Denizde kadın cesedi: Ayağına ağırlık bağlayıp, halıya sarmışlar
İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan Trakya'daki üç baraj kasım ve aralık ayında yüzde yedi doluluk oranyla dibi görmüştü. Ancak son yağışlar barajların doluluk oranını yüzde 70'e yükseltti ve bu son dört senenin en yüksek seviyesi.
İstanbul’un su ihtiyacı çevre kentlerin barajlarından sağlanıyor. Bunlardan üçü Trakya’da ve kasım ayında yüzde yedi doluluk oranıyla dip seviyeyi görmüştü. Ancak endişe verici hal kış aylarındaki yağışla birlikte ortadan kalktı ve su seviyesi son dört yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Trakya’daki barajlarda Kazandere’nin doluluk oranı yüzde 72,18’e, Pabuçdere’nin yüzde 69,94’e, Istrancalar’ınki yüzde 77,42’ye ulaştı. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan toplam 10 barajdaki doluluk oranı yüzde 79,10 olarak ölçüldü.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer bu kış sezonunda geçen seneye oranla ciddi yağış alındığını belirtti. Bu sayede bölgedeki barajların doluluk oranının yüzde 70’lere çıkmasının sevindirici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tecer “Bu rakamlar 2020 yılından itibaren doluluk oranında yakaladığımız en yüksek ikinci seviye. 2022 yılını hariç tuttuğumuz zaman 2020’den itibaren bu kadar doluluk oranına ulaşılmamıştı” dedi.
Barajları dolduran yağışların yer altı sularında artış göstermeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Tecer yağışlarda yüzde 10 ile 13 oranında suyun yeraltı sularına karıştığını aktardı. Ancak bu sene farklı bir durum olduğunu anlatan Tecer yağışların yer altı sularına katkı sağladığını söylemenin bölgedeki yer altı suyu krizinde tüketim tablosunu anlaşılmaz hale getireceğini söyledi. Sadece bir senelik yoğun yağışın bölgede tükenen yer altı sularını telafi edemeyeceğini anlatan Prof. Dr. Tecer “Evet bir miktar katkısı olmuştur ama bu miktar asla bölgedeki yer altı sularıyla ilgili riski azaltmaz” diye konuştu.
Prof. Dr. Tecer Trakya’nın sanayi bölgesi olması nedeniyle su tüketiminin fazla olduğunu belirterek “Yer altı suyu yer yer 600 metrelere kadar inmiş durumda. Kampüsümüzde bile 450 metreden su çeker hale geldik. Düşünün bu bölgelerde 50-60 metrelerden suya ulaşılabiliyordu. Artık 300 metrelerin altında herhangi bir bölgede suya ulaşmamız mümkün değil” dedi. Bu konuda önce bireysel kullanımın gözden geçirilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Tecer tarımsal sulama ve vahşi sulamadan da uzak durulması gerektiğini söyledi.
Sulamada modern tekniklerin kullanılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tecer “Ama bu bölgede günde 450 bin metreküp su tüketen sanayinin de bu atık sularını arıtarak geri kazanıp tekrar proseslerde kullanılması elzem. Orta vadede bu bölgede birçok sanayi tesisi su bulamadığı için kapılarını kapatmak zorunda kalabilir” dedi.