İsrail sokaklarında ‘istifa’ sesleri yeniden yükseldi: Sen baştasın, sen suçlusun!
Gazze'deki Filistin halkı büyük su krizi yaşıyor. İsrail su tedarikine başladığını söylese de bunun çok küçük bir alanı kapsadığı anlaşılıyor. Su nakli için yakıt, pompalamak için elektrik gerekiyor. Oysa ikisi de yok, çünkü İsrail kesti.
İsrail Hamas’ın 7 Ekim saldırısının ‘intikamı’ olarak 8 Ekim’de elektriğini, suyunu ve gıda akışını keserek Gazze’yi tam ablukaya almıştı. Savunma Bakanı Yoav Gallant kararı “İnsan kılıklı hayvanlarla karşı karşıyayız. Gereğine uygun davranmalıyız” diyerek gerekçelendirmeye çalışmıştı.
İnsani yardım kuruluşları sorunu bugüne kadar en azından hafifletmeye çalıştı ama artık onlar da zorlanıyor. Bölge sakinlerine göre borulardaki su sızıntısı bile 30 dakikadan fazla sürmüyor. Ayrıca musluk suyu hem kanalizasyon hem de deniz suyuyla kirlendiği için zaten içilemez halde. Gazze sakini Ebu Samhadaneh Refah’taki evinden AP’ye durumunu anlatırken her gün çok az su içebildiğini söylüyor, “Yarın ne yapacağımızı bilmiyorum. Çıldırmak üzereyiz” diyor.
Gazze’deki su idaresine göre bölgenin içme suyu ihtiyacının üçte birini İsrail sağlıyor. Diğer su kaynakları ise su arıtma tesisleri, yıllarca aşırı tüketim yüzünden kurumuş kuyular vb. İsrail Gazze’ye elektriği kesince su arıtma tesislerinin hepsi kapandı.
Bazı Filistinliler günde yarım litre suyu zar zor bulduğunu söylüyor. Yine günde en çok bir kez tuvalete gidebiliyorlar. Uzmanlar kirli su ve susuzluk kaynaklı kötü sağlık koşullarının kolera, dizanteri, tifo ve çocuk felci gibi kritik hastalıklara yol açabileceğini söylüyor.
Dr. Husom Safiya Gazze’nin kuzeyinde tedavi ettiği ve bacak ve kollarında şarapnel yarası olan hastalar arasında susuzluktan dizanteriye yakalananlar olduğunu söylüyor ve bunların arasında bebekler de var.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinin ardından İsrail Enerji Bakanı İsrael Katz Gazze’nin güneyinde su akışının yeniden başlayacağını duyurması en azından umut yaratmıştı ama beklenen olmadı.
Hamas yetkililerinin açıklamalarına göre İsrail verdiği söze rağmen Gazze Şeridi’ne su sevkiyatını henüz başlatmadı. Hamas İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Eyad El Bozom İngiliz haber ajansı Reuters’a verdiği demeçte “Bölge sakinleri sağlıksız su içiyor. Bu da hayatı tehdit eden ciddi bir sağlık krizi” dedi.
Katz’ın yardımcıları ise Han Yunus’un güneyindeki Bnei Sahila sakinlerine su sağlandığını belirtiyor. Ancak verilen su miktarı bilinmiyor. Ayrıca suyun diğer bölgelere taşınması ve pompalanması için kamyonlara, kamyonlar için de yakıta ihtiyaç var. Oysa İsrail Gazze’ye yakıt sevkiyatını kesti. Su pompalama işlemi için elektrik gerekiyor. Ancak İsrail elektriği de kesti. Yani yakıt ya da elektrik olmadan su akışının yeniden sağlanmasının pek anlamı kalmıyor.
Save the Children Filistin direktörü Jason Lee dün sabah saatlerinde BBC’ye yaptığı açıklamada Gazze’nin güneyindeki bazı bölgelerde suyun yeniden akmaya başladığına dair birtakım raporlar aldıklarını söyledi ama elektrik ve yakıt sorununa Lee de dikkat çekiyor.
BM’nin Filistinli mültecilere yardım sağlayan UNRWA ajansının yöneticisi Philippe Lazzarini Gazze’nin “boğulmakta olduğu” uyarısı yapıp bir haftayı aşkın süredir Gazze Şeridi’ne ‘bir damla su’ girmesine bile izin verilmediğini söyledi. Lazzarini “Hepimiz suyun hayat anlamına geldiğini biliyoruz. Gazze’de su biterken hayat da tükeniyor” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “suyun tükenmekte olmasından dolayı Gazze’nin çok acil bir krizle karşı karşıya olduğu” uyarısı yaptı. Gazze’de 3500’ü aşkın hastanın hayatının risk altında olduğunu açıklayan kuruluş insani yardımın bölgeye engelsiz erişimi için çağrıda bulundu.
Avrupa Birliği Gazze’deki insani yardım kuruluşlarına malzeme götürmek için Mısır’a birkaç uçuştan oluşan insani ‘hava köprüsü’ operasyonu başlatacağını duyurdu. Bu malzeme içinde barınma için gerekli araç, ilaç ve hijyen için gerekli eşya olacağı belirtildi. Ancak Türkiye ve diğer ülkelerden giden yardımlar henüz Gazzeli Filistinlilere ulaşabilmiş değil.
Bölge sakinleri deniz suyunun karıştığı musluk suyuna bel bağlamış durumda ancak tuzlu su daha çok susatıyor. 25 yaşındaki Muhammed Beşir atık suyla deniz suyunun karışımı olan musluk suyunun tadını da kokusunu da berbat diye tarif ediyor. Ancak ekliyor: “Başka seçeneğimiz yok. Çocuklarım susadıkları için ağlıyor.”