2025’te dünya nüfusunun üçte ikisi içilebilir suya hasret kalacak

Akademisyen İbrahim Feda Aral, küresel ısınma nedeniyle 2025'te dünya nüfusunun üçte ikisinin içilebilir suya hasret kalacağını söyledi.

Çevre 9 Kasım 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

Su kaynaklarının sürdürülebilirliği, küresel ısınma ve endüstrileşme ile birlikte günümüzde en acil çevresel sorunlardan biri haline geldi. İklim değişikliği, sıcaklıkların artması ve yağış düzenlerinin değişmesi gibi etkilerle birlikte dünya çapında tatlı su kaynaklarının azalmasına yol açıyor. Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, 2025 yılı itibarıyla dünya nüfusunun üçte ikisinin temiz ve içilebilir suya erişimde ciddi sorunlar yaşayabileceğini öngörüyor. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde aşırı su tüketimi ve tarımsal sulamada verimsiz yöntemlerin kullanımı, su kıtlığını tetikleyen başlıca faktörlerden.

Trakya Su Çalıştayı’nda da konu suydu.  Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Feda Aral burada yaptığı konuşmada su tasarrufu konusunda yapılması gerekenler için hızlı adımlar atılması gerektiğini söyledi.

Yer altı su kaynaklarının tasarruflu kullanılmasının önemli olduğunu belirten Aral, “Endüstrileşme ve küresel ısınma nedeniyle temiz su kaynakları azalıyor.. Dünya Bankasının tahminlerine göre 2025 yılında dünya nüfusunun 3’te ikisi temiz ve içilebilir suya hasret kalacak. Türkiye’de 2025 yılında olmasa da yakın bir gelecekte temiz su kaynakları tükenen ve kirlenen bir ülke olacaktır. Suyun bundan sonra her zamankinden daha tasarruflu kullanılması gerekiyor” dedi.

‘Kaynakları hor şekilde kullanıyoruz’

İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yolcubal da yer altında su kaynaklarının görünür olmadığı için dünyanın her yerinde çok hor kullanıldığını belirtti.

Yer altı sularının yüzey suları gibi kirlenmeye hızlı bir şekilde maruz kalmadığını ama insan kaynaklı faaliyetlerden dolayı yavaş yavaş kirlendiğini anlatan Yolcubal şunları söyledi: “Trakya, yer altı kaynakları açısından zengin bir bölge ama maalesef doğru bir şekilde yönetilemediği için sıkıntı yaşıyor. En fazla su kullanılan sektör, tarım sektörü, ‘herkes tarımı suçluyor’ gibi gözüküyor. Biz bunları söylediğimiz zaman çiftçilerimiz kızıyor ama burada çiftçilerimize de bazı görevler düşüyor. Suyu düzgün kullanmaya ihtiyacımız var.

Bunu bilinçli bir şekilde yapacak olursak hem suyumuzu doğru bir şekilde kullanıyoruz hem de verimli bir şekilde üretime katkı sağlarız. Türkiye’de 18 milyar metreküp yer altı su potansiyelimiz var. Bu suyun yüzde 76’lık kısmını tarımda kullanıyoruz. Türkiye’deki içme sularının yüzde 45’i yer altı sularından elde ediliyor. Kalan kısmı da diğer kaynaklardan elde ediliyor. Biz maalesef bu kaynakları hor bir şekilde kullanıyoruz.”

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.