Bir hafta içinde 5 işaret geldi.
İlk işaret eşim Tansu’dandı.
İzmir’in klasikleri arasında yer alan Reyhan Pastanesi’ne gitmiş.
“Ertuğrul burayı görmen lazım. İnanılmaz güzel ışıklandırılmış. İnsanlar cıvıl cıvıl. İçim açıldı” dedi.

Arkasından özellikle İzmir ve Kuşadası’ndan çok güzel yılbaşı ışıklandırma paylaşımları başladı.
İkinci işaret, Türkiye’nin yükselen ilçesi Urla’dan geldi.
“TatUrla” pastanesi çok güzel bir yılbaşı ışıklandırması yapmış.
Üçüncü işaret Ege’nin bir başka sahil kasabasından geldi.

Kuşadası’nda “Ania” isimli pastane…
Avrupa şehirlerinde az rastlanacak kadar güzel bir mekan ışıklandırması.
Instagram hesabına bu ışıklandırmanın nasıl yapıldığını da video olarak koymuşlar.
Pastane şefi EzgiYener de ürün hazırlıklarını anlatıyor.

Dördüncü işaret İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden geldi.
Bu yıl İzmir Fuarı’nda Aralık ayı boyunca güzel bir ışıklandırma ve program hazırlamışlar.
İzmir İstinye Park da kendi alışveriş merkezinde katılıyor ışıklandırmaya…

Beşinci işaret yine Instagram’da İzmir Saat Kulesi’nden geldi.
Saat Kulesini’nin müthiş bir AI tasarımla ışıklandırılmış çok güzel paylaşımları var.
Aslında “İzmir Kültür Yolu Festivali” boyunca üç gün boyunca saat kulesinde üç gece boyunca harika bir ışık, ses ve dijital mapping gösterisi” yapılmıştı.
Aralık ayın boyunca veya hiç olmazsa yılın son haftasında ve yılbaşı gecesinde niye tekrarlanmıyor bu güzel şov.
Keşke İzmir Belediyesi de Paris’te Eyfel Kulesinin ışıklandırılması gibi Saat Kulesi’ni, Fuar’daki Paraşüt Kulesini, Asansör’ü ışıklandırsa…

Kendi kendime bu yılbaşı İzmir ve Ege’ye bir şeyler oluyor dedim.
Henüz bütün şehire yayılmış bir durum değil.
Fuar dışında hepsi bireysel girişimler…
Ama öyle hissediyorum ki, İstanbul yılbaşı ışıklarını kaybederken, İzmir aydınlanıyor.

Sosyolog yanım bana diyor ki, bu yıl yeni bir iklim yayılıyor şehire.
“Akdeniz neşesinin uyanışı” gibi bir şey bu.
İzmir sanki kaybolmuş bir Atlantis’i arıyor gibi.
Çocukluğumdan beri İzmir’i Ramazan ve Yılbaşı’nda cıvıl cıvıl ışıklandırılmış bir şehir olarak hayal ediyorum.
Doğduğum şehir Ramazan’da çok eğlenceli olurdu.
Ramazan biz çocuklar için bir eğlence ve neşe dönemiydi.
Yılbaşı, yoksul mahallemiz Kahramanlar’da bile neredeyse bütün evlerde aile içinde harika kutlanırdı.
“Tombala”, “birinci çinko”, “fırdöndü”, “birer koyunuz”, “hepsini al” gibi deyimler hayatımızın, “Bir gecelik sözlüğündeki” kelimelerdi..
O gece hatırlanıp, 364 gün unutulan bir neşe lügatıydı.
Biriktirilmiş parayla alınan muz, mandalina, kızartılmış kestane o özel gecenin imtiyazıydı.
Radyo programları o gecenin özel eğlencesiydi.
Hem Ramazan hem Yılbaşı biz çocuklar için keyifle beklenen bir şeydi.
Hacı babaannem ve beş vakit namaz kılan annem Paskalya’da yumurta boyar komşularına gönderirdi.
Biz mahallenin çocuklarıysa, o gün kırmızı yumurta tokuştururduk.
Şehirin genlerindeki kozmopolit kültür bizi neşeli insanlar yapardı.
Benim hayalimi önce Dubai gerçekleştirdi.
Sonra Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar katıldı.
Ramazan günleri ve Yılbaşı sırasında bu Müslüman şehirleri ışıl ışıl parlıyor.
Dubai bir aydır CNN’e “Bu yılbaşında dünyanın en ışıklı şehiri burası olacak ” diye inanılmaz reklamlar veriyor.
Havalanlarında Ezanın arkasından Jingle Bell çalmaktan korkmayan şehir devlet haline geldi Müslüman Dubai.
İddiası şu:
Bu yılbaşında Dubai dünyanın en ışıklı şehiri olacak.
Daha şimdiden oldu.

