İngiltere’de İşçi Partisi sildi süpürdü, 14 yıllık Muhafazakar iktidarı sona erdi
200 yıl boyunca kendinden "üstünde güneş batmayan imparatorluk" olarak bahsettiren Britanya, Chagos Adaları'nın kontrolünü Morityus'a devredeceğini açıkladı. İki asır sonra ilk kez Britanya'nın güneşi batıyor. Chagoslular'ın tepkisiyse karışık.
“Üstünde güneş batmayan imparatorluk” derler Britanya’ya. Dünyanın diğer ucunda bile sömürgeleştirdiği topraklar sonucunda imparatorluk topraklarının herhangi bir yerinde günün bir vakti mutlaka güneş tepede oluyordu çünkü. Hint Okyanusu üstündeki Chagos Adaları da bu engin imparatorluk zincirinin küçük de olsa bir parçasıydı. En azından şimdiye kadar. Hint Okyanusunda bu şimdi bakınca turistik bir cennet manzarası veren adalar Britanya tarafından Morityus’a devredildi.
‘Bu devirde hala sömürge mi olurmuş’ diyorsunuz, evet olmaz ama 19. yüzyılın büyük sömürgeci ülkeleri Britanya ve Fransa’nın hala dünyanın uzak köşelerinde doğrudan yönettiği böyle yerler var. Chagos Adaları da, aslında Britanya açısından bir askeri üs olarak önemliydi ama artık değil herhalde ki, uzun tartışmaların sonrasında bu adalar aslında biraz da uzakta olan Morityus’a devredildi.
Fakat bu devretmenin bir de sembolik tarafı var: Birleşik Krallık için ‘Üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ denmesinin temel sebebi, dünyanın çevresi boyunca neredeyse her saat diliminde bu eski imparatorluğa bağlı bir toprak parçası bulunmasıdır. Chagos adaları belki minicik bir yer, hatta belki küresel iklim krizi nedeniyle günün birinde okyanus sularının altında da kalabilir ama Britanya açısından dünyayı 24’e bölen saat dilimleri içinde bir dilimi temsil eden son parçaydı. Şimdi orası gidince artık, nasıl Britanya İmparatorluğu çoktan sona erdiyse, ‘Üstünde Güneş Batmayan İmparatorluk’ da sona ermiş olacak, çünkü hiç değilse 1 saatlik bir karanlık yaşayacak artık ‘British Commonwealt Ülkeleri’ adı verilen ülkeler. Başka bir deyişle 200 yıl sonra ilk kez Britanya İmparatorluğu’nun üzerindeki güneş batacak.
Bu anlaşma sayesinde İngiltere’nin 1960 ve 1970’lerde evlerinden sürgün ettiği Chagoslulara adaya dönüş hakkı verecek. Tarihte yer edinen bu olay aslında sömürgeciliğin de en yüz kızartıcı örneklerinden biriydi. Yine de ortak İngiltere-ABD askeri üssüne ev sahipliği yapan Diego Garcia Adası için bir istisna uygulanacak. Bu ada İngiltere’de kalmaya devam edecek. Orada yer alan üsle ilgili planlar nedeniyle zaten 1968 yılında Chagos Adaları’na özerklik verildiğinde bile iki bin kişi evlerini terk etmek zorunda bırakılmıştı.
Diego Garcia askeri üssünün güvenliği, Hindistan’ın güneyinden tekneyle açılarak Kanada’ya varmayı uman 60’ı aşkın Tamil mültecinin üç yıldır adada mahsur kalmasıyla daha da karmaşık hale geldi. Bu kişilerin adadaki durumları, yani adada tutulmalarının yasalara aykırı olup olmadığı mevzusu, yakında açıklığa kavuşacak gibi görünüyor.
Şimdi yeniden yazının en başında bahsettiğimiz “üstünde güneş batmayan imparatorluk” mevzusuna dönelim. Chagos’un kaybı İngiliz topraklarının artık dünyanın dört bir yanına yayılmadığı anlamına geliyor. Yine de Britanya için iyi haber şu ki Antarktika bölgesinin bir kısmı birkaç ay daha güneş göreceği için bu unvanı uğurlamak için iki ay daha beklememiz gerekecek.
Gerçi bazı sosyal medya kullanıcıları Britanya İmparatorluğu’nun tam anlamıyla karanlığa gömüleceği tarihi kesinleştirmeyi başardı. Chagos Adaları’nın kontrolünün tamamen Morityus’un eline geçmesi mart ayından önce gerçekleşirse Pitcairn Adaları’nda güneş battığında (yerel saatle 18:50, Londra saatiyle 02:50) 200 yılı aşkın bir süre sonra İngiliz topraklarının tamamında güneş batmış olacak.
