Karamollaoğlu sansürü eleştirdi, Davutoğlu İsrail boykotu için ‘şov’ dedi
İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da 20 yıldır düzenlediği en büyük saldırısının durgunlaştığı gecenin karanlığında, binlerce Filistinli Cenin'den ayrıldı.
İsrail’in pazartesi günü işgal altındaki Batı Şeria’ya düzenlediği en büyük saldırının ardından ölenlerin sayısı 10’a çıkarken, yaralıların sayısı ise 100’e yükseldi. İsrail’in ‘terör operasyonu’ olarak tanımladığı baskın, 20 yıl sonra bölgeye gerçekleştirilen en büyük saldırı oldu.
Filistinli yetkililere göre yaklaşık 3000-4000 kişi, pazartesi gecesi güvenli bir yere gitmek üzere Cenin’den ayrıldı. Filistinlilerin sosyal medyada yayılan bu görüntüleri, İsrail’in yeni yeni kurulduğu 1948’de Arap nüfusun kovulduğu Nakba görüntülerine benzetildi.
Salı günü Cenin’deki hastanede bekleyen 66 yaşındaki Umm Haytam El Batavi The Guardian’a yaptığı açıklamada, “Komşular geldi. Çatılardaki keskin nişancıların, buradan gitmemiz için iki saatimiz olduğunu söylediğini ilettiler. Biz de akşam dokuz gibi evden çıktık. 2002 yılında da evimi yıkmışlardı. Çocuklar korktu, biz de hızla çıktık. Yanımıza hiçbir şey almadık, ilaçlarımı unuttum” dedi.
İsrail’in, Batı Şeria’da 2000’li yıllardaki ikinci intifadadan bu yana benzeri görülmemiş bir şiddetle saldırmasının sebebinin taktiksel olduğu kadar siyasi olduğuna da inanılıyor. İsrail’in sağ kanadından IDF’ye göre, yönetimin Filistin’e saldırması için gitgide artan bir baskı var. Sadece bu sene 140 Filistinli yaşamını yitirdi.
Uluslararası hukuka göre yasa dışı bir şekilde Batı Şeria’da ikamet eden İsrailliler, zaman zaman Filistin köylerine baskınlar düzenleyerek kendi başlarına iş yapmaya başladı. Yaralı oğluyla ilgilenen 63 yaşındaki Cihad Hasan, “Filistinlilerin kanı her İsrailli siyasetçinin istediği bir ödül haline geldi sanki. Otomatikman Knessette koltuk elde ediyorlar” dedi.
Dün Tel Aviv’e sıçrayan şiddet olaylarında bir araçtaki Filistinli, önce bit otobüs durağındakileri ezdi, ardından da bıçakla saldırdı. Dokuz kişiyi yaralayan 20 yaşındaki Abed el Vahap Khalayla adındaki Filistinli vurularak öldürüldü. Abed’in Hamas’ın bir parçası olduğu iddia edildi.
Cenin’de ise patlamaların gürültüsü ve silah sesleri ikinci gün de kentte yankılandı. Batı Şeria’nın kuzeyindeki şehre giden birçok yol kapatıldı. Aralarında bir ambulansın da bulunduğu çok sayıda araç, bazılarında asfalt olmayan dolambaçlı dağ yollarından gitmek zorunda kaldı.
120’den fazla kişiyi tutukladığını, silah ve patlayıcıları ele geçirdiğini ve tünelleri imha ettiğini söyleyen IDF, saldırının planlandığı gibi gittiğini ve 24 saat içinde sona erebileceğini belirtti. Ne var ki bölgedeki çatışmalar durulmadı. İsrail ordusuna ait araçlar, daha da ilerleyerek devriye gezdi ve kampın ana girişinden 200 metre uzaktaki hastane yönüne mermi ve göz yaşartıcı bomba attı.
Kendini Ebu Gulyabani diye tanıtan 29 yaşındaki bir direnişçi, saldırılarda bir kardeşinin öldürüldüğünü, diğerinin de dövülerek tutuklandığını söyleyerek, “Kampın direnişçi ruhunu kırmaya çalışıyorlar ama işe yaramayacak. Ben ikinci intifadada büyüdüm. Her şeyi daha önce gördüm ve korkmuyorum. Bizi durduramayacaklarını biliyorlar. Bu baskında bile aradıklarını bulamadılar, bize o kadar şehit verdiremediler. Onları tünellerden pusuya düşürmek giderek kolaylaşıyor” dedi.
Kampta yoksulluk ortamında yeni bir direnişçi kuşağı yetişti. Bu kişiler, 1990’lardaki barış sürecini hatırlamayan ve Filistin seçimlerinde oy kullanma şansına hiç sahip olamayan kişiler. Öte yandan Cenin’de Filistin yönetiminin polis ve güvenlik güçleri bulundurmaması dikkat çekiyor.
36 yaşındaki engelli bir adam olan Ali Visahi, “Filistin yönetimi bizi hayal kırıklığına uğrattı. Burada savaşıp bizi savunmaları gerekiyor, bunun olmasına izin vermemeliydiler. Ama sadece su dağıtmak için adam gönderdiler. Şaka gibi” dedi.