Bu sefer Biden’a haber vermiş: ABD Savunma Bakanı yine hastanelik oldu
ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya'nın Ukrayna savaşını kazanamaması ve Batı'nın Kiev'e verdiği desteğin sarsılmayacağını göstermek için Ukrayna'ya uzun vadeli askeri yardım planları hazırlıyor. Ancak bu planların önünde ABD'nin 2024 başkanlık seçimleri ve Cumhuriyetçi aday Donald Trump duruyor.
Litvanya’nın Vilnius kentinde geçen ay düzenlenen NATO zirvesinde bir araya gelen G7 liderlerinin Ukrayna’ya uzun vadeli yardım taahhütlerinde bulundu. Ancak bu yöndeki çabaları şimdiye kadar ABD ile Ukrayna ve Ukrayna ile İngiltere arasındaki ikili görüşmelerle sınırlı kaldı. Bununla birlikte aralarında Hollanda, İsveç ve diğer Avrupa ülkelerinin de bulunduğu G7 üyesi olmayan yaklaşık 18 ülke de Kiev’e uzun vadeli yardım etme taahhüdünde bulundu.
Vilnius zirvesinde G7 ülkeleri Ukrayna için ‘belirgin, iki taraflı, uzun vadeli güvenlik taahhütleri’ sunacaklarının sözünü verdi. Batı, ‘dört yıllık askeri yardım taahhüdü’ gibi anlaşmalarla Kremlin’i hükümetler değişse bile hem Avrupa hem de ABD’nin Kiev’e desteğinin sona ereceğini beklememesinin boşa olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyor.
Hem Batı hem de G7 ülkeleri Ukrayna’ya yardım konusunda uzlaşmış olsa da işi uygulamaya dökmek bir hayli zorlaşıyor. Avrupalı yetkililer, destek planlarını hazırlamanın aylar süreceği ve bazı ikili düzenlemelerin ancak gelecek yıl oluşturulabileceği uyarısında bulunuyor. Taahhütlerin ne kadar geniş kapsamlı olacağı konusunda da henüz ortak görüş oluşturulamadı. Dahası mevcut çatışmanın ortasında Ukrayna’nın gelecekteki askeri ihtiyaçlarının ne olabileceği üzerinde de çalışılması gerekiyor. Batılı yetkililer, makul destek paketleri olmadan Rusya’yı caydıramayacaklarını itiraf ediyor.
Tüm bu zorlukların üstüne bir de siyasi sorunlar ekleniyor: Mevcut hükümetler, iktidarda kalamayacakları zaman gelip çattığında Ukrayna’ya yönelik askeri harcamalarının devamlılığını koruyabilecekler mi? Bu sorunun cevabı hiçbir ülkede ABD’de olduğu kadar belirsiz değil.
Wall Street Journal’ın haberine göre Batılı yetkililer, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a yeniden gelmesi halinde ABD’nin Ukrayna’ya yardımlarını azaltacağı endişesiyle destek vaatlerini kalıcı hale getirme ve dolayısıyla sonraki hükümetlerin geri adım atma ihtimallerini kısıtlamanın yollarını arıyor.
2020 yılında başkanlık seçimlerini Biden’a karşı kaybetse ve hem eyalet hem de federal düzeyde dört ceza davasıyla karşı karşıya olsa da Trump, Cumhuriyetçiler arasındaki önseçim anketlerinde rakiplerine büyük fark atıyor.
Biden yönetiminin sonraki hükümeti uluslararası anlaşmalara bağlama yetkileri sınırlı ve Trump, Biden’ın yönetimi döneminde yapılan anlaşmaları tersine çevirmeye hevesli olduğunu şimdiden birçok kez dile getirdi. Avrupa devletleri ise yeni ABD liderinin Kiev’e yardımlarını azaltması ya da sonlandırması halinde bu boşluğu doldurabilecek mali ve askeri kapasiteden yoksun. ABD bugüne kadar Ukrayna’ya 40 milyar dolar değerinde silah ve teçhizat gönderdi.
Dolayısıyla Avrupa ülkeleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2024 başkanlık seçimleri sonuçlanana kadar Ukrayna savaşını sürdüreceği ve Cumhuriyetçilerin olası zaferinin ABD’nin askeri desteğinin sona ermesine yol açacağından endişeli.
ABD’de hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler Ukrayna savaşında Kiev’e destek verse de Cumhuriyetçi adayların önde gelenleri ABD desteğinin sona ermesi gerektiğinin sinyallerini veriyor. Trump, her iki tarafı da barış müzakeresi için masaya gelmeye teşvik edeceğini, buna isteksiz taraf olursa da istekli tarafı destekleyeceğini söyleyerek savaşı bir günde sonlandıracağını iddia ediyor.
Geçen hafta Cumhuriyetçi adayların yaptığı ilk seçim tartışmasında diğer adaylar da seçilirlerse ABD’nin Ukrayna’ya verdiği mevcut desteği sürdürmeyeceklerini söyledi.