Bakan Güler ve komuta kademesi tam kadro KKTC’de
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kıbrıs dönüşü açıklamalarında Türkiye'nin de Yunanistan'a tepki olarak Kıbrıs'ın kuzeyine üs yapabileceğinin altını çizerek, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e uyarı yaptı: Dendias'a haddini bildirmeli.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü nedeniyle gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’dan dönerken uçakta gazetecilere konuştu. Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan konu Kıbrıs meselesi olurken eski ABD Başkanı Donald Trump ve küresel yazılım sorununa da değindi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü olan 20 Temmuzda Kıbrıs’ın kuzeyinde kutlamalar yapılırken güneyde matem havası esiyordu. Liderler de buna uygun şekilde birbirine taban tabana zıt açıklamalar yaptı. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Kıbrıs’ın birleşmesi mesajı verirken Erdoğan mevcut koşullar altında bunun mümkün olmayacağının altını çizdi. Erdoğan uçak dönüşü verdiği mesajlarda da bunu vurguladı: “Adanın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye ve göstermeye kimsenin gücü yetmez. Bugünkü ziyaretimizde bunu adeta perçinlemiş olduk.”
Kıbrıs Barış Harekatıyla ilgili olarak “O tarihte Kıbrıs’ta hem Rum kesimi hem Yunanistan’daki darbeciler tarafından başlatılan soykırıma Türkiye, net ve keskin bir