Türk futbolundan İsrail saldırısına tepki
İsrail'in Gazze işgali devam ederken seçimlere hazırlanan Biden'ın da başı dertte. Hem İsrail desteği hem de öğrenci protestolarına karşı tutumu nedeniyle eleştirilen ABD Başkanının seçim kampanyası çıkmaza girdi.
İsrail’in dört koldan saldırdığı Gazze yakın tarihin en büyük katliamlarından birine sahne oluyor. Sivil kayıpların 35 bine dayandığı Gazze’ye devam eden saldırılar dünya genelinde de yankı uyandırmaya devam ediyor. İsrail’in en büyük müttefiki Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın da etrafı eleştirel seslerle dolu. Bir yandan İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına verilen destekten rahatsız olan Demokratlar bir yandan da ödedikleri harçların savaş finansmanında kullanılmasından rahatsız olan öğrenciler… Bunlar da yetmez, ABD halkı da İsrail’e verilen desteğe her geçen gün şüpheyle yaklaşıyor.
Ancak Biden’ın yaklaşımı Kasım ayında gireceği zorlu seçimler ve baskılara rağmen değişmiyor. Holokost kurbanlarının torunlarıyla dolu bir kalabalığa seslenen Biden “İnsanlar bu terörü Hamas’ın başlattığını çoktan unutmaya başladılar” dedi 7 Ekim terör saldırısının üzerinden yedi ay geçtikten sonra yaptığı konuşmada. Sözlerini şöyle sürdürdü: “İsraillileri acımasızca katleden Hamas’tı. İsraillileri rehin alan ve rehin tutmaya devam eden Hamas’tı. Ben unutmadım, siz de unutmadınız. Ve biz de unutmayacağız.”
Biden’ın ABD Kongre Binası’nda her yıl düzenlenen Holokost anma töreninde yaptığı bu konuşma hem dış politikasının hem de siyasi çıkmazlarının zirve yaptığı bir döneme denk geldi.
Biden göreve başladığı günden bu yana gafları ve ilerleyen yaşı nedeniyle “iyi bir lider” olmadığı yönündeki eleştirilerle sık sık gündemdeydi. Onun göreve başlamasını takip eden süreçte yaşanan küresel krizlere verdiği refleksler de bu görüşün hakimiyetini kuvvetlendirdi. Özellikle İsrail’in Gazze işgali sonrasında tam bir duruş sergileyememesi de düştüğü durumun tuzu biberi oldu. Biden yönetimi hem Filistinlilere daha fazla yardım gönderilmesi konusunda uluslararası arenada bir duruş gösterirken bir yandan da İsrail’e Gazze işgalinde kullandıkları silahları temin etmesinin yolunu kolaylaştırdı.
Öte yandan Biden yönetiminin İsrail’e sözünü geçiremediği bir nokta da Refah oldu. ABD Başkanı Biden Refah için “kırmızı çizgim” demişti. İsrail’in tüm “dur” çağrılarına rağmen başlattığı refah operasyonuyla Biden’ın kırmızı çizgisi de İsrail güçlerinin postalları altında ezilmiş oldu. Kahire’deki ateşkes görüşmeleri zaten bıçak sırtındaydı ve Hamas, İsrail’in ateşkes şartlarını kabul ettiğini duyurmuştu. İsrail bu hafta başında Refah’a o aylardır hazırlandığı operasyonu da böyle başlattı.
Biden’ın tek derdi aşılan kırmızı çizgileri de değil… ABD’nin birçok üniversitesinde İsrail karşıtı gösteriler düzinelerce kampüsü sarsmaya devam etti, polis müdahalelerine ve mezuniyet törenlerinin iptaline yol açtı.
Bu çerçevede Biden’ın Holokost kurbanlarının torunlarına seslendiği konuşmasının önemi de yankısı da arttı. Çünkü İsrail’in Gazze işgali artık ABD’nin uzaklarında yaşanan bir savaşın ötesine geçti. Savaş ve protestolar Demokratları Filistin yanlısı ilericiler ve İsrail yanlısı müesses nizam arasında keskin bir uçuruma sebep oldu. Başkan Biden’ın bu uçurum derinleşirken büründüğü sessizlik ve belirsiz tepkileri her iki tarafı da kızdırdı.
ABD’nin büyük üniversitelerinden başlayarak dört bir yana yayılan kaos görüntüleri Biden’ın kaotik bir ulusa ve dünyaya düzen getirebilecek birleştirici, değer odaklı bir lider olma iddiasını çürütmeye başladı. ABD’nin yüksek tirajlı gazetelerinden The Wall Street Journal da Biden’ın son manevralarını ve gelen tepkileri mercek altına aldı. Habere göre pek çok Demokrat, üniversitelerdeki çatışmaların, görevdeki kişinin mevcut siyasi zayıflıklarını daha da kötüleştirdiğinden ve yeniden seçilme umutları için ciddi bir tehlike oluşturduğundan özel olarak endişe ediyor.
İsrail yanlısı Demokrat bir kongre üyesi “En büyük endişem Cumhuriyetçilerin kanun ve düzen, sınır, şehirler, kolluk kuvvetleri ve şimdi de protesto mesajı vermesi” diyerek Cumhuriyetçilerin vereceği bu mesajın güvenlik ve istikrar konusunda endişeli bağımsız, ılımlı seçmenlere cazip geleceğini iddia etti.
Şöyle devam etti: “Özellikle de yaşı göz önüne alındığında, kararlılık ve güç göstermek çok önemli. İkircikli davranmaya başladığınızda zayıf görünürsünüz.”
Biden salı günü yaptığı konuşmasında Nazi Diktatörü Adolf Hitler’in altı milyon Yahudi’yi katlettiğini anımsatması da protestoların önünü kesemedi. ABD Başkanı şu ifadeleri kullanmıştı: “Yahudiler kipalarını beyzbol şapkalarının altına saklamaya, Davut yıldızlarını gömleklerinin içine sokmaya zorlanıyor. Üniversite kampüslerinde Yahudi öğrenciler derse giderken engelleniyor, taciz ediliyor, saldırıya uğruyor. Antisemitik posterler, dünyanın tek Yahudi devleti olan İsrail’in yok edilmesini isteyen sloganlar… Holokost’un ve 7 Ekim’in dehşetini inkar eden, rasyonalize eden, görmezden gelen çok fazla insan var. Bu kesinlikle aşağılık bir durum ve buna bir son verilmeli.”
Associated Press’e göre bu Biden’ın üniversite protestoları için bu zaman kadar yaptığı en sert açıklamaydı. Ama yukarıda da değindiğimiz gibi pek ciddiye alınmadı. Açık hava cezaevine dönüşen Gazze’ye yönelik saldırılara karşı yükselen sesler Biden’ın bu açıklamasından sonra da kesilmedi. Zaten Biden’ın konuşma yaptığı yerden birkaç kilometre ötede üniversitenin orta avlusunda bulunan bronz George Washington heykeli başına kefiye sarılmış ve kaidesine kırmızıyla “SOYKIRIM” kelimesi yazılmış halde duruyordu.
The Economist için YouGov tarafından geçen hafta yapılan bir ankete göre Amerikalıların sadece yüzde 28’i gösterileri desteklerken yüzde 47’si gösterilere karşı çıkıyor ve geri kalanların ise herhangi bir fikri yok. Ancak 45 yaş altı katılımcıların (yüzde 40) ve Demokratların (yüzde 46) çoğunun protestoları desteklemesi Biden’ın partisini ve tabanının önemli bir kesimini nüfusun geneliyle bir şekilde çelişkiye düşürdü.
Biden’ın bazı müttefikleri protestoların temsil gücü olmayan bir kesimi temsil ettiğini ve düzensizlik algısını güçlendirmek isteyen Cumhuriyetçiler tarafından abartıldığını düşünüyor. Yapılan anketler İsrail’in genç seçmenler de dahil olmak üzere çoğu seçmenin endişe listesinde alt sıralarda yer aldığını ortaya koyuyor.
Axios tarafından yayınlanan Generation Lab’in üniversite öğrencileriyle yaptığı bir anket büyük çoğunluğun protestolara karşı çıktığını ve sadece yüzde 12’sinin Gazze’deki durumdan Biden’ı sorumlu tuttuğunu, ancak genel olarak protestoları destekleyen öğrenci sayısının karşı çıkanlardan daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Bazı Demokratlar başkanın dünyanın içinde bulunduğu duruma müdahale edecek güçte olmadığı ya da kontrolü tam olarak elinde tutamadığı fikrinin pek çok seçmen için inandırıcı olmasından ve Biden’ın rakibi her zaman güç ve hakimiyeti her şeyin üstünde tutan eski Başkan Donald Trump’ın ekmeğine yağ sürmesinden endişe duyuyor. Yakın zamanda Time dergisine verdiği bir röportajda, yaklaşımının otoriterlik koktuğu eleştirisiyle karşılaşan Trump “Bence pek çok insan bundan hoşlanıyor” dedi.
Günlerinin çoğunu Manhattan’daki bir mahkeme salonunda yargılanarak geçirmesine rağmen Trump kanun ve düzen mesajı üzerine kampanya yürütmeye devam ediyor. Eski Başkanı aynı zamanda Biden’ı protestolara daha güçlü bir şekilde karşılık vermediği için de eleştiriyor.
Biden, Trump’a nazaran daha “ahlaki bir duruş” sergilediğini belirtti. The Wall Street Journal, asıl sorunun nasıl bir duruş sergilediği değil, seçmenlerde nasıl yankıladığı olduğu vurgulayarak şöyle yazdı: “Asıl soru, mevcut çalkantıların içine girme konusundaki isteksizliği ışığında seçmenlerin onu ahlaki duruşun adayı olarak görüp görmeyecekleri.”