The National: Stratejik U dönüşleri Türkiye’yi iddialı bir aktöre dönüştürdü
Avrupa Komşuluk Konseyi Direktörü Samuel Doveri Vesterbye, vize serbestisinin, Türkiye'nin terör politikasını değiştirmesi için bir teşvik olarak yaratıldığını söylerken, hâlâ düzeltilmeyen 6 konu nedeniyle bu durumun değişmeyeceğini belirtiyor. Vesterbye'a göre 10 yıl içinde değişim zor.
2013 yılında AB’nin sunduğu ‘Geri Kabul Anlaşması’nı imzalamak için Türkiye’nin öne sürdüğü vize serbestisi şartı 10’uncu yılına girdi. Avrupa Birliği’nin sunduğu 72 kriterin karşılanması şartıyla evet dediği vize serbestisi, 6 kriterin yerine getirilmemesi sebebiyle hayata geçemedi.
Bugün, vize serbestisine ulaşma ihtimali günden güne uzaklaşırken, 2022’den beri Türkiye’den AB’ye vize başvurusunda bulunanlar giderek artan oranlarda geri çevriliyor.
Independent Türkçe’den Burak Ütücü’nün Avrupa Komşuluk Konseyi Direktörü Samuel Doveri Vesterbye ile mülakatına göre, Avrupa Birliği vize serbestisini Türkiye’nin terör politikasını değiştirmesi için bir teşvik olarak yaratmış. Vesterbye’a göre, ekonomi ve terör faktörü vize serbestisinin önünü tıkayan ana sebepleri oluşturuyor. Vesterbye, “Türk ekonomisi ve para birimi değer kaybetmeye başladı. Enflasyondaki artış ve Türk lirasının düşmesi, ekonomik gerekçelerle insanları Türkiye’den ayrılmaya iten faktörün katlanarak arttığı anlamına geliyor. Bu, vize serbestisi müzakerelerine zorluklar getirdi” diyor.
Türkiye’den çok kişinin AB’ye gidebileceğin, bunun da AB ekonomisi üzerinde baskı oluşturabileceğini öne süren Avrupa Komşuluk Konseyi Direktörü, Türk diplomatlardan gelen sitemlere ilişkin şunları söylüyor: “Şahsen çok iyi tanıdığım ve saygı duyduğum Türk diplomatlar bana bugün hâlâ AB’nin sürece yeni şartlar getirmeye devam etmesinin haksızlık olduğunu söylüyorlar ve haklılar. Ama Türkiye’nin çok değiştiği konusunda da yanılıyorlar. Daha az demokratik bir ortam oluştu. Birçok insan üzerinde çok fazla baskı oluşturuldu. AB de yeniden müzakereyle yeni şartlar koymaya başladı. Bu AB ile Türkiye arasında bir asırlık problem.”
“Müzakerelerde çok fazla stres ve zorluk oluştu. Unutulmamalı ki vize serbestisi, Türk hükümetinin özellikle terör mevzuatı olmak üzere belirli politikalarını değiştirmesi için bir teşvik olarak yaratılmıştır. Yerine getirilmesi gereken 6 kriter var. Ve eminim ki gerekliliklerden biri olan terör mevzuatı uyumlaştırması Türkiye tarafından kabul edilmiyor” diyen Vesterbye, “Muhtemelen bunu asla kabul etmediklerini düşünüyorlar ama vize serbestisi olursa Erdoğan karşıtı, demokrat, ilerici her kişi Türkiye’yi terk edeceği korkusunu yaşarlarsa hiç şaşırmam. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vize retlerinin artmasını ‘siyasi şantaj’ olarak nitelendirmesinde haklı. Ancak bugün her şey müzakerelerde koz olarak kullanılıyor. Vize serbestisi hem hükümetlerin hem insanların istediği bir şey. Bugün her şey politik bir şekilde kullanılıyor. 1990 ve 2000’lerde göç sorun değil olumlu bir şey olarak görülüyordu. Artık o dönemde yaşamıyoruz. Bütün politikalar koz olarak kullanılıyor. Kulağa daha kirli geldiği için buna ‘şantaj’ diyor ama bu sadece bir koz. Sadece politika. Bunu Erdoğan da yapıyor. Ursula von der Leyen (Avrupa Komisyonu Başkanı) de yapıyor. Kılıçdaroğlu da yapıyor.”
Türkiye’nin vize serbestisinde mevcut durumunun değişmesinin çok zor olduğunu söyleyen Vesterbye, en azından önümüzdeki 10 yıl içerisinde bunun gerçekleşmeyeceğini savunarak, “Türkiye’nin güney sınırında sıcak bir savaş yaşanıyor. PKK/YPG ile savaştığını düşününce, hükümetin terörle mücadele mevzuatını bu şekilde değiştireceğini hayal etmek çok zor. Erdoğan bunu yapmak istese bile varsayımsal olarak birçok generali ikna etmek zorunda kalacaktır.”