PKK'lı ilk grup Süleymaniye'de silahlarını bıraktı. Gazetecilerin görüntüleri canlı yayınlamasına izin verilmedi ama silahların yakıldığı ilk görüntüler paylaşıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı silahların seri numaralarını aldı. PKK sürecin devamında Meclis'ten yasal güvence istiyor.
Devlet Bahçeli’nin 22 Ekimdeki konuşmasının ardından başlayan “Terörsüz Türkiye” sürecinde büyük bir dönemeç dönüldü: İlk PKK’lı grup Kuzey Irak’ta Casene dağı ve mağaraları bölgesinde sembolik bir silah bırakma ve imha etme töreni yaptı. DEM Parti ve bazı gazetecilerin olduğu heyet Süleymaniye’de silah bırakmayı izledi. Sembolik törende 30 kadar PKK’lı terörist silahlarını imha etti.
PKK’nın, Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla Süleymaniye’de düzenlediği temsili silah bırakma törenine Türkiye, Irak ve Avrupa’dan çok sayıda gazeteci ile siyasi parti ve STK temsilcisi katıldı. 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde üçüncü kez Mardin Büyükşehir Belediyesi’ni kazanan ve yine üçüncü kez yerine kayyım atanan Ahmet Türk’ün yurt dışı çıkış yasağının, törene katılabilmesi için kaldırıldığı öğrenildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla başlayan, iktidarın “Terörsüz Türkiye”, DEM Parti’nin ise “Barış ve Demokratik Toplum” olarak nitelendirdiği süreç, bugün Süleymaniye’de örgütün silah bırakma töreniyle yeni bir boyut kazandı. Örgüt, İmralı’dan gelen çağrı doğrultusunda 12 Mayıs’ta “pratikleşme süreci Abdullah Öcalan tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere” örgütsel yapısını feshettiğini, silahlı mücadele yöntemini ve PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdığını açıklamıştı. Fesih kararı alan PKK’nın, tam 47 yıl sonra gerçekleştireceği silah bırakma töreni için Türkiye’de çok sayıda gazeteci, yazar ve siyasetçi Erbil’de toplandı. Sabah saat 07.00’de heyet Süleymaniye’ye doğru yola çıktı. Kendilerine “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” adını veren bir grup PKK’lı, Süleymaniye’ye bağlı Sûrdaş kasabası sınırındaki Casene Mağarası’nda temsili olarak silahları imha ettiği bir tören gerçekleştirdi.
“Barış ve Demokratik Toplum Grubu”nun silahları imha etme töreni, saat 11.25’te başlayıp 11.45’te bitti. Temsili olarak silah bırakan grubun içerisinde KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat, Nedim Seven, Tekoşin Ozan ve Tekin Muş da yer aldı.
Bese Hozat ve Nedim Seven öncülüğünde, 15 kadın ve 15 erkek PKK üyesinden oluşan 30 kişilik grup, tören sahasına girdi. Törende ilk olarak konuşan Bese Hozat, “Önder Apo’nun çağrısı karşısında tutum belirlemek için ona cevaben geldik. Bu sürece ivme kazandırmak üzere inkar ve imhaya karşı silahlandık. Özgürlük savaşçılarıyız. Önder Apo’nun çağrısıyla, 27 Şubat çağrısıyla, PKK’nin 12. Kongre kararları vesilesiyle bu adımı atıyoruz“ dedi.
Bese Hozat, konuşmanın ardından grubun açıklamasının Türkçe’sini okudu. Ardından Nedim Seven de açıklamanın Kürtçe’sini okudu. Açıklamaların okunmasının bitmesinin ardından tekrar Bese Hozat söz aldı. “Tüm bunların devam etmesi, gerçekleşmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç var” diyen Bese Hozat, sürecin önünü açmak için silahları imha ettiklerini belirtti.
Açıklama ve konuşmanın ardından başta Bese Hozat olmak üzere gruptaki PKK’lılar, silahlarını ve malzemelerini ateşe atarak yaktı. PKK’lılar, silahlarını yaktıktan sonra bölgeden ayrıldı ve tören sona erdi.

Tarihî önemdeki törene, Türkiye’den, Irak’tan ve Avrupa’dan çok sayıda kişi katıldı. Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesud Barzani’nin temsilcisi Hemin Hawrami, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin temsilcisi Dilşad Şahab, Irak İçişleri Bakanlığı temsilcisi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi İçişleri Bakanlığı temsilcisi Tuğgeneral Tarık Ahmed, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) temsilcisi töreni izledi.