Bazı Chagoslular bağımsızlıklarının Morityus’a verilmesinden memnun değildi. İnsan Hakları İzleme örgütü (HRW) de bu karardan yakınanlardan biriydi. Örgütün geçen yıl yayınladığı raporda İngiltere’nin ada sakinlerini zorla evlerinden çıkararak yarattığı sorunlar nedeniyle eksiksiz ve koşulsuz tazminat ödemesi gerektiği vurgulanıyordu. HRW’nin kıdemli hukuk danışmanı Clive Baldwin, “Anlaşma geçmişte Chagoslulara karşı işlenen suçlarla ilgileneceğini söylüyor ancak bu suçlar gelecekte de işlenecek gibi görünüyor. Çünkü anlaşma Chagosluların anavatanlarına dönmelerini garanti etmiyor. En büyük ada Diego Garcia’dan bir asır daha uzak kalacak gibiler ve geleceklerini yeniden inşa etmeleri için tahsis edilmesi gereken tazminatlardan bahsedilmiyor. Yapılacak anlaşmanın Chagosluların haklarına değinmesi gerekmektedir. Aksi takdirde Birleşik Krallık, ABD ve şimdi de Morityus süregelen sömürge suçlarından sorumlu olacaktır” dedi.
Ailesi Morityus’a deport edildiğinde dört yaşında olan Chagos Mülteci Grubu Olivier Bancoult ise açıklamanın yapıldığı günü “büyük bir gün” olarak kabul ederek kutladı. Bancoult, adaların egemenliği konusunda 24 yıldır İngiliz mahkemelerinde hukuki mücadele veren isimlerden. Ama aslında mücadele 40 yılı aşkın süredir devam ediyor. “İnsanlarımızın çoğu bu mücadele sürecinde vefat etti” diyor Bancoult, “Ancak evlerini terk etmek zorunda kalmış Chagoslulara karşı yapılan haksızlığın kabul edildiğinin bir işareti bugün.”
Bancoult her ne kadar gelişmelere olumlu yaklaşsa da Chagosluların bir kısmı kendilerine söz hakkı tanınmadığı için mutsuz. İngiltere’de ve başka ülkelerde yaşayan Chagosluların oluşturduğu bir topluluk olan Chagossian Voices, “Anavatanımızın egemenliğine ilişkin bu niyet beyanının açıklanmasına vesile olan müzakerelerde Chagosluların dışarıda tutulmasından üzüntü duyuyoruz. Chagoslular bu haberi medyadan öğrendi, hem kendi hem de anavatanımızın geleceğini belirleme konusunda güçsüzüz ve sesimizi duyuramıyoruz. Adaların yerli sakinleri olan Chagosluların görüşleri kasıtlı olarak gözardı edilmiştir. Ama biz anlaşmanın hazırlanmasına dahil edilmek istiyoruz” dedi.
Hukuki mücadele 20 yıllık olsa da müzakerelerin ilki iki yıl önce başladı. Bir sonuca varmak için 13 kez masaya oturmak gerekti. İngiltere BM’nin hukuki olarak en yüksek mercii olan Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiye kararına ve BM Genel Kurulu’nda adaların Morityus’a iade edilmesi gerektiğini söyleyen oylamaya rağmen uzun yıllar kulaklarını tıkamıştı. Şimdi alınan bu karar ani bir yaklaşım değişikliği olarak da yorumlanıyor. Zaten muhafazakârlar döneminde başlayan ancak sakız gibi uzayan müzakerelerin İşçi Partisi iktidarında sonuçlanması da bunu kanıtlar nitelikte. Aslında Başbakan Keir Starmer, Chagos sorununu hükümetinin dış politikasının merkezi haline getirmemişti ama eski Başbakan Tony Blair’in özel kalem müdürü Jonathan Powell’ı İngiltere ve Morityus arasındaki müzakerelere özel temsilci olarak atamıştı.
Adaya kaç Chagoslunun döneceği belirsiz, nihayetinde bu adanın bir kısmı yaşanamaz durumda. Adaların en büyüğü olan Diego Garcia’da doğanlar yine evlerine dönemeyecek… Peki ya kaderlerinin Morityus’un eline bırakılmasına itiraz edenler ne olacak? Morityus’un Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Jagdish Koonjul’un ülkesinin bayrağını Peros Banhos mercan adasına diktiği 2022 yılında adalara yapılan tarihi ziyarette hazır bulunan Bancoult şöyle diyor: “Morityus sorumluluklarını yerine getirmezse tabii ki sesimizi yükselteceğiz.”
İngiltere ve Morityus hükümetlerinin ortak açıklamasında “geçmişin yanlışlarının giderileceği ve her iki tarafın da Chagosluların refahını sağlama kararlılığını göstereceği” belirtildi. ABD Başkanı Joe Biden da anlaşmayı “ülkelerin barışçıl ve birbirlerine yarar sağlayacakları anlaşmalara varmaları için uzun süren tartışmaların üstesinden gelebileceğinin açık bir göstergesi” olarak memnuniyetle karşıladı.
Müzakereler muhafazakâr hükümet zamanında başlatılmış olsa da dışişleri bakanıyken görüşmeleri duyuran James Cleverly dahil dört muhafazakâr siyasetçi anlaşmayı kınadı ve bunun İngiltere’ye zarar verecek bir karar olduğunu söyledi.
Merak edenler için hangi ülkelerin hâlâ Britanya İmparatorluğu’nun bir parçası olduğunu da şöyle bırakalım:
📍Antigua ve Barbuda
📍Avustralya
📍Bahamalar
📍Belize
📍Kanada
📍Grenada
📍Jamaika
📍Yeni Zelanda
📍Papua Yeni Gine
📍Saint Kitts ve Nevis
📍Saint Lucia
📍Saint Vincent ve Grenadinler
📍Solomon Adaları
📍Tuvalu
📍Birleşik Krallık