Buyurun yeni küresel tartışmaya: BMGK’nın başında bir ‘savaş suçlusu’
Gazze savaşının başından beri İsrail tarafından BM Genel Sekreteri Guterres, BMGK'yı Gazze'yi gündeme almaya zorlayacak 99'uncu maddeyi devreye soktu. Bu madde BM genel sekreterleri tarafından 35 yılda yalnızca dört kez kullanıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres Gazze savaşının başından bu yana Batı’dan farklı bir tutum sergileyerek savaşa çift taraflı bakmayı tercih ediyor. Bunun sonucu olarak da İsrail’den büyük tepki alıyor, hatta istifa etmesi bile istendi. Ancak geri adım atmayan Guterres bu sefer BM Antlaşması’nın 99’uncu maddesine atıfta bulunarak BM Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) Gazze savaşı konusunda harekete geçmeye çağırdı. Bu önemli bir adım, çünkü Guterres göreve geldiğinden beri ilk kez bu maddeyi kullanma ihtiyacı duydu. Genel sekreterin hamlesi 15 üyeli BMGK’nın İsrail ve Filistinli direniş grupları arasında ateşkes çağrısı yapan bir kararı henüz kabul etmediği dönemde geldi.
99’uncu madde Guterres’e “uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına tehdit oluşturabilecek bir konuda BMGK’nın şahsen dikkatini çekme” yetkisi veriyor. BMGK’nın dönem başkanı Çin’e yazdığı açık mektupta Guterres İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumun “uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına dair mevcut tehditleri ağırlaştırabileceği”ne inandığını söyleyerek bu yetkisine başvurma kararı aldığını açıkladı.
I’ve just invoked Art.99 of the UN Charter – for the 1st time in my tenure as Secretary-General.
Facing a severe risk of collapse of the humanitarian system in Gaza, I urge the Council to help avert a humanitarian catastrophe & appeal for a humanitarian ceasefire to be declared. pic.twitter.com/pA0eRXZnFJ
— António Guterres (@antonioguterres) December 6, 2023
18 Ekim’den beri “acil insani ateşkes” çağrısı yapan Guterres hem İsrail’de hem de Filistin topraklarında yaşananlar için “dehşete düşüren insani acı, fiziksel yıkım ve toplu travma” tanımlaması yapıyor. 99’uncu madde bu bakımdan barış ve güvenliğe tehdit oluşturan ancak henüz konseyin gündemine alınmamış konularda genel sekretere BMGK’yı kendi inisiyatifiyle toplantıya çağırma hakkı tanıyor.
BMGK’nın üyesi olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Guterres’in mektubuna cevaben konseye yeni bir karar taslağı sunduğunu ve bu kararda “insani ateşkes kararının acilen kabul edilmesi” çağrısı yapıldığını söyledi. Gazze’deki durumun geri dönülemez raddeye yaklaştığı uyarısını yapan BAE “Bekleyemeyiz” dedi. Savaşın başından bu yana en az 16 bin 248 Filistinli hayatını kaybetti.
The UAE calls for a humanitarian ceasefire resolution to be adopted urgently and has just submitted a draft to the UNSC.
The situation in the Gaza Strip is catastrophic and close to irreversible. We cannot wait. The Council needs to act decisively to demand a humanitarian… https://t.co/mDr4c2F2FP
— UAE Mission to the UN (@UAEMissionToUN) December 6, 2023
Guterres’in tavsiyesine uyularak ateşkes kararı alınırsa konsey kararın uygulanmasını sağlamak için yaptırım uygulama ya da uluslararası bir gücün bölgede konuşlanmasına izin verme yetkisine sahip olacak. Ancak sorun zaten veto yetkisine sahip beş daimi üye Çin, Rusya, ABD, İngiltere ve Fransa’nın ortak karar alamamasından kaynaklanıyor.
ABD veto hakkını 18 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısını kınayan ve Gazze’ye insani yardım girişine izin verilmesi için çatışmalara ara verilmesi çağrısı içeren bir karar tasarısına karşı kullanmıştı. Konseyin diğer 12 üyesi kararın lehine oy kullanırken Rusya ve İngiltere çekimser kalmıştı. Çekimser kalmak herhangi bir sorun teşkil etmese de daimi üyelerden birinin bile veto hakkını kullanması, kararın geçmemesi anlamına geliyor.
Rusya ise ABD’nin ateşkes içermeyen kararlarını veto etti. Böyle böyle savaşın ilk altı haftası herhangi bir karar çıkmazken konseye baskıların daha da artması sonucu Mali’nin önerdiği ateşkes ibaresi olmayan ancak insani ara isteyen önerisi ABD, İngiltere ve Rusya’nın çekimser kalmasıyla konseyden geçmişti. Ancak konsey başka herhangi bir adım atmadı.
Guterres BMGK’nın süregelen eylemsizliğinin ve Gazze’deki durumun kötüleşmesinin, 2017’de görevi devralmasından bu yana ilk kez kendisini 99’uncu maddeyi uygulamaya ittiğini söyledi. İnsani yardım sisteminin tamamen çökmesi sebebiyle Gazze’de düzenin bozulabileceği uyarısını yapan Guterres “Durum hızla kötüleşerek felakete doğru gidiyor ve bunun hem Filistinliler hem de bölgedeki barış ve güvenlik açısından geri dönüşü olmayan sonuçları olabilir” dedi.