Türkiye’den ise törene; Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ve Ali Kenanoğlu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Ahmet Türk ile DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar’ın da aralarında olduğu heyet ile Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferdi Tanhan katıldı.
Töreni, Türkiye, Avrupa ve bölgeden çok sayıda gazeteci ile siyasi parti ve STK temsilcileri de takip etti.
Törenin ardından açıklaması paylaşılan grup, Öcalan’ın “Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum” sözüne atıf yaparak, “İfadesine yürekten katılıyor ve bu tarihi ilkenin gereğini yerine getiriyor olmaktan büyük gurur ve onur duyuyoruz” dedi.
Kendilerine “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” adını veren grup, Abdullah Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda silahlarını özgür iradeleriyle imha ettiğini duyurdu.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Halkımıza ve Kamuoyuna;
Demokratik değişim ve dönüşüm sürecine ivme kazandırmak üzere oluşan Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak; burada bulunan ve tarihi demokratik eylemimize tanıklık eden herkesi saygıyla selamlıyoruz.
Kürt varlığına yönelik inkar ve imha amaçlı saldırılara karşı savaşmak amacıyla farklı tarihlerde PKK’ye katılmış ve silah kuşanıp farklı bölgelerde mücadele etmiş biz kadın ve erkek özgürlük savaşçıları, bugün buraya Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 19 Haziran 2025 günü açıklamasında dile getirdiği çağrıya cevap olarak buraya geldik. Gelişimiz aynı zamanda Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 günü açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, 5-7 Mayıs günlerinde yapılan PKK 12. Kongre kararları temelindedir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin pratik başarısı için bir iyi niyet ve kararlılık adımı olarak ve bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz.
Attığımız bu adımın başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımıza, Türkiye ve Ortadoğu halklarına ve tüm insanlığa hayırlı olmasını, barış ve özgürlük getirmesini diliyoruz.
Önder Abdullah Öcalan’ın “Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum” ifadesine yürekten katılıyor ve bu tarihi ilkenin gereğini yerine getiriyor olmaktan büyük gurur ve onur duyuyoruz.
Biliyoruz şimdiye kadar hiçbir şey kolay, bedelsiz ve mücadelesiz olmadı; tersine her şey her gün ağır bedeller ödeyerek ve dişle-tırnakla mücadele ederek kazanıldı. Elbette bundan sonrası da zorlu bir mücadele ile olacak. Bu gerçeği çok iyi biliyoruz, bu temelde yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere, Önder Abdullah Öcalan’ın fikir ve paradigmasına yürekten inanıyor, kendimize ve yoldaşlar topluluğu olarak kolektif gücümüze güveniyoruz.
Dünyada faşist baskı ve sömürünün arttığı, bölgemiz Ortadoğu’nun kan gölüne döndüğü ve halkımızın barış içinde özgür, eşit ve demokratik bir yaşama her zamankinden daha fazla ihtiyacının olduğu bu ortamda attığımız bu tarihi adımın büyük önemini, doğruluğunu ve aciliyetini görüyor ve hissediyoruz.
Umuyoruz ki herkes, kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler, sosyalist ve demokratik güçler, tüm halklar ve insanlık da attığımız bu barış ve demokrasi adımının tarihi değerini görür, anlar ve takdir eder.
Bunlar temelinde halkımızın yaşadığı acının sorumlusu olan tüm bölgesel ve küresel güçleri, halkımızın son derece meşru ve demokratik ulusal haklarına saygı göstermeye, barış ve demokratik çözüm sürecine destek vermeye davet ediyoruz.
Başta kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler olmak üzere tüm halkları, demokratik ve sosyalist güçleri, aydın, yazar, akademisyen, hukukçu, sanatçı ve siyasetçileri attığımız bu tarihi adımı doğru anlayarak, bizimle, halkımızla dayanışmaya çağırıyoruz. Yine Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için daha aktif mücadele etmeye, küresel düzeyde demokratik, sosyalist enternasyonal mücadeleyi ve dayanışmayı geliştirip, güçlendirmeye çağırıyoruz.
Halkımızı ve tüm siyasi güçlerini, yaşadığımız tarihi sürecin özelliklerini ve Önder Apo’nun geliştirdiği Barış ve Demokratik Toplum sürecini doğru anlayarak, her alandaki eğitsel, örgütsel, eylemsel görevleri başarıyla yerine getirmeye, demokratik yaşamı geliştirmeye çağırıyoruz.
