Van'da, kalbinin sağ yarısı gelişmeden doğan Muhammed bebek daha bir günlükken ambulans uçakla getirildiği İstanbul'da uygulanan tedavi sonucu sağlığına kavuştu. İşte İstanbul'da Koşuyolu Hastanesinde uygulanan mucize tedavinin ayrıntıları.
Van’da doğan Muhammed Akın Dağgezen, henüz bir günlükken morarma nedeniyle acil olarak Sağlık Bakanlığına ait uçak ambulansla İstanbul’daki Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.
Bebeğin ilk ekokardiyografisinde, kalbinin sağ yarısının gelişmediği, akciğer kanlanmasının ise aort ile akciğer damarı arasındaki bağlantıyla sürdüğü belirlendi. Bu bağlantının açık tutulması için ilaç tedavisine başlandı.
Dördüncü gününde anjiyoya alınan bebeğin gelişmemiş akciğer damarına kasıktan girilerek balon işlemi uygulandı, sonuç alınamayınca hem kalbin içine hem de açık kalması gereken damara stent yerleştirildi. Ardından akciğere kan akımı arttı, oksijen satürasyonu yükseldi ve morarma belirgin şekilde azaldı.
Bebeğin 13 ay sonra akciğer damarlarının ve küçük olan sağ kalp odacığının geliştiği görüldü. Bunun üzerine cerrahi ekiple yapılan değerlendirme sonucu bebek ameliyata alındı. Başarılı ameliyatın ardından kalbi normale yakın bir yapıya kavuşan bebek taburcu edildi.
Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Kliniği’nden Prof. Dr. Ayşe İnci Yıldırım, AA muhabirine, bebeğin çeşitli şikayetlerden acilen girişim yapılması için kendilerine yönlendirildiğini söyledi.
Yıldırım, “Gelir gelmez bebeği aldık, değerlendirdik. Değerlendirmemizin sonucunda kalbinin yarısının gelişmediğini gördük. Konseyimizde değerlendirilen bebeğin akciğer kan akımını arttırmak amacı ile dar olan damara balon yapılması, fayda görmez ise ilaçla açık tutulan damar açıklığına stent takılması kararı alındı” dedi.
İki damar arasının açık kalması için bebeğe ilaçlar verdiklerini ancak bunun işe yaramadığını anlatan Yıldırım, “Kalbinin küçük olan kısmını geliştirecek ve akciğere kan akımını arttıracak tedavi stratejileri belirledik. Kalbin yarısı neredeyse hiç yok denecek kadar kötü ve akciğere giden damarların gelişimi oldukça kötüydü. Hem akciğere giden damar gelişimini sağlamak hem de kalbinin gelişmeyen kısmını geliştirmek için çeşitli planlar yaptık” diye konuştu.
Bebeğin kendilerine geldiğinde 2 kilogram olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bebek tedavisinde çeşitli aşamalardan geçti. Çok iyi bir şekilde, iyi bir oksijen satürasyonu ile taburcu edebildik, Van’a sağ salim gönderebildik. Bu hastaları biz genelde oksijen satürasyonuna göre takip ederiz. Hastanın bize geldiğinde oksijen satürasyonları 50 ila 70 arasındaydı. Biz hastayı 15-20 günlükken Van’a gönderdiğimizde oksijen satürasyonu yüzde 85’in üzerine çıkabilmişti. 6 ay sonra kontrole çağırdık. Kontrolde sağ karıncığın oldukça iyi geliştiğini gördük. Bu, ‘iki vertikül tamiri’ dediğimiz normal kalbe yakın bir tamirin olasılığını gündeme getirdi. İlk başlarda ‘tek vertikül’ dediğimiz, tek karıncıkla yapılacak ameliyat düşünürken, 6 ay sonraki kontrolde sağ karıncığın da iyi geliştiğine, artık normal kalbe yakın bir tamirin olabileceğine karar verdik. 3 ay sonra tekrar değerlendirdik, sağ karıncığın daha da iyi gelişmiş olduğunu gördük.”
Prof. Dr. Yıldırım, bebeğin tedavisinde yeni doğan döneminde yapılan stentlerin katkısının büyük olduğunu belirterek, “Eğer stentler zamanında yapılmamış olsaydı, bebeğin kalbinin gelişimi eksik olurdu. Minik kalbi yarım doğan bebek, mucizeyle hayata tutundu” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Metin Songur ise bebeğin Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Kliniği’ne geldiğinde, kateter laboratuvarında girişim yapmaya karar verdiklerini anlattı.
Bu işlemin, bebeğin birkaç günlük olması ve düşük kilosu nedeniyle oldukça riskli ve zor olduğunu vurgulayan Songur, “Bebeğin hem akciğerlerine kanın yeterli gitmesi için hem de küçük olan sağ karıncığın gelişmesi için 2 işlem yaptık. Bu işlemler hem damar açıklığının hem de kalbin akciğere kan geçişinin sağlanması için 2 stent ile yapıldı. İşlemler komplikasyonsuz ve başarılı şekilde uygulandıktan sonra bebeği yoğun bakıma aldık.” diye konuştu.
Doç. Dr. Songur, bebeğin yoğun bakımda iken genel durumunun iyi seyrettiğini, morarmasının azaldığını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Kısa süre sonra bebeğimiz taburcu olduktan sonra küçük kalp karıncığının gelişimini izlemek üzere kontrollere çağırdık. Şu anda bebek 1 yaş 1 aylık oldu, kesinlikle morarması yok. Kalbin sağ tarafının beklediğimizin çok ötesinde, mucizevi şekilde geliştiğini gördük. Bebeği 1 yaş civarında tam düzetme ameliyatı için cerrah arkadaşlarımızla görüştükten sonra ameliyat kararı verdik. Bebek tedavimize çok güzel yanıt verdi. Yaşam mücadelesi, performansı iyiydi. O da bize ayrı bir güç kattı.”
Muhammed bebeğin dedesi Abdulkadir Dağgezen, torununun İstanbul’a getirildiğinde zor nefes aldığını ve durumunun kritik olduğunu belirtti.
Doktorlara sürekli “Bu çocuğun durumu ne olacak?” diye sorduğunu aktaran Dağgezen, “Allah razı olsun, ilgilendiler, baktılar. Herkese teşekkür ederim. Önce stent taktılar, sonra ameliyat ettiler, çok başarılı geçti. Şu an durumu çok iyi” şeklinde konuştu.