Uluslararası Kriz Grubu’nda BM savunuculuğu ve araştırmaları konusunda kıdemli analist Daniel Forti “Bu aracın 1989’dan bu yana kullanılmamış olması diplomatik ve sembolik açıdan New York’ta yankılandı” dese de, hamlenin “BMGK’nın en güçlü üyelerinin siyasi hesaplarını kökten değiştiremeyeceğini” sözlerine ekledi. Guterres BMGK’yı konuyu ele almaya zorlasa da karar almaya zorlama yetkisine sahip değil. Georgetown Üniversitesi dış ilişkiler profesörü Anthony Arend El Cezire’ye verdiği demeçte “Guterres ülkeleri tartışmaya zorlayabilir, tarafları bir araya getirebilir ve onları uzlaşmaya varmaya teşvik edebilir. Ancak kararın geçmesi için beş daimi üyenin kararları veto etmemesi şart” diyor.
Ancak dönem başkanlığının Gazze’de ateşkes istediğini söyleyen Çin’de olması ABD’nin işlerini zorlaştırıyor. Çin’in BM Temsilcisi Zhang Jun “Gazze olabileceği en kötü halde. Sivillerin öldürülmesinin önüne geçmek için her şey yapılmalı. Güvenlik Konseyi bir an önce ateşkes ilan etme yetkisini kullanmalıdır” dedi. Ayrıca daimi beş üyeden Rusya ve Fransa da ateşkes taraftarı olduğunu gösteriyor. Geriye sadece İngiltere ve ABD kalıyor.
Gazze’deki insani krizi yakından gören yardım kuruluşlarından da Guterres’e destek gecikmedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yöneticisi Tedros Adhanom Ghebreyesus Guterres’in adımını desteklediğini söyleyerek “Gazze’deki sağlık sisteminin tamamen çökmesine ramak kaldı. Sağlık için barış gerekli” dedi.
Guterres’in 99’uncu maddeye başvurması İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan tarafından tepkiyle karşılandı. Erdan X’teki paylaşımında mektubu Guterres’in “ahlaki çarpıklığının ve İsrail’e karşı önyargısının yeni kanıtı” olarak niteledi. “Genel sekreterin ateşkes çağrısı aslında Hamas’ın Gazze’deki saltanatını sürdürme çağrısıdır” diyen Erdan, Guterres’e istifa çağrısını tekrarladı.
Today, the Secretary-General has reached a new moral low. He writes that he is activating, for the first time, Article 99 of the UN Charter in relation to the Israel-Hamas war, an article that can only be invoked in a situation where international peace and security are… pic.twitter.com/rQm18aT1vq
— Ambassador Gilad Erdan גלעד ארדן (@giladerdan1) December 6, 2023
99’uncu madde şimdiye kadar sadece dört sorun için devreye sokuldu: Kongo (1960), Doğu Pakistan (1971), İran (1979) ve Lübnan (1989).
Temmuz 1960: Dönemin Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld Kongo hükümetinin Belçika güçlerine karşı BM’den askeri yardım talep etmesi üzerine konseyden acil toplantı talep etmişti.
Aralık 1971: Dönemin Genel Sekreteri U Thant o zamanki adıyla Doğu Pakistan, şimdiki adıyla Bangladeş’te savaşa BMGK’nın müdahalesi için 99’uncu maddeye başvurmuştu.
Aralık 1979: Avusturyalı diplomat Kurt Waldheim 1970’lerin sonunda genel sekreterken Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nde 52 ABD’linin İranlı savaşçılar tarafından rehin alınması üzerine 99’uncu maddeyi devreye sokmuştu.
Ağustos 1989: Dönemin Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar Lübnan’da baş gösteren iç savaşta ateşkes çağrısı yapmak için bu maddeyi devreye sokmuştu.
99’uncu maddenin sonuçları geçmişte barış getiremedi. Mesela 1960’ta maddenin devreye sokulması BMGK’nın 143 sayılı kararı kabul etmesini sağlayarak Belçika’ya askerlerini geri çekmesi çağrısı yapılmıştı. Bunun için BM barış gücü de gönderilmişti. Ancak Kongo Savaşı devam etmiş, dönemin Kongo Başbakanı Patrice Lumumba suikasta kurban gitmiş, ülkedeki kriz sonraki yıllarda iyice derinleşti. Dönemin Genel Sekreteri Hammarskjöld’ün kararına o zamanlar şiddetle karşı çıkansa Sovyetler Birliği olmuş, genel sekreterin istifasını istemişti. Katanga eyaleti başkanı Moise Tshombe’yle barış görüşmeleri için Kongo’ya doğru yola çıkan Hammarskjöld uçak kazasında ölmüş, olaydan yollar sonra ortaya çıkan belgeler bunun kaza değil suikast olması ihtimalini güçlendirmişti.