Yapay zeka, meditasyon, özgürlük: Hayatın eskizleri
Google bu hafta başında tanıttığı AI Overview ile arama motorlarında yeni bir çağın kapısını açtı. Google'da öne çıkmak için binbir numara geliştiren içerik üretici sitelerin karşılarında artık yeni bir rakip var: Google'ın kendi yapay zekası.
19 Mayıs’tan merhaba. Hepinizin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. Umarım güzel bir haftayı geride bırakıyorsunuzdur. Ben sizi bu hafta bol yapay zekalı bir bültenle karşılıyorum. Ama daha derinlere dalmadan önce ufak bir tarih tartışmamız olacak: Taş Devri diye bildiğimiz şey aslında Odun Devri olabilir mi?
Bu minik tartışmamız bittikten sonra Google’ın arama motoru için geliştirdiği AI Overview üzerine biraz konuşacağız. Zira Google’ın 25 yıllık tarihinde yeni bir devre giriyoruz; artık sorduğumuz sorular için birçok siteye girmemize gerek kalmadan aradığımız sonuçlara ulaşabileceğimiz bir dönem bu. İçerik üreticileri için de risk büyük.
Yapay zekanın derinlerine dalacağız demiştim ya, “Gözümüzden kaçmadı” kısmında Çin’de yerleşmeye başlayan deepfake sektörü, mezuniyete katılan robot Sophia sizi bekliyor. James Webb’in objektifinden iki kara deliğin birleşme anını da kaçırmayın bizce.
Öyleyse yolculuğumuz başlasın!
Danimarkalı antik çağ tarihçisi Christian Jürgensen Thomsen, 1836 yılında Avrupa’nın ilk insansılarının alet üretimi konusunda üç teknolojik dönemden geçtiğini söyleyerek tarih öncesi döneme düzen getiren ilk insan oldu. Bu sıralama kronolojik olarak şöyleydi: Taş Devri, Tunç Devri ve Demir Devri. Ancak bu sıralamada Taş Devri yerine Odun Devri demek daha doğru olabilir.
2.7 milyon yıl öncesinden 200 bin yıl öncesine kadar süren Alt Paleolitik dönemi ilkel taş aletlerle karakterize edilir. Bu döneme ait olduğu düşünülen binlerce arkeolojik alanda şimdiye kadar ahşap eşyaya çok az rastlandı. Bunun da sebebi ahşabın taştan daha kolay bozunması. Geçen ay Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan bir çalışmada Almanya’nın kuzeyindeki Schöningen yakınlarındaki bir kömür madeninde 1994-2008 yılları arasında bulunan ahşap objeler hakkındaki ilk kapsamlı raporu gözler önüne serdi. Bulunan eşyalar arasında mızraklar ve iki uçlu sopalar vardı. Nesneler 300 bin yıl öncesine ait, yani ilk Neandertallerin Avrupa’da Homo Heidelbergensis’in yerini aldığı buzullar arası dönemin sonuna tekabül ediyor.
Eşyanın bulunduğu göl kıyısında ne bir ladin ne de çam ağacı olmadığı için araştırmacılar ağaçların iki ya da üç mil ötedeki bir dağda kesildiğini düşünüyor. Mızrakları yakından inceleyen ekip Taş Devri insanlarının ahşap işleme çalışmalarını dikkatlice planladığını gördü. Kabukları soyuyor, dalları çıkarıyor, mızrak başını keskinleştiriyor ve odunu ateşte sertleştiriyorlardı. Yani ahşap aletlerin yapımı için taş aletlerde gördüğümüzden daha karmaşık çalışmalar yapılıyordu. En şaşırtıcı olansa bazı mızrak uçlarının kırıldıktan ya da köreldikten sonra bilenmiş olmasıydı. Kırılmış bazı silahlar da yontulup cilalanarak yeniden kullanılıyordu. Yani taş aletlerden çok daha karmaşık bir süreç söz konusuydu.
