ABD’den İran’a gözdağı: ‘Gökyüzünün Gazabı’ F-22’ler Ortadoğu’da
ABD Başkanı Joe Biden, Washington'ın Pasifik'teki en önemli müttefiklerinden Japonya ve Güney Kore liderlerini ilk kez ABD'de ağırlamaya hazırlanıyor. Geçmişteki yaralarını sarmayan Güney Kore ve Japonya'nın bu işbirliklerinin gelecekte enfeksiyon kapıp kapmayacağı belirsiz.
ABD Başkanı Joe Biden, bugün Japonya Başkanı Kişida Fumio ile Güney Kore Başbakanı Yoon Suk Yeol’u geçmişte büyük diplomatik atılımların yaşandığı Camp David’de ağırlayacak. Güney Kore ve Japonya arasında geçmişe dayanan güvensizliği ve gerginliği kırmak, yıllardır ABD yönetimlerinin yapmaya kafayı taktığı imkansız bir görev oldu. Ancak Pasifik’te giderek artan Çin ve Kuzey Kore tehdidi, geçmiş kırgınlıklara ağır basmayı başardı.
Bu türden büyük toplantılarda sonuçlar genellikle liderler bir araya gelmeden çok önce belirlenir, yine de görüşmeler bizzat gerçekleşmeden açıklama yapılmaz. Beyaz Saray’dan kaynakların SitRep’e aktardığına göre zirveden çıkması beklenen önemli kararlar şöyle:
Japonya, Güney Kore ve ABD arasında istihbarat paylaşımını artırmaya yönelik adımlar atılacak, fırlatılan füzeyi erken tespit etme sistemlerinin geliştirilmesine odaklanılacak. Denizaltı karşıtı savaş tatbikatlarına özel bir vurgu yapan liderler, üç ülke arasında kriz hattı kuracak ve diplomatik cephede aralarındaki ortak vizyon ve öncelikleri özetleyen bir ‘ilkeler beyanı’ hazırlayacak. Ayrıca önemli teknolojilerin tedarik zincirinde güvenliği güçlendirmeyi amaçlayan bir dizi yeni ekonomik girişimi duyurmaları da bekleniyor.
Tokyo ve Seul, Japonya’nın 1900’lerin başından 1945’e kadar sürdürdüğü Kore işgalinden kaynaklanan derin yaralar sebebiyle hem siyasi hem de hukuki alanlarda birtakım anlaşmazlıklar yaşıyor. Bu anlaşmazlık her iki ülkede de en çok tartışılan konular olmaya devam ediyor. Güney Kore, işgal döneminde köle gibi çalıştırılan halkı ve Japon askerler tarafından tecavüze uğrayan ‘rahatlatıcı kadınlar’ için hak arayışındaydı. Ancak Japonya o dönemde yaptığı eylemler için özür dilemek bir yana, savaş suçlarını kabul etmiyor.
Güney Kore’nin önceki hükümetleri, bu konuda Japonya ile daha mücadeleci bir tavır takınsa da Yoon hükümeti Japonya’ya karşı daha yumuşak bir diplomasi yürütüyor. Bu da Güney Kore halkının bir kısmı tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Uluslararası İlişkiler Konseyi’nde akademisten Sheila Smith, Foreign Policy’ye verdiği demeçte, “Bu üçlü toplantının sistematikleşeceği, düzenli ve öngörülebilir bir stratejik işbirliği haline geleceği umudu var. Japonya-Güney Kore işbirliği şimdiye kadar hep üç adım ileri, iki adım geri gitti” dedi.
ABD’li üst düzey yetkililer bu yakınlaşmayı ve zirveyi bir dönüm noktası olarak görüyor. ABD’nin Japonya Büyükelçisi Rahm Emanuel Washington Post’a verdiği demeçte, “Bu satranç tahtasında gelip geçici olmayan önemli bir hamle. Hem her ülkenin siyasetinde yerleşmiş yeni bir normal hem de jeostratejik bağlamda yeni bir gerçeğin doğuşu” dedi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada her üç liderin de görev sürelerini aşacak girişimlere öncelik verdiklerini söyledi. Kirby, “Üçü de geleceğe bakıyor, hem de uzak geleceğe. Mümkün olduğu ölçüde bu işbirliğini sağlamlaştırdıklarından ve bunu devam ettirmenin etkin yollarının arandığından emin olmak istiyorlar. Ancak hiç kimse geleceğin neye benzeyeceğini tam olarak tahmin edemez” dedi.
Kirby’nin yorumları, zirve konusunda hâlâ büyük soru işaretleri olduğunu gösteriyor. Bu üç lider pozisyonlarından çekildiğinde de ilişkiler iyi yönde devam edecek mi? Yoon ve Kişida’nın selefleri Moon Jae In ve Şinzo Abe’nin ilişkilerinin kötü olduğu ve Moon’un Japonya ile ilişkileri onarmakla ilgilenmediği herkesçe bilinen bir sırdı. Yoon ve Kişida’nın haleflerinin üçlü diplomasiyi devam ettirip ettirmeyeceği belirsiz.
Buna 2024’teki ABD Başkanlık seçimlerindeki belirsizlik de dahil. Seçimlere aday olan herkes Çin’e karşı tutumunu belli etse de 2024’te Beyaz Saray’a gelecek liderin Pasifik’teki ittifaklarına öncelik verip vermeyeceği de belirsizliğini koruyor.