Zulüm ve sömürü son bulacak, özgürlük ve dayanışma kazanacaktır.
Barış ve Demokratik Toplum süreci mutlaka başarıya ulaşacaktır.
Barış ve Demokratik Toplum Grubu”
Töreni izleyen gazeteci İsmail Küçükkaya silahların bırakıldığı anları şu sözlerle anlattı:
“Bese Hozat önceden hazırlanan bir metni okudu. Bese Hozat’ın özellikle kadın teröristler üzerinde etkili olduğu için törende en önde yer aldığı öğrenildi. Törenle PKK’nın silahları imha süreci başlamış oldu. PKK’lılar en ufak bir yüz ifadesi bile sergilemedi. Süreç dikkat ve özenle sürdürülüyor.
Ben bunun başta Ahmet Türk olmak üzere DEM’lilere de sirayet ettiğini gördüm. Herkes duygusal ve umutluydu. Burada PKK’lıların yazılı metin dışında konuşmaları da yasaklanmıştı”
Halk TV canlı yayınına bağlanan gazeteci İsmail Küçükkaya bölgeden ayrıca şunları aktardı:
‘Teröristler 15 kadın 15 erkek olmak üzere 30 kişi olarak alana geldiler. Bese Hozat metni Türkçe okudu. Akabinde metin kürtçe okundu. İlk olarak Bese Hozt silah bıraktı ve kuşağını bıraktı. Onun ardından diğer PKK’lar silah bıraktı. Silahı bırakanlar yan tarafa doğru tek sıra halinde durdu.
Törenle, PKK’nın silahları imha süreci başlamış oldu. Bu son derece hassas bir süreç. Mesela bu PKK’lılar en ufak bir yüz ifadesi bile sergilemedi. Süreç dikkat ve özenle sürdürülüyor. Ben bunun başta Ahmet Türk olmak üzere DEM’lilere de sirayet ettiğini gördüm. Herkes duygusal ve umutluydu. Burada PKK’lıların yazılı metin dışında konuşmaları da yasaklanmıştı
Öcalan’a yakın isim Tayyip Temel’in de o mağaraya birkaç kez gidip geldiğini gördük. Silahların yakılması da sembolik anlamda bir görüntü ortaya çıktı. Akabinde milli istihbarat teşkilatının o silahların seri numaralarını aldı.
Ahmet Türk, 8 yıldır yurt dışı yasağım vardır ama 3 gün evvel bu törene katılabilmem için yasağım kaldırıldı dedi. Özetle şunu ifade edeyim bu gün çok tarihi görüntülerin yer aldığı son derece önemli bir gündü.”
Tarihi sürecin tanıkları arasında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yetkilileri, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi güvenlik güçleri, DEM Parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar ve çok sayıda medya mensubu da yer aldı. PKK’nın tamamen silahsızlanmasının ise 2025 yılı eylül ayı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda 27 Şubat’ta yaptığı çağrının ardından PKK, 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği kongrede fesih ve silah bırakma kararı alınmıştı.
PKK yaptığı duyuruda bir grup örgüt mensubunun 11 Temmuz günü Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye kentinde düzenlenecek törenle silah bırakacağını bildirmişti.
Silah bırakma organizasyonunu düzenleyen KCK 7 Temmuz günü güvenlik” nedeniyle silah bırakmanın yapılacağı tören alanına gazetecilerin alınmayacağı, törenin canlı yayınlanmayacağı duyurmuştu.
Açıklamada, gazetecilerin silah bırakma törenini kurulacak ekranda takip edileceği bildirilmişti.
KCK, gazetecilerin Süleymaniye’ye bağlı Dukan ilçesindeki bir otelin önünde 11 Temmuz günü toplanması çağrısı yapmıştı.
Çağrının ardından ulusal ve uluslararası çok sayıda yayın kuruluşu ve gazeteci otelin önüne gelerek, gelişmeleri takip etmeye başladı.
Silah bırakma törenine ilişkin ise DEM Parti tarafından yapılan bilgilendirmede ”11 Temmuz’da yapılacak olan ‘Barış ve Demokratik Toplum’ grubun silahların imha edilmesi açıklamasına ilişkin olarak, açıklamanın görüntüleri saat 11.45 ile 14.00 arası yayınlanacaktır” diye belirtildi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, silahların yakılmasının ardından yaptığı ilk açıklamada sürecin devam edeceği mesajını verdi. Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Gelinen aşamada ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşılması için kritik bir eşik geçilmiştir. Bundan sonrasında PKK’nın tüm şubeleri ve illegal yapılarıyla feshi ve silahların yakılması/teslim edilmesi süreci kısa zaman içinde tamamlanmalıdır.”
Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda PKK’nın silahları imha/teslim süreciyle ilgili ilk adım gerçekleşti.
Sn Devlet Bahçeli’nin tarihi çağrısı ve Sn Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu devlet iradesiyle, Türkiye’nin terör yükünden kurtulması için tarihi bir sayfa açmıştır.”
PKK lideri Abdullah Öcalan’a 2024 Ekim’de yaptığı çağrıyla yeni çözüm sürecini başlatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın Süleymaniye’deki silah bırakma töreni sonrası yaptığı ilk açıklamada, “Hakikaten hem Türkiye’miz hem de bölgemiz açısından fevkalade önemde günler yaşanmaktadır. Pozitif ve yüreklere su serpen gelişmeler bir milattır ve bu kapsamda maşeri vicdan memnuniyet duymaktadır” dedi. Bahçeli, Öcalan’ın videolu mesajına atıf yaparak “sözünü tuttuğunu” dile getirirken, DEM Parti’nin de bu süreçte “sağduyulu ve sorumlu bir siyaset çizgisi koruduğunu” ifade etti.
Bahçeli, açıklamasında “Silahların teslim işleminin belirlenmiş takvim içerisinde tamamlanmasıyla kötü anılar geride kalacak, yeni yüzyılın mimarı ve mihveri Türk milleti olacaktır” dedi.
MHP lideri Bahçeli, Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK’lı bir grubun bugün Süleymaniye’de temsili silah bırakma töreni sonrası yazılı açıklama yaptı.
Bahçeli’nin açıklaması şöyle:
“Bir yanda ülkemiz diğer yanda mücavir bölgeler yepyeni ve ümit dolu bir döneme etap etap ilerleyiş ve geçiş halindedir.
Türkiye mazisi yarım asra yaklaşan şiddet ve şekavetle perçinlenmiş bölücü terör musibetinden kurtuluşun eşiğindedir.
27 Şubat İmralı açıklamasıyla gündeme gelen “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na muvafık ve müzahir şekilde bölücü terör örgütü PKK 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde 12’inci kongresini toplayarak örgütsel varlığını feshettiğini ve silahı bıraktığını ilan etmiştir.
Nitekim en son videolu mesajından da anlaşıldığı üzere PKK’nın kurucu önderliği sözünü tutmuş, taahhüdünün ardında durmuş, küresel ve bölgesel tehditleri zamanında görmüştür.
Bunun yanında DEM Parti sağduyulu ve sorumlu bir siyaset çizgisini koruyarak terörsüz Türkiye hedefine samimiyetle bağlı kalmış, dengeli ve isabetli söz ve değerlendirmelerle bin yıllık kardeşliğin safında yerini almıştır.
“Terörsüz Türkiye hedefi sağlam ve sağlıklı hamlelerle mesafe aldı”
Bir devlet politikası halini alan “Terörsüz Türkiye” kararlılığını bidayetinden itibaren sahiplenen ve her türlü özveriyi gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümeti süreci sonuna kadar sahiplenmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı hiçbir tahrike ve bozucu telkine kapılmadan siyasi dirayetini ve mücadele direncini bihakkın muhafaza etmiştir.
Terörsüz Türkiye hedefi sağlam ve sağlıklı hamlelerle mesafe almıştır.
Bugünden geçerli olmak üzere bölücü terör örgütü gruplar halinde silahları teslim etmeye, aynı zamanda kara bir dönemin kapanması hususunda tarihi nitelikli gelişmeler yaşanmaya başlamıştır.
Provokasyon ortamını canlı tutmak maksadıyla istismar, iftira ve inkâr yarışına giren siyasi ve ideolojik mahiyetli çevreler yeşeren umutlar, genişleyen barış ve huzur iklimi karşısında hayal kırıklığına uğramıştır.
Hakikaten hem Türkiye’miz hem de bölgemiz açısından fevkalade önemde günler yaşanmaktadır.
Pozitif ve yüreklere su serpen gelişmeler bir milattır ve bu kapsamda maşeri vicdan memnuniyet duymaktadır.
Terörsüz Türkiye; refah, güven ve huzur dolu bir geleceğin kulvarıdır.
