Columbia öğrencileri okul binasını ele geçirdi, Biden ‘intifada’nın ‘nefret söylemi’ olduğunu düşünüyor

Columbia Üniversitesi öğrencileri hafta sonunu sessizlik içinde, üniversite yönetimiyle müzakereler yaparak geçirse de görüşmeler sonuçsuz kaldı. Yönetim öğrencilerin kampüsü boşaltmasını istedi, öğrenciler Hamilton Hall'u ele geçirdi.

Dünya 1 Mayıs 2024
Bu haber 7 ay önce yayınlandı
Fotoğraf: AA

ABD’de üniversite yönetimlerinin İsrail’in Gazze’ye saldırılarından kâr elde eden şirketlerle işbirliğini kesmesini isteyen protesto eylemlerinin ateşini yakan Columbia Üniversitesi’nde hafta sonu sessizlik hakimdi. Ancak bunun fırtına öncesi sessizlik olduğu çok geçmeden anlaşıldı: Yönetim ve öğrenciler bir kez daha karşı karşıya geldi. Ama bu kez hamle öğrencilerden geldi, üniversitedeki bir binayı ele geçirerek girişlere barikat kurdular, binanın penceresinden de Filistin bayrağı sarkıttılar.

Üniversite protestoları geçen ayın başlarında Columbia Üniversitesi ve New York Üniversitesi’nde (NYU) öğrencilerin örgütlenerek kampüslere çadırlar kurmasıyla başladı. Aslında protestolar bir süre barışçıl devam etti; öğrenciler slogan atıyor, kurdukları çadırlardan üniversite yönetimlerine taleplerini iletiyorlardı. Ancak Columbia’nın Mısır doğumlu rektörü Minouche Shafik 18 Nisan’da Amerikan Kongresi’nin karşısına çıkıp protestolarla başa çıkabileceğini söylediğinde çok geçmeden bunun kampüse polis çağırıp protestocuları gözaltına aldırmak olduğu ortaya çıktı. Zaten bu noktada ABD’nin neredeyse her noktasında öğrenciler harekete geçti. Olayları 10Haber olarak her gün takip etmeye çalışıyoruz ama “İpin ucunu çok kaçırdım, okumaya nereden başlayacağımı bilmiyorum” diye düşünüyorsanız bu zamana kadar yaşanan her şeyi derlediğimiz habere sizi bekleriz.

Yetişin, ABD'de demokrasi ölüyor: Dokuz soruda üniversite protestolarıYetişin, ABD’de demokrasi ölüyor: Dokuz soruda üniversite protestoları

Columbia Üniversitesi hafta sonunu sessiz tamamladı. Diğer bazı üniversitelerde gözaltılar devam ederken Columbia’da öğrencilerle yöneticiler arasında görüşmeler devam ediyordu. Ancak sonuç olarak yönetim protestoculara belli bir süre vererek kampüsü boşaltmalarını istedi. Aksi takdirde uzaklaştırma cezası alacaklardı. Öğrenciler bu tehdide boyun eğmeyerek protestolarına devam etti; yönetim de öğrencileri gözaltına almaya başladı. Dün öğrenciler Manhattan’daki kampüste bulunan Hamilton Hall binasının önüne kol kola geldi. Binayı ele geçirerek girişine mobilyalar ve metal barikatlar yerleştirdiler. Bu bina 1968’te hem Vietnam Savaşı’nı hem de kendi haklarını savunan öğrenciler tarafından işgal edilmişti.

Öğrencilerin açtığı diğer pankartın üzerindeyse “Hind Hall” yazıyordu. Hind Rajab İsrail ateşi altında hayatını kaybeden altı yaşında Filistinli bir kız çocuğuydu. Öğrenciler Hamilton Hall’un adının artık “Hind Hall” olduğunu söylediler.

Bina baskınını ne tetikledi?

Ne olduysa pazartesini salıya bağlayan gece oldu. Protestonun organizatörlerine ait Instagram sayfasında öğrencilerden kampı korumaları ve Hamilton Hall’a gelmeleri istendi. Öğrencilere ait radyo istasyonu WKXR-FM Hamilton Hall’un ele geçirilişini naklen yayınladı. Columbia Üniversitesi yönetimi konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Ama üniversitenin internet sitesinde yayınlanan notta, bir grubun Hamilton Hall’u işgal ettiği belirtilerek kampüsten uzak durulması tavsiye edildi.

Rektör Shafik’in önünde de iki çıkmaz var. Çünkü hem Filistin yanlısı öğrenciler hem de Yahudi öğrenciler Shafik’ten umudu kesmiş durumda. Filistin yanlısı öğrenciler rektörün kararı nedeniyle tutuklandıkları için Shafik’in istifa etmesini istiyor. Yahudi öğrenciler ise kampüste güvenliklerinin tehlikede olduğunu, üniversite yönetiminin ise etkili hiçbir adım atamadığını söylüyor. Ayrıca Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar da Shafik’e istifa etmesi için baskı yapıyor.

Fotoğraf: AA

Shafik uğradığı baskılara yanıt olarak Filistin yanlısı öğrenciler üzerindeki baskılarını artırmaya çalışıyor. Bir yandan öğrencilerin talep ettiği gibi anlaşma içinde oldukları şirketler ve Tel Aviv Üniversitesi’yle ilişkilerini kesmeyeceklerini söylüyor, diğer yandan da öğrencileri uzaklaştırma cezasıyla korkutmaya çalışıyor.

Malum, üniversitelerde artık mezuniyet dönemi yaklaşıyor. Yönetim mezuniyet törenleri başlamadan önce kampüsteki öğrencilerin çadırlarını toplamasını istiyor. Bazıları öğrencilerle müzakerelerine devam ediyor, bazılarıysa polisler aracılığıyla güce başvuruyor. Şimdiye kadar üniversitelerde tutuklananların sayısı bine yaklaştı.

Birlemiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ABD’deki kampüslerde güvenlik güçlerinin sert müdahalelerinden “rahatsızlık duyduğunu” söyledi ve “İfade özgürlüğünün yasal bir şekilde kullanılması, şiddet ve nefrete teşvikle bir tutulmamalı” diye ekledi. Polislerin bu yaklaşımı devam ettikçe üniversite öğrencileri Gazze’de ateşkesin yanı sıra tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılması için bastırmaya başlıyor.

Beyaz Saray ne diyor?

Beyaz Saray ise öğrencilerin “yaklaşımının yanlış” olduğunu söyleyerek üniversite binasının ele geçirilmesini kınadı. Saray sözcüsü Andrew Bates “Başkan Biden ifade özgürlüğü hakkına saygı duyuyor ama protestolar barışçıl ve yasal olmalıdır. Binaları zorla ele geçirmek barışçıl değildir, yanlıştır. Amerika’da nefret söyleminin de nefret sembollerinin de yeri yoktur” dedi.

“Biden’ın oldum olası iğrenç, antisemitik karalamalara ve şiddet içerikli söylemlere karşı durduğunun” vurgulandığı açıklamada “Başkan son günlerde gördüğümüz trajik ve tehlikeli söylemleri olduğu gibi “intifada” teriminin kullanılmasını da kınıyor” dendi.

İntifada kelimesi “başkaldırı, ayaklanma” anlamlarına gelen bir kelime. Ancak Gazze’deki savaş başladığından beri Amerikan hükümeti üniversitelerde öğrencilerin slogan olarak kullandığı “intifada” kelimesini “antisemitik” olarak niteliyor. Aylar öncesinde Harvard, UPenn ve M.I.T. rektörleri Amerikan Kongresi’nin karşısına çıkarıldığında da böyle bir ithamda bulunulmuş, protestocuların Yahudi öğrencilerin canına kastetmeye çalıştığı ima edilmişti. O zaman kongrenin uyguladığı baskı politikası nedeniyle Harvard ve UPenn rektörleri istifa etmek zorunda bırakıldı.

Fransa’da da öğrencilerle polis gerildi

ABD’deki üniversite protestolarının Fransa’ya da yansıdı. Paris’te hem Sciences Po öğrencileri hem de Sorbonne öğrencileri protestolara başladı. Sciences Po’daki öğrenciler geçen hafta okullarının bazı kısımlarını ele geçirdi. Sonrasında okula çevik kuvvet ekipleri gönderildi. Ancak tutuklama yapılmadı.

Cumartesi günü hem Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hem de üniversitenin mezunlarından olan Başbakan Gabriel Attal, “Kuzey Amerika’dan gelen bir ideolojiye, kendi kurallarını dayatmaya çalışan tehlikeli azınlığın eylemlerine izin vermeyeceklerini” söyledi. Ancak bu gözdağına rağmen öğrenciler pazartesi günü kampüste çadırlarını kurdu, sloganlar attı ve Filistin bayrağı salladı.

Ile-de-France bölgesinin Başkanı Valerie Pecresse Sciences Po’ya verdikleri fonu üniversitedeki protestolar sona erene kadar kesileceğini açıkladı. Protestolara katılan yüksek lisans öğrencilerinden İsmail El Cezire’ye verdiği demeçte yönetimin “yıldırma taktiğini” kınayarak “Bize okuldan atılabileceğimizi, diplomamızı alamayabileceğimizi söylediler. Şahsen ben korkmuyorum. Muhtemelen soykırımın suç ortağı olan üniversiteden disiplin cezası alacağım. Eğer kendimden feda etmem gereken şey buysa ederim” dedi.

Komplocular atakta: Üniversite protestocuları bu çadırları nereden buluyor?Komplocular atakta: Üniversite protestocuları bu çadırları nereden buluyor?

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.