içeriden düşürüyor

Fatih Altaylı Silivri’de tek kişilik hücreye girdiğinden beri eskisinden daha etkili bir yayıncılık yapıyor.

“Fatih Altaylı Yorumlayamıyor” yayını bir milyona yakın seyrediliyor.

Üstelik artık Fatih’in edebi üslubunu da keşfediyoruz.

Konuşmalarına çok güzel bir dramatik özellik katıyor ve bu da etkisini arttırıyor.

Bu da Türkiye’deki yeni medyanın yeni bir zaferi.

Eski medyayı dışarıdan silkeliyordu, Silivri’den eziyor.

İçerideki muhalif dışardakinden etkilidir

Hep aynı şeyi söylüyorum.

Bir muhalifin sağlam bir tabanı, insanları ikna eden bir itibarı ve bir de karizması varsa…

İçerideki lider dışarıdakinden daha fazla zarar verir adil davranmayan iktidara.

Hiç kuşkunuz olmasın Silivri adı ilk seçimde tarihe karışacak

Her siyasi hapishanenin bir sonu vardır.

Sednaya 37 Toyota kamyonla yapılan bir hareketle bitti.

Birinci Mamak 1974 seçimleriyle boşaldı.

O hapishaneye girmeyip sürgüne gidenler döndü.

12 Eylül’deki İkinci Mamak 1983 seçimiyle bitti.

Komünist Parti mensupları bile döndü.

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Silivri de ilk seçimde bitecek.

Bir daha Avrupa şehirlerinin duvarlarında, Gazze zulmü afişlerinin yanında cezaevindeki bir Türk siyasetçinin fotoğrafını görmeyeceğiz.

Silivri 19 Mart rejiminin acı bir hatırası olarak hatırlanacak.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.