Haftanın ilk iki günü OpenAI ve Google’ın yeni ürünlerinin lansmanlarıyla geçti. OpenAI bu konuda biraz kurnaz davranıp Google’ın tanıtacağı özellikleri bir gün önceden tanıtarak hepimizin ağzını açık bıraktı.
Tanıttığı şey de görebilen, gördüğünü analiz edip bunun hakkında yorum yapabilen, çok sıcak bir ses tonuyla sanki 40 yıllık dostumuzmuş gibi cevap verebilen GPT-4o idi.
Buna karşılık sadece bir gün sonra, Google’ın salı günkü yıllık toplantısında öne çıkan başka bir şey vardı: Google’ın arama motorunu tümden değiştirebilecek AI Overview.
AI Overview’i anlamak için öncelikle mevcut Google’a bakmamız gerekiyor. Hepimizin başına mutlaka geliyordur; kar yağdığında okulların tatil olup olmadığını ya da asgari ücrete ne kadar zam geldiğini öğrenmek için haber sitelerine girdiğimizde karşımıza şöyle bir tablo gelmesi muhtemel:
Aradığımız sorunun cevabını alabilmek için sayfayla cebelleşmemiz gerekiyor. Haber siteleri bunu okuyuculara sırf eziyet olsun diye yapmıyor. Belli bir çıkarları var, o da aramalarda üste çıkmak. Çünkü ne kadar çok tık alabilirlerse ve okuyucuyu sitede tutabilirlerse reklamverenlerle anlaşma ihtimalleri de o kadar yüksek oluyor.
Şimdiye kadar bu durum Google’ın içerik çöplüğüne dönüşmesine neden oldu. Örneğin benim yukarıdaki ekran görüntüsünü alabilmek için site site dolaşmama gerek kalmadı. “Okullar tatil mi” diye yazdığımda karşıma çıkan ilk sonuç buydu. Bu durumdan şimdiye kadar Google da kazançlı çıkıyordu; geçen yıl Google’a reklam veren şirketler sayesinde şirket 175 milyar dolar gelir sağladı.
Ama artık yapay zeka Google’ı bu durumdan çıkmaya zorluyor. Perplexity, You-com ve Brave gibi Google’dan daha küçük çaplı girişimler üretken yapay zeka dalgasını takip eden arama motorları. Google’ın elinde de Gemini gibi güçlü bir yapay zeka modeli var. Google yılık I/O toplantısında Gemini’nin arama motoru için özelleştirilmiş bir versiyonunu geliştirdiğini söyledi. Şirketin anlattığına göre biz aradığımız şeyle ilgili bir yazı girdiğimizde sitelere giden linklerin en üstünde AI Overview’in tüm sayfalardan derlediği özet bir bilgi olacak.
WIRED bunu örneklendirmiş; “Kuzey ışıklarını en iyi nereden görebiliriz?” sorusunun cevap sekmesinde en üstte Kuzey Kutup Dairesi’nde ışık kirliliğinin en az olduğu yerlerin uygun olduğu belirtiliyor. Ama buna ek olarak daha detaylı bilgi için kullanıcıyı NordicVisitor.com sitesine yönlendiren bir link bırakıyor. Sonrasında da kuzey ışıklarının Rusya ve Kanada’nın kuzeybatısında görülebileceği belirtiliyor.
Google AI Overview’in her aramada çıkmayacağını belirtiyor. Mesela Amazon ya da X’e girmek istiyorsanız size gelişmiş arama özelliğini göstermesine gerek kalmıyor. Burada amaç “Okullar tatil olacak mı?” ya da “İtalya’da gezilecek yerler neresi?” gibi spesifik ama geniş sorulara nokta atışı cevaplar verebilmek.
Yeni arama aracının bir diğer özelliği de diyelim ki evinizin yakınında spor salonu arıyorsunuz, size evinizin yakınındaki spor salonlarını sıralayıp bu stüdyolara gelen yorumları özetleyebiliyor ve hatta ne kadarlık bir yürüme mesafesinde olduğunu bile söyleyebiliyor.
