Yeni krizin adı Netzah Yehuda: ABD ilk kez İsrailli askeri birliğe yaptırım uygulamayı düşünüyor
İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırıda Hamas'ın önde gelen isimlerinden Aruri'nin öldürülmesi savaşın yayılması ve rehinelerinin öldürülmesi korkularını tetikledi. Rehinelerin aileleri artık hükümete güvenmediklerini söylüyor.
Ortadoğu’da yükselen gerilim Filistinli örgütlerin ellerindeki rehineler için de umutların tükendiği endişesine yol açtı. Lübnan ve İran’a yönelik saldırıların ardından İsrail’de de Filistinli örgütlerin elinde bulunan rehinelerin akıbetine yönelik soru işaretleri de artıyor. Çünkü Aruri ve beraberindeki altı kişinin Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki ölümü Filistinli örgütlerin ateşkes ve esir takası müzakerelerini durdurmasıyla sonuçlanmıştı. İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri’ye düzenlenen suikastın İsrailli esir yakınlarının esirlerin serbest bırakılması umutlarını söndürdüğünü yazdı. “Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleri Beyrut suikastını kutlamıyor” başlıkla haberde suikastın esir aileleri için “zafer fotoğrafından başka her şeyi temsil ettiği” kaydedildi. İsrailli esir babası Eli Shtivi suikastın tam da daha fazla rehine serbest bırakılması ihtimalini düşündükleri bir zamanda yapıldığını vurguladı.
Haberde “esir ailelerinin suikastın söndürdüğü umut kıvılcımının yasını tuttuğu” aktarılırken suikast haberinin duyulduğu sırada ailelerin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile toplantı halinde olduğu, ancak telefonları alındığı için bunu gündeme getiremediklerine yer verildi. İsrail merkezli Yediot Ahronot gazetesi baş analisti Nahum Barnea “Aruri’ye düzenlenen suikastle İsrailli esirlerin hayatıyla kumar oynandığını” belirtmişti.
The New York Times’ta da benzer bir haber yer aldı, “İsrailliler Hamas’a yönelik darbenin geri tepmesinden endişe ediyor” başlıklı haberde eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in de yorumlarına yer verildi. Hamas ve Filistinli örgütlerin elinde serbest bırakılmayı bekleyen rehinelere atıfla Olmert, Aruri suikastının zamanlamasını sorguladı ve “Bu kadar önemli miydi? O kadar emin değilim. Acil miydi? Şimdi yapmak gerekli miydi? Peki diğer şeylerden daha mı önemliydi?” diye sordu. Olmert Aruri’nin odak noktasının genellikle Batı Şeria olduğunu da hatırlattı.
Yedioht Ahronot yazarı Nahum Barnea’nın da yazısının anımsatıldığı haberde Hamas’ın suikasta vereceği tepkiler arasında en endişe verici kısmının rehinelerle ilgili olacağı belirtildi.
Netanyahu’nun salı akşamı Aruri’nin öldürüldüğü sıralarda rehine aileleri temsilcileriyle bir araya geldiğinin hatırlatıldığı haberde pek çok ailenin artık İsrail hükümetinin rehineleri birincil öncelik olarak görmediğine inandığı ve bu sebeple açıklamalarına şüpheyle baktıkları yazıldı. Rehinelerin aileleri rehinelerin kötü muameleye maruz kalabileceğinden hatta suikaste misilleme olarak öldürülebileceklerinden korkuyor.
Hamas’ın esir takası kapsamında serbest bıraktığı Aviva Siegel İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu “Netanyahu’nun savaşı kazanmak için sürdürdüğünü hissediyorum. Ancak savaşı sürdürerek rehineleri kurtaramaz” sözleriyle eleştirmişti. “PBS News Hour” adlı internet sitesine açıklama yapan Siegel Gazze’de esir olduğu 51 gün boyunca İsrail’in birçok saldırısının çok yakınlarında yaşandığını, birinde kaldıkları tüm evin titrediğini ve yandaki binanın yerle bir olduğunu söyledi. Gazze’de kaldığı süre boyunca “her an” İsrail saldırılarında hayatını kaybedebileceğini düşündüğünü vurgulayan Siegel “Netanyahu’nun savaşı kazanmak için sürdürdüğünü hissediyorum. Ancak savaşı sürdürerek rehineleri kurtaramaz, ateşkesi sağlayarak esirleri kurtarması gerekiyor” dedi.
“Netanyahu’nun rehineleri eve getirmek yerine savaşı kazanmaya öncelik vermesinden endişeleniyor musun?” sorusuna Siegel “Savaşın bu sebeple devam ettiğini düşünüyorum. Savaşı kazanmak istiyor” cevabı verdi. Siegel ABD Başkanı Joe Biden’a Netanyahu’ya savaşı durdurup esirleri eve getirmesi için baskı yapması çağrısında bulundu.