Terörsüz Türkiye; milli birlik ve dayanışmanın mutlak ve mütemadi kuvvesidir.
Silahların teslim işleminin belirlenmiş takvim içerisinde tamamlanmasıyla birlikte kötü anılar geride kalacak, yeni yüzyılın mimarı ve mihveri Türk milleti olacaktır.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere “Terörsüz Türkiye” hedefinin gerçekleşmesi uğruna emeği, eylemi ve desteği bulunan herkese şükranlarımı sunuyor, aziz milletimize yeni dönemin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.”
Dışişleri Hakan Fidan da PKK’nın silah bırakma çağrısına ilişkin olarak yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli’nin süreçteki rolüne dikkati çekti, atılan ilk adımın memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Açıklamasında “KCK” vurgusu da yapan Fidan, teyakkuzda olacakları mesajını da verdi. Fidan’ın açıklaması şöyle:
“Bugün, Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda çok önemli ve memnuniyet verici bir adım atılmıştır.
Bu hayırlı gelişmenin, terörün kalıcı biçimde ortadan kalkmasını sağlayacak bir sürece evrilmesi milletimizin ortak temennisidir.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarihi bir liderlik sergilemiş ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yle beraber güçlü ve kararlı bir irade ortaya koymuşlardır. Bu iradeyi hayata geçirmek için çaba gösteren tüm devlet yetkililerimizi kutluyorum.
KCK bütün bileşenleriyle ve unsurlarıyla ülkemiz, milletimiz ve coğrafyamız için tehdit olmaktan çıkana dek teyakkuzda kalmaya devam edeceğiz.”
Silah bırakman töreninin ardından ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan’ı telefonlar arayarak “Bu süreçte DEM Parti olarak emeğiniz çok fazla” dedi ve teşekkür ederek, hayırlı olsun temennisinde bulundu. Bahçeli’nin ayrıca Ahmet Türk’ü de aradığı kaydedildi. Bahçeli öğleden sonra saatlerinde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la da telefonda konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, PKK’nin silah bırakma töreni hakkında, “Terör örgütünün bugünkü sembolik silah bırakma adımını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. “Türkiye’de tam bir barış ortamının tesisi ancak adalet ve demokrasiyle mümkündür” diyen Özel, “Ülkemizin ihtiyacı; Terörsüz ve Demokratik Türkiye’dir. Refah için barış, barış için birlik, birlik için demokrasi ve adalet gereklidir” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Özgür Özel PKK’nın silah bırakması hakkında yazılı açıklama yaptı.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi; terörün ve şiddetin her türlüsünü tarihsel bir tutarlılık içinde reddetmektedir. Partimiz barışın yanındadır. Ülkemize çok ağır bedeller ödeten terörün ilelebet son bulması, ortak irademizdir” dedi.
“Terör örgütünün bugünkü sembolik adımını memnuniyetle karşılıyoruz” diyen Özel, “Sürecin bu noktaya gelmesinde emek ve katkıları olan başta rahmetli Sırrı Süreyya Önder olmak üzere tüm siyasilere ve tüm yetkililere teşekkür ediyoruz. Bu adımın, artık silahların tamamen susacağı bir dönemin başlangıcı olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bu süreç; hiçbir parti, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan, milletten bir şey saklanmadan, Meclis çatısı altında, toplumsal mutabakat gözetilerek, hızlı ve kararlı adımlarla yönetilmelidir” diyen Özel, şunları söyledi:
“Türkiye’de tam bir barış ortamının tesisi ancak adalet ve demokrasiyle mümkündür. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyımların atandığı, Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan soruşturmaların sürdüğü, seçilmiş siyasetçilerin hukuk dışı yöntemlerle hapiste tutulduğu ve demokratik rekabetin sakatlandığı bir ortam toplumsal barışın baş düşmanıdır, iç cephemizi tahkim etmek gayretinin önündeki en büyük engeldir.
Ülkemizin ihtiyacı; Terörsüz ve Demokratik Türkiye’dir. Refah için barış, barış için birlik, birlik için demokrasi ve adalet gereklidir. Ortak geleceğimiz için, barış için katkı sunmaya ve mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz.”
CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, PKK’lı bir grubun Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde bugün silahlarını yakarak imha etmesiyle başlatılan silah bırakma süreci üzerine açıklama yaptı.