Galiba bu yıl İzmir de kendi imkanları çerçevesinde buna katılıyor.
“Yılbaşı İzmir’de geçirilir” konsepti sonunda taraftar bulmaya başladı.
Kendi kendime “Keşke” dedim;
Mesela Philips firması bütün Kordon Boyu’nu ışıklandırsa. Siemens, Zorlu başka bir caddeyi…
Mesela Koç grubu bir semtin ışıklandırmasını yüklense.
Büyük şirketlerimiz her biri şehirin bir bölümünün ışıklandırılmasını üstlense.
Çünkü belediyelerimiz artık böyle şeylere para harcamaya korkuyor.
Ne bileyim THY gibi, iş tanımında turizm de olan, şirketler de katılsa bu ışıklandırmaya…
İzmir, Ramazan ve Yılbaşı’nda bir cazibe merkezi haline getirilse…
Şimdilik olmasa da bu yılbaşı İzmir bana umut verdi…
Minareler arasına asılan mahyalar, bir şehiri ışıklandırmaya yetmiyor.
Hem Ramazan’da hem yeni bir yıla girerken.
Daha çok ışık lazım şehirlerimize…
Bunları yapmak aynı zamanda ekonomiyi canlandırmaktır.
İzmir’den açılmışken…
Bayetav (Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı) bir yıldan bu yana “İzmir Barometresi” adı altında üçer aylık araştırma sonuçlarını açıklıyor.
Geçen hafta “Güz 2025 Barometresi” de açıklandı.
İzmir halkına şu soru sorulmuş:
“İzmir’de yaşamaktan ne kadar memnunsunuz?”
Cevaplar şöyle:
(*) YÜZDE 65 “Memnunum”
(*) YÜZDE 15 “Ortadayım”
(*) YÜZDE 20 “Memnun değilim”
Oldukça yüksek bir memnuniyet ölçüsü bu.
Ancak duygu durumları için 1’den 10’a puanlama yapmaları istendiğinde cevaplar şu oluyor:
(*) “Stresli ve kaygı” durumum: 10 üzerinden 6.3
(*) “Öfke” dirimim: 10 üzerinden 5.8
(*) “Mutluluk durumum: 10 üzerinden 5.8
(*) Umut durumum: 10 üzerinden 5.3
(*) Çaresizlik durumum: 10 üzerinden 4.7
İzmirliler İzmir’de yaşamaktan memnun.
Ama kendilerini stresli, kaygılı, öfkeli hissediyor.
Stres, öfke ve çaresizlik oranı kadınlarda çok az daha yüksek.
İzmirli kimliğine gelince…
“Kendinize en yakın bulduğunuz kimlik nedir” sorusuna verilen cevaplar şunlar:
(*) YÜZDE 58.4 “Atatürkçü”
(*) YÜZDE 14.9 “Milliyetçi”
(*) YÜZDE 7.4 “Dindar/Muhafazakar
(*) YÜZDE 7.2 “Solcu”
(*) YÜZDE 6.5 “Sosyal demokrat”
(*) YÜZDE. 4.2 “Çevreci”
(*) YÜZDE. 1.2 “Liberal”
(*) YÜZDE 0.2 “Feminist”
İzmir sanıldığı gibi sol düşünceli bir şehir değil.
Ama dindar ve muhafazakar bir şehir de değil.
Bu şehirde insanların “Aidiyetini” belki de öteki şehirlerden çok daha fazla belirleyen olgu “Hayat tarzı” ve “Modernlik”
Bu şehirden yaşamaktan memnun olmalarını da bu açıklıyor.
Bence “Yılbaşı ışıklandırmasına” olan ilginin nedeni de biraz bu.
İzmirli “Sokağı” açık havayı seven bir kimlik.
Işıklı sokağı da çok sevmesi normal.
Peki yılbaşı kutlamaya hazırlanan bu şehir insanının “Tuzu kuru mu?”
Yani Türkiye’nin her bölgesindeki ekonomik sıkıntı ve geçim zorluğu bu şehirde yok mu?
Var…
Üstelik Geçen Nisan ayındaki 3’üncü barometreden beri bu sıkıntı artıyor.
Mesela “Kazandığınız gelirle geçinebiliyor ve birikim yapabiliyor musunuz?” sorusuna verilen cevap:
“Evet rahat geçinebiliyorum ve birikim de yapabiliyorum” diyen İzmirlilerin oranı geçen Nisan ayında yüzde 18’ken Ekim ayında yüzde 15’e düşmüş.
“Hayır geçinemiyorum” diyenlerin oranı da Nisan’da yüzde 40’ken, Ekim ayında yüzde 43’e çıkmış.
Geçinebiliyorum ama birikim yapamıyorum” diyenler ise aynı kalmış. Yüzde 42…
Türkiye’nin geri kalanında yaşanan ekonomik sıkıntıyı yaşayan bir şehir İzmir.
Üstelik gelecek için de umutlu değil.
Her 10 İzmirli’den 7’sine yakını “Önümüzdeki 5 yıl içinde ekonomik durumum daha kötü olacak” diyor.
Hatta bu Pazar seçim yapılsa AKP’ye oy vereceğini söyleyen İzmirlilerin yüzde 40’ı bile “Gelecek 5 yılın daha kötü olacağına” inanıyor.
Geliyorum benim açımdan en düşündürücü sonuca.
Soru şu:
“Son 3 ayda hangi harcamalarınızdan kısıtlama yapmak zorunda kaldınız?”
Çeşitli harcamalardan kısıtlama yapılmış. Bunlardan ilk 3’ü sırasıyla şöyle:
(*) YÜZDE 45.7 Dışarda arkadaşlarla sosyalleşmek.
(*) YÜZDE 42.2 Mutfak harcamaları
(*) YÜZDE 35.3 Sinema, tiyatro, konser gibi kültürel aktiviteler.
Hüzünlü bir sonuç değil mi
Sokağı seven insanlar, sokakta buluşma harcamasını kesiyor.
Sinema, tiyatro, konser gibi harcamaları kesiyor.
Bu da belediyelere büyük bir görev yüklüyor.
İnsanları sokakta bir araya getirerek, eğlenmelerini sağlayacak bedava aktiviteler, konserler düzenlemek.
Ne yazık ki ülkede rüzgarlar tamamen tersine esiyor.
Konserlere, kültürel hizmetlere para harcayan belediyeler üzerinde büyük baskı var.
Kaymakamlıklar, belediyeler konserleri yasaklıyor.
Işık insana moral veren bir şeydir.
Karanlık şehirler insanın içine hüzün ve yalnızlık verir.
O nedenle bu yıl İzmir ve Ege’den gelen bu işaretler bana umut verici geldi.
İnşallah benim şahsi bir temennim değil, yeni bir trendin sosyolojik işaretleridir bunlar…
5 Aralık 2025 - 19 Mart Silivri’sinden ilk kitap: En gözde iki şair kim?
4 Aralık 2025 - Silivri’ye giden ‘Cumhurbaşkanlığı’ antetli sürpriz ‘Üzgünüm’ mektubu
3 Aralık 2025 - İki başkanın yan yana sevinç sahnesi ve Fener stadında bir açılış devrimi
2 Aralık 2025 - Bugünlerde gece yolda dev bir tavşana rastlarsanız bilin ki gemi su alıyor
30 Kasım 2025 - Beş işaret: Bu yılbaşı İzmir ve Ege’de ilginç bir şeyler oluyor