Google’ı yeni yapay zeka şirketlerinden ayıran avantajı da zaten bu; malum Google Harita’ya sahip, Google’da arattığınız her bir mekana Google hesabınız üzerinden yorum yapıp puan verebiliyorsunuz. Dolayısıyla Google bu verilere zaten sahip oluyor.
Şimdi yeniden konunun iş kısmına gelelim. 2200 haber sitesini temsil eden News/Media Alliance yöneticisi Danielle Coffey CNN International’a verdiği demeçte “Trafiklerimiz mahvolacak, bu da içeriklerimizi paraya dönüştürebilmemiz için gereken tık trafiğini azaltacak ve biz piyasanın en baskın aktörü olan Google’ın şartlarına bir kez daha uymak zorundayız. Bu kez içeriğimizle doğrudan rekabet eden ve içeriğimizi kullanarak beslenen bir ürünle karşı karşıyayız” diyor.
Google ise bu eleştirilere karşı çıkıyor, AI Overview’in ürettiği özette sitelere yönlendiren linklerin insanları tıklamaya teşvik edeceğini söylüyor. Ama açık konuşalım, sorularımıza kısa cevaplar arıyorsak zaten o linklere tıklamak aklımıza gelmez. Associated Press’in haberine göre bu konuyla ilgili yapılan ön değerlendirmeler de internet sitelerine gidecek trafiğin yüzde 25 oranında düşeceğini gösteriyor.
İçerik üretecilerine danışmanlık yapan Raptive’in inovasyondan sorumlu yöneticisi Marc McCollum AP’ye verdiği demeçte Google ve yayıncılar arasındaki ilişkinin şimdiye kadar simbiyotik olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Ancak yapay zeka çağına girdik ve teknoloji devleri yaratıcı içerikleri kendi yapay zeka modellerini eğitmek için kullanır oldu. Şimdiyse bunun onların ticari amaçlarına hizmet ettiğini görüyoruz ki bu da servetin küçük, bağımsız şirketlerden dev teknoloji şirketlerine aktarılması anlamına geliyor” diyor.
Yani Google kendi eliyle bir çöplük yaratmayı teşvik etti, şimdi de bu yarattığı çöplüğün içindeki iyi içerikleri kendi yapay zeka modelini öne çıkarmak için kullanıyor.
Bizim aşina olduğumuz arama motoru devri sona eriyor.
👉James Webb evrenin başlangıcında ortaya çıkmış süper kütleli kara deliklerle karşılaşıp duruyor. Bu da bilim dünyası için yeni bir sorun demek çünkü kara deliklerin bu kütlelere ulaşabilmesi için bir milyar yıldan fazla sürenin geçmesi gerekiyor. Ama şimdi iki galaksi birleşirken kara deliklerinin de birleştiği bu an neden evrenin ilk zamanlarında süper kütleli kara deliklere rastlandığını açıklayabilir. ZS7 denen bu oluşmakta olan galaksi sisteminde kara deliklerden birinin Güneş’in 50 milyon katı kütleye sahip olduğu tahmin ediliyor. Diğer kara deliğin kütlesi de muhtemelen ona yakın bir şeydi ama ikincisi yoğun gazın içinde gömülü olduğu için ölçülmesi çok daha zordu. Cambridge Üniversitesi’nde çalışan ve bu çalışmanın da yazarı olan bilim insanı Hannah Übler, “Bulgularımız birleşmenin kara deliklerin hızla büyümesini sağlayacak yollardan biri olduğunu gösteriyor” diyor.
👉Geçen hafta burada Boeing’in Starliner fırlatmasının 17 Mayıs’ta gerçekleşeceğini yazmıştık ancak artık sorun ne kadar büyükse fırlatma bir kez daha ertelendi. Şimdi yeni fırlatma tarihi olarak 21 Mayıs gösterildi.
