Şimşek’in kamu tasarrufunda eli rahatlamış olabilir
Avrupa Siyasi Topluluğu, Avrupa'nın geleceği gündemiyle bugün Granada'da toplanıyor. Dağlık Karabağ gündeminin damga vurması beklenen zirveye Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev katılmama kararı aldı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımı da iptal edildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un projesi olarak hayata geçen ve ilk iki toplantısının geçen sene Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı olan Çekya’da ve Moldova’da düzenlendiği Avrupa Siyasi Topluluğu’nun (AST) bugünkü adresi Granada. Haliyle gözler de İspanya’nın Granada şehrindeki diplomasi trafiğine çevrilecek.
Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısı, liderlerin El Hamra Sarayı’nı ziyareti ve akşam yemeği ile son bulacak. Zirveye 51 ülke davetli. Avrupa’nın geleceğine yönelik toplantıların olacağı zirvenin öncelikli gündem maddelerini Karabağ’daki son gelişmelerden dolayı Azerbaycan ve Ermenistan ile Ukrayna-Rusya savaşının oluşturması bekleniyor. Ancak, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barışın görüşüleceği beşli toplantı, bir gün öncesinde iptal edildi.
Dağlık Karabağ’da Azerbaycan’ın 19 Eylül’deki operasyonuyla iplerin yeniden gerildiği Bakü ve Erivan için Granada’da beşli toplantı düzenlenecekti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bir araya geleceği toplantı, Bakü’nün katılımını çekmesi nedeniyle iptal edildi. Yani bugün İspanya’daki diplomasi trafiğine Aliyev dahil olmayacak. Bunun sebebi ise, Bakü’nün barış görüşmesinin ana gündem olacağı beşli toplantıya Türkiye’nin de dahil olması talebini kabul ettirememiş olması.
Azerbaycan’ın diplomatik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Bakü yönetimi, İspanya’nın Granada kentinde Ermenistan, AB, Fransa ve Almanya’nın katılımıyla yapılacak görüşmeye Türkiye’nin de katılmasını önerdi ve bunda ısrar etti. Ancak öneri Fransa ve Almanya’nın özel çabalarıyla kabul edilmedi.
Ermenistan ile Azerbaycan’ın barış görüşmesinin ana gündem olacağı beşli toplantıda Ermenistan, Fransa, Almanya, AB gibi Azerbaycan karşıtı bir atmosferin oluşturulduğunu vurgulayan Azerbaycanlı yetkililer, Fransız Savunma Bakanı Sebastien Lecornu’nun Ermeni yanlısı sözleri, Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın Ermenistan ziyareti ve askeri işbirliği, silah ve mühimmat teminine ilişkin açıklamaları, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in dün Azerbaycan’ı suçlayan ifadeleri nedeniyle Azerbaycan’ın bu formattaki müzakerelere katılma ihtiyacı hissetmediğini belirtti.
Bakü, bölgenin sorunlarını bölgeye uzak ülkelerle tartışmaya gerek görmediğini vurguluyor. Ermenistan ile ilişki konusunun bölgesel çerçevede tartışılıp çözülebileceğine inandığını vurgulayan Azerbaycanlı yetkililer, daha önceki AB-Azerbaycan-Ermenistan üçlü formatının yeniden canlandırılması halinde Azerbaycan’ın toplantıya katılabileceğini bildirdi.
Avrupa Siyasi Topluluğu, 5 Ekim’de İspanya’nın ev sahipliğinde Granada’da toplanacak. Toplantı kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yapacağı görüşmeye AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’ın da katılması planlanıyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen ve Macron’a yönelik “Hanımlar iyi anlaşıyor ama biz anlaşamıyoruz” çıkışıyla gündeme geldiği Avrupa Siyasi Topluluğu’nun bu yılki zirvesine katılmayacak. Dağlık Karabağ krizinin damga vuracağı kritik Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesine Erdoğan’ın katılımı soğuk algınlığı nedeniyle iptal olduğu açıklandı. Ancak Erdoğan hasta olmayabilir, çünkü dün akşam partisinin genel merkezinde bir dizi toplantıyı yönetti, partisinin kongre hazırlıklarını denetledi.
Erdoğan’ın toplantıya katılmama nedeni, Azerbaycan’ın katılmamasıyla aynı olabilir. Pek çok yorumcuya göre Erdoğan, İlham Aliyev’le koordinasyon içinde, Dağlık Karabağ Sorunu’nun tartışılacağı bir toplantıda Azerbaycan’ın Avrupa ülkeleri karşısında yalnız kalmasına karşı çıktı. AB de toplantıya Erdoğan’ın da dahil edilmesi talebini reddedince Cumhurbaşkanı ‘sağlık’ gerekçesiyle zirveye katılmaktan tamamen vaz geçti.
Zirvenin diğer gündemleri, ‘dijitalleşme, enerji-ekolojik geçiş ve çok taraflılık-Avrupa’nın siyasi geleceği’ başlıklarında kurulacak yuvarlak masa toplantılarının ve çok sayıda ikili görüşmenin çerçevesinde oluşacak.
Gündemdeki diğer bir başlık ise Ukrayna-Rusya savaşı olacak. Toplantılarda, Ukrayna’ya destek mesajlarının yinelenmesi bekleniyor.
Zirveye ev sahipliği yapacak olan İspanya, Sırbistan’dan ayrılarak 17 Şubat 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı resmi olarak tanımıyor. Bunun da Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katılması beklenen Kosova Başbakanı Albin Kurti’den dolayı diplomatik soruna yol açabileceği öngörülüyor.
İspanya Başbakanlık yetkilileri, konuyla ilgili zirvede toplantı masalarında bayrak veya ülke isimlerinin konulmayacağını, yalnızca ilgili liderin adının yazılacağını belirtti. AA’nın aktardığına göre aynı yetkili, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in toplantının girişinde aralarında Kurti’nin de olduğu tüm liderleri karşılayacak olmasıyla ilgili “Kosova temsilcisinin elini sıkmak o ülkeyi tanımak anlamına gelmez sadece bir saygı meselesidir” değerlendirmesi yapmıştı.
Macron, Avrupa Siyasi Topluluğu projesini ilk olarak Avrupa Parlamentosu’na sundu ve topluluğun demokratik ülkelerin herkesi ilgilendiren siyasi konularda iş birliği için yeni bir alan bulmasına izin vereceğini söyledi. Macron öncülüğündeki bu siyasi diyalog ve iş birliği platformu projesi, AB yönetimi tarafından da kabul edildi.
Proje, AB’nin bir parçası olmayan ülkelerin de siyasi karar süreçlerine katılımını amaçlıyor. Nitekim Macron projeyi tanıtırken “AB kısa vadede Avrupa kıtasını yapılandırmanın tek yolu olamaz” şeklinde konuşmuştu.
Projenin, Macron’un Avrupa Birliği’nde Fransa’nın söz sahipliği konusundaki hırsı nedeniyle ortaya çıktığı ve 1989’da dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın önerdiği ‘Avrupa Konfederasyonu’ fikrinin devamı niteliğinde olduğu şeklinde yorumlanmıştı.
Macron’un teklifi, Avrupa’da AB’den daha geniş bir siyasi oluşumun hayata geçirilmesini içeriyor. Bu yeni bir uluslararası kuruluş olarak değil daha çok bir ‘siyasi tartışma platformu’ olarak düşünülüyor.