İmamoğlu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“PKK’nın feshinin ve silah bırakmasının ilk aşaması bugün Süleymaniye’de gerçekleşti. Terörün bittiği ve silahların sustuğu bir gelecek, hepimizin ortak isteği ve ihtiyacıdır. Bu sürecin milletin bütününün ümitlerine ve kaygılarına uygun bir biçimde ilerlemesi için yapıcı desteğimizi sürdüreceğiz. Bu ilk adımın milletimiz, devletimiz ve coğrafyamızdaki bütün insanlar için hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Unutulmamalıdır ki terörsüz ve müreffeh bir Türkiye için birinci öncelik herkes için demokrasidir. Seçilmişlerin yargı marifetiyle her gün tutuklandığı, söz söyleyenlerin sesinin kısıldığı, hukukun işlemediği bir yerde gerçek bir barışın inşa edilmesi mümkün değildir.”
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a çağrısıyla başlayan yeni çözüm sürecinde 30 kişilik PKK’lı bir grubun temsili olarak gerçekleştirdiği silahları yakma törenine tepki gösterdi. PKK’lı grubun açıklamasına işaret ederek, “Anayasal düzenlemeler bekliyorlar Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden” diyen Dervişoğlu, “Yaşananlar, sürecin en başından beri söylediğim pazarlıkların açığa çıkması halidir” dedi. İyi Parti lideri, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin muhatabı da bu cani örgüt değildir. Buna vesile olanların utanması gerekir” diye konuştu.
Kırklareli’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bir grup PKK üyesinin, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde Süleymaniye’nin Dukan ilçesinde törenle silah bırakmasına ilişkin soruyu yanıtladı. Sözlerine “Sembolik bir tören miymiş, 30 kişi miymiş, ayakkabı numaralarını da biliyorlar mıymış bir de ona baksınlar” diye başlayan Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Bunlar Türk milletine hakaret anlamı içeren işlerdir. Bütün bu işlerin böylesine ciddiyetsiz bir biçimde yapılmış olması aslında devletimizin düşürüldüğü hali ifade ediyor. Şu anda büyük bir beklentiye soktular toplumu. Yolda muttali oldum. Ticaret Borsası’ndan buraya gelirken göz gezdirdim açıklamalara. Terör örgütünün mensuplarının açıklamaları var, kendilerine düşen görevi yaptıklarını ve bundan sonra görev yapma sırasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait olduğunu söylüyorlar. Yani yasal, anayasal düzenlemeler bekliyorlar Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden.
Yaşananlar, sürecin en başından beri söylediğim pazarlıkların açığa çıkması halidir. Dolayısıyla, Türkiye’yi yönetenlerin, yönettiğini zannedenlerin, büyük Türk milletinin geleceğinin ve beklentilerinin hilafına adımlar atmaları kabul edilebilir değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin muhatabı da bu cani örgüt değildir. Buna vesile olanların utanması gerekir.
Sembolik tören, Türkiye’yi ayağa kaldırdılar. Görüntülere de baktım. Silahlar teslim edilmiş sözde. Yani o silahlar nereden gelmiş? Silahlar kayıt altına alınmış mı? O silahların balistik incelemesi yapılacak mı? O silahları oraya getiren silahlarını yakıyor ama örgüte olan mensubiyeti devam ediyor. Herhangi bir etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere bir müracaatta bulunmuş mu? Bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla eşkıya kendini devlete muhatap kılmaya çalışıyor. Bu devleti yönettiğini zannedenler de buna alet oluyor. Dolayısıyla kabul edilebilir bir yanı yoktur.
Orta yerde bir tiyatro vardır. Tiyatro derken de tiyatrocular biliyorum ki alınganlık gösteriyorlar çünkü tiyatronun bile bir ciddiyeti vardır. Bu ‘cambaza bak’ oyunudur. Bu belki birilerine göre bir komedidir, kimilerine göre trajedidir, kimilerine göre tuluattır ama bu devlet yönetmek değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddiyete ihtiyacı vardır. Onun da gereği yerine getirilecektir.”
Dervişoğlu’nun açıklamalarından sonra Irak’ın kuzeyinde askerlik yaptığını söyleyen bir vatandaş, Dervişoğlu’nun yanına gelerek “Hakkımı helal etmiyorum, biz ne için savaştık? Bugünü görmek için değil. Allah bana bugünü göstermesin, ben istemiyorum” dedi. Bunun üzerine Dervişoğlu, “Onların hepsine bu yaptıklarının hesabını soracağız” dedi.