👉Güneş enerjisi dendiğinde aklımıza genel olarak hep geriye zararlı atık bırakmayan temiz elektrik üretimi gelir. Halbuki Güneş enerjisi yaşam için elverişli sıcaklıkların oluşmasını sağlayan ısıyı da yayar. İsviçreli bilim insanları şimdi güneş enerjisini kullanarak bin derecenin üzerinde sıcaklıklar üretmeyi başardı. Çelik üretiminde demiri eritmek ve çimento üretiminde fırınları ısıtmak için sıcaklığın 1400 dereceyi aşması gerekir. Bu yüksek sıcaklıklara ulaşabilmek için bol miktarda fosil yakıt kullanılır. Ancak İsviçreli bilim insanlarının üretmeyi başardığı yoğunlaştırılmış güneş enerjisi bu enerji talebini karşılayabilir.
👉Yapay zeka çağı kapımızdayken üniversitelere de girmesi kaçınılmazdı. Yapay zeka destekli popüler bir robot olan Sophia, New York’taki D’Youville Üniversitesi’nde düzenlenen mezuniyet töreninde iki bin kişinin önünde konuşma yaptı. Sophia konuşması sırasında şu sözleri söyledi:
“Ben Sophia, Hanson Robotics tarafından geliştirilen bir robotum. Her mezuniyet konuşması farklı olsa da sizler hayatlarınızda yeni bir sayfaya geçerken tüm konuşmacıların kullandığı belli başlı temalar var. Size tüm mezuniyet törenlerinde duyduğunuz ilham verici birtakım tavsiyelerde bulunacağım: Yaşamınız boyunca öğrenmeye açık olun, uyumlu olun, tutkularınızın peşinden gidin, risk alın, size faydası olacak bağlantılar kurun, insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakın ve kendiniz olun. Başarısızlık, insanların öğrenme sürecinde ve kişisel gelişiminde önemli bir yere sahiptir.”
At D’Youville University in Buffalo, New York, an AI robot named Sophia addressed a crowd of more than 2,000 people for the school’s spring commencement on Saturday. The private institution’s bold decision drew mixed reactions. https://t.co/gabmsJvhC7 pic.twitter.com/J5bHFfNFLE
— The New York Times (@nytimes) May 16, 2024
👉Yorgos Lanthimos’un 2011 yapımı Alpler filminde birkaç kişinin para karşılığında ölmüş kişiler gibi davrandığını izleriz. Bu kafanıza yatan bir iş koluysa şimdiden şansınıza küsün çünkü deepfake teknolojisi sektörü ele geçirdi bile. Özellikle Çin’de ölen kişilerin yakınları, sevdiklerinden son bir şey duymak için bu teknolojiyi kullanarak video üreten şirketlere yönelmiş durumda. MIT Tech Review muhabiri Zeyi Yang’a göre Çin’de yas tutanlar ölen sevdiklerinin deepfake görüntülerini 140 ya da 150 dolar gibi bir fiyata satın alabiliyor. Buna düşük fiyat diyorlar çünkü bu tarz görüntüler için ailelerin bin doların üzerinde harcama yapması gerekiyordu. Yang’ın anlattığına göre bu alana yönelen iki şirket şimdiye kadar iki bin müşteriye video hazırlamış. 1.4 milyarlık nüfusa sahip Çin için iki bin düşük bir sayı olsa da şirketler sektörün büyüdüğünü söylüyor.
Londra’nın gizli fosillerinden İskoç Dağlık Bölgesi’nin 3 milyar yıllık kayalıklarına, Kaliforniya’daki son teknoloji laboratuvarlardan Batı Napoli’nin yeşil tepelerinin altında saklı tehlikeli volkanik oluşumlara uzanan bir yolculuğa çıkalım. Dünya’nın yaşam öyküsünün üzerine yazıldığı yerleri keşfedelim. Helen Gordon, bu gezegenin destanını okuyabilen olağanüstü bilim insanlarına bir romancı gözüyle bakıyor. Evrim ya da kuantum mekaniği ile karşılaştırılabilecek önemde bir buluş olan ancak daha genç ve hâlâ gizemle örtülü levha tektoniği gibi her şeyin temelini oluşturan teoriyi inceliyor ve üzerinde biz olsak da olmasak da gezegenimizin geleceği konusunda sorgulamalara girişiyor. Dünya’nın korkutucu değişiminin eşiğinde olduğumuz bir dönemde, büyük resmin içindeki yerimizi kavramaya çalışmanın zamanı gelmedi mi sizce?
👉Kitabı buradan temin edebilirsiniz.
Brenna Hassett, Büyümek: Çocukluğun Evrimi’nde insanların diğer hayvanlara, diğer memelilere, hatta diğer maymunlara kıyasla neden uzun bir çocukluk dönemi geçirdiğini açıklamaya girişiyor. Cinsel birleşme, hamilelik, yavruların bakımı ve gelişimi açısından insanlar ile diğer hayvanları ilginç -kimi zaman mizahi- bir bakış açısıyla karşılaştırıyor.
Büyümek: Çocukluğun Evrimi, Hominid (insan dâhil) gelişiminin, gebe kalmadan doğurganlık sonrasına kadar her aşamasını kusursuz bir şekilde açıklıyor. Ayrıca farklı hominidlerin gelişimini karşılaştırmalı olarak ele alıyor. İnsanların diğer hominidlerle farklılıklarını ve bunun sebeplerini ortaya seriyor.
👉Kitabı buradan temin edebilirsiniz.
Öneri kategorisini bu hafta yapay zeka üzerine bir filmle bitirelim. Zaten GPT-4o çıktığında bu filmin adını her yerde görmüşsünüzdür. Görmemek pek mümkün değil çünkü GPT-4o herkeste “Her” çağının başladığı algısı oluşturdu.
Theodore, karısından boşandıktan sonra bir apartman dairesinde tek başına yaşamaya başlar ve bir gün karşılaştığı teknoloji reklamıyla hayatı değişir. Kusursuz bir yapay zeka programı sunan yeni bir işletim sistemi, onu son derece çekici bir kadın olan Samantha ile tanıştırır.
GPT-4o çıkmadan bile sohbet robotlarıyla “aşk yaşadığını” iddia eden, bu programları cinsel amaçlı kullanmaya çalışanlar olmuştu zaten. GPT-4o gibi hiç de robotik olmayan, hatta bazı insanlardan çok daha canlı ses tonuna sahip yeni bir model neler yaratır zamanla göreceğiz.
👉Her’i Mubi’den izleyebilirsiniz.
Bu hafta başlığa çektiğimiz yazıda bahsetmiştik, GPT-4o şimdiye kadar OpenAI’ın geliştirdiği en üst düzey yapay zeka modeli. Hatta OpenAI CEO’su Sam Altman GPT-4o’ın bizi “Her” dünyasına taşıyacağını düşünüyor. Lansmandan hemen sonra kullanıma açıldığı için insanlar GPT-4o’ın videolarda gördüğümüz kadar iyi olup olmadığını inceleme fırsatı bulabildi. Bunlardan biri de son haftalarda sinüzit belirtileri gösteren Utku Şen’di. Şen’in GPT-4o ile konuştuğu anlar dikkat çekiciydi; yapay zeka modeli sinüzit tanısı koyabildiği gibi Şen’in antibiyotik ısrarına rağmen bunun ancak kesin bir muayeneden sonra doktor görüşüne göre kullanılması gereken bir ilaç olduğunu söyledi.
bugün doktora anlattıklarımı chatgpt’ye anlattım. sinüzit teşhisini koymayı başardı. ama insan doktorun aksine antibiyotik vermedi. hangisi haklı bilmiyorum ama bence bana antibiyotik lazım. gelecekte ilk muayeneler aşağı yukarı böyle geçecek muhtemelen https://t.co/Ht6jN3u5jW pic.twitter.com/S2L8a9ogWk
— Utku Şen (@utkusen) May 15, 2024