Bilim insanları mutabık: Omurgasız da olsa hayvanların bilinci var
Ağır beyin hasarı geçiren ve komutlara fiziksel olarak yanıt veremeyen kişilerin bizleri duyup duyamadığını ya da varlığımızı hissedip hissedemediklerini merak ediyor musunuz? Yeni bir araştırmaya göre dörtte birinin bilinci yerinde.
İnsanlar araba kazası, düşme ya da kanama gibi ciddi beyin hasarına uğradığında haftalarca komada kalabiliyor. Gözleri kapalı, vücutları tepkisiz halde. Bazıları iyileşiyor ancak diğerleri çok daha farklı bir bilinç durumuna giriyor. Başrollerini Robin Williams ve Robert de Niro’nun paylaştığı 1995 yapımı Awakenings filmindeki gibi bir durum çıkıyor ortaya. Gözler açık ama bilinçlerinin yerinde olduğunu gösteren hiçbir şey yok… Bu kişiler dış dünyayla bağlantı kuramadan yıllarca hayatta kalabiliyor.
Bu tür hastalar hem aileleri hem de kendilerini tedavi eden sağlık yetkilileri için tam bir gizem oluşturuyor. İletişim kuramıyorlar peki ama ya her şeyin farkındalarsa? Dün The New England Journal of Medicine’de yayınlanan yeni bir çalışma bu hastaların dörtte birinin çevrelerindeki dünyanın farkında olduklarını gösteriyor.
Altı araştırma merkezindeki nörologlar, hiç tepki vermeyen 241 hastadan kendilerini tenis oynarken hayal etmeleri gibi karmaşık bilişsel görevleri yerine getirmelerini istedi. Hastaların yüzde 25’i sağlıklı insanlarda görülen beyin aktiviteleriyle uyumlu bir şekilde yanıt verdi. Bu da düşünebildikleri ya da en azından çevrelerinin farkında oldukları anlamına geliyor.
Weill Cornel Medicine’de nörolog olan ve çalışmanın yazarlarından biri olan Dr. Nicholas Schiff, çalışmanın sadece ABD’de bile 100 bin kadar hastanın ağır yaralanmalarına rağmen biraz bile olsa bilinç düzeyine sahip olabileceğini gösterdiğini söyledi. Schiff, bu araştırma sonuçlarının bilinç bozukluğuna sahip olduğu düşünülen kişilerin daha detaylı muayene edilmesine ve bu hastaların dış dünyayla nasıl iletişim kurabileceklerinin daha çok araştırılmasına vesile olabileceğine inanıyor.
Genelde bir beyin hasarı geçirip de bilincimizi kaybettiğimizde nörologların belli başlı kalıp soruları olur. Bunlar hastadan konuşmasını, sağına soluna bakmasını ya da başparmaklarını kaldırmalarını istemek olabilir. Hiç yanıt vermeyen hastaya bitkisel hayatta olduğu teşhisi konabilir. Çok kısa süreli tepkiler veren hastalarda ise minimal bilinç olduğu düşünülebilir.
1990’ların sonlarından beri Dr. Schiff ve meslektaşları, bilinç bozukluğu olan bazı hastaların beyinlerinin ayrıntılı taramasını yapıyor. Bazı hastalarda büyük hasarlar olduğu görülürken bazılarında da dokuların şaşırtıcı bir şekilde sağlam ve büyük kaldığı görülüyor. Bu da nörologların ilgisini cezbetmişti. Belki de hastalar hâlâ bilince sahipti.
Böylelikle bazı araştırmacılar hastalarda bilinç aramaya başladı. Bunun içinde ilk baktıkları şey beyindeki kan akışını izlemek için fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme denen tekniği kullanmak oldu.
2006 yılında yapılan bir çalışmada, o zamanlar Cambridge’deki Tıbbi Araştırma Konseyi Biliş ve Beyin Bilimleri Birimi’nde çalışan Adrian Owen ve meslektaşları, bitkisel hayatta olduğu teşhis edilen bir kadının tenis oynadığını hayal etmesini istedi. Görüntüleme taramaları, kadının beyninin bazı bölgelerinin buna tepki olarak harekete geçtiğini gösterdi. Bu bölgeler, zarar görmemiş beyinlerde aktif hale gelen bölgelerle aynıydı.
O çalışmanın sonuçları nörologları daha da meraklandırdı. Yanıtı almanın tek yolu daha geniş ölçekli bir anket yapmaktı. Owen ve Schiff’in de destek verdiği altı uzman grubu, 2008 yılında böyle bir araştırmanın başına oturdu. Süreci hızlandırmak için hastaların beyin aktivitelerini elektrotlu başlıklarla nasıl kaydedebileceklerini buldular. Bununla birlikte çalışma yavaş ilerledi. Bir kere araştırmacıların hastaları muayene etmek için ailelerinden izin alması gerekiyordu. Ardından da standart testlerin yapılması şarttı.
Araştırmacılar en nihayetinde geleneksel muayene sırasında komutlara yanıt vermeyen 241 hastayı test etti. Sağlıklı gönüllülere de aynı testler yapıldı. Daha sonra bu veriler Mount Sinai’deki Icahn Tıp Fakültesi’ndeki istatistikçi ekibine teslim edildi. Sonuçta 241 hastadan 60’ı, fonksiyonel MR taramalarında, elektrot kayıtlarında ya da her ikisinde de bilinçli olduklarını gösterdiler.
Yine de araştırmacılar testlerin yaralanmalardan ortalama sekiz ay sonra yapılmasının sonuçları saptırmış olabileceğine de dikkat çekiyor. Yine de bu şimdiye kadar bu alanda yapılmış en büyük çalışmalardan biri.