Suriye ve Irak’ın kuzeyinde operasyon
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD'nin Ortadoğu'da İran destekli milislere düzenlediği hava saldırıların "daha yalnızca başlangıç" olduğu konusunda uyarı yaptı.
ABD’nin Ürdün’deki üç Amerikan askerinin öldürülmesinin intikamı olarak cuma gecesi Irak ve Suriye’deki 85 hedefe düzenlediği ve toplamda 39 kişinin ölümüne neden olan saldırıları hem saldırıya uğrayan ülkeler hem de analistler tarafından bölgedeki tansiyonu yükselttiği gerekçesiyle eleştirildi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise bu eleştirilere “Verdiğimiz karşılık son değil, başlangıç. Amerikan güçlerine saldırıldığında, Amerikalılar öldürüldüğünde karşılık vereceğimize ve şiddetli bir şekilde karşılık vereceğimize dair çok net mesaj gönderme çabası içinde bazıları görülen, bazıları da belki görülmeyecek daha fazla adım atılacak” dedi.
ABD ve İngiltere’nin Yemen’de Husi kontrolündeki bölgelere gece boyu düzenlenen hava saldırılarının hemen ertesi günü NBC’ye konuşan Sullivan kendisine yöneltilen “İran’a doğrudan saldırı yapılacak mı?” sorusunu yanıtlamaktan üç kez kaçındı.
Irak hükümetinin üst düzey yetkilileri Washington’un bölgeyi “uçurumun kenarına getirdiğini” iddia ederek ülkedeki ABD askerlerinin varlığına son verilmesini talep etti. Iraklı ve ABD’li yetkililer Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesini görüşmeye tam olarak Ürdün’deki saldırıdan bir gün önce görüşmeye başlamıştı. ABD askerleri Irak’a IŞİD’le mücadele kapsamında gelmiş, o zamandan bu yana da bölgedeki varlığını sürdürmüştü. Şu anda Irak’ta 2500 Amerikan askeri olduğu biliniyor.
Ürdün’deki saldırıyı üstlenen Kataib Hizbullah yıllardır Amerikan askerlerinin Irak’tan çıkması için çabalıyor. Bu örgüt Irak’taki Şii milislerin çatısı olan Irak İslami Direniş içindeki en etkili grup. ABD’nin Irak ve Suriye’ye saldırıları bugün New York’ta BM Güvenlik Konseyi’nin acil oturumunda görüşülecek. ABD’li diplomatların oturumda saldırıları ‘meşru müdafaa” diye savunması ve Irak’taki Amerikan askerlerinin Irak hükümetinin talebi üzerine bölgedeki varlığını sürdürdüğünü söylemesi bekleniyor.
İran ise ABD’yi Kızıldeniz’de konuşlu İran bandıralı Behshad gemisine herhangi bir şekilde dokunmaması konusunda uyardı. ABD bu geminin Husilerin bölgedeki ticari gemilere saldırıları için istihbarat sağladığından şüpheleniyor. İran ise geminin “korsanlara karşı güvenliği sağlamak üzere Uluslararası Denizcilik Örgütü ile koordine bir şekilde Kızıldeniz’e konuşlandırıldığını” söylüyor. Tahran gemisine saldırı düzenlenirse sorumluluğun saldırıyı gerçekleştirenlerde olacağını belirtti.
Bölgedeki mevcut durumda Tahran’a vekil güçlerini dizginlemesi için baskı yapan ABD ile vekil güçleri üzerinde söz söyleme hakkı olmadığını, onların kendi istedikleri şekilde davrandıklarını söyleyen İran’ı görüyoruz. Her iki ülke de birbirine gönderme yapsa da ne Washington ne de Tahran doğrudan çatışmaya girmek istiyor. Tahran’ın kırmızı çizgisi ABD’nin İran topraklarına doğrudan saldırı düzenlemesi ancak ABD’deki Cumhuriyetçiler Ürdün’deki saldırıdan bu yana İran’a saldırılmasını istiyor. Cumhuriyetçilere göre mevcut hamleler bir işe yaramadığı için caydırıcı olmak için İran’a doğrudan saldırmak gerekiyor. Analistler ise aynı fikirde değil, ABD’nin bölgedeki güçler arasındaki dengenin farkında olmadığını öne sürüyorlar.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan A Haber’de katıldığı bir programda son dönemde İran ve ABD arasında artan gerilim hakkında birtakım değerlendirmelerde bulundu. ABD’nin “ateşle oynadığını” belirten Fidan “Ateşle oynadığınız zaman o ateş her an yangına dönüşebilir. Kontrol altına alınamayabilir. Burada bir riskle karşı karşıyayız. Bu kontrol altına alınamazlık meselesi bir tehdit olarak karşımızda duruyor” dedi.
Türkiye olarak bölgesel ortaklarla ve ABD ile sürekli görüşüldüğünü dile getiren Fidan “Bölgesel yayılmadan kaçınmak lazım. Durum iyi değil. Daha büyük bir yayılmayla karşı karşıya kalabiliriz” sözlerine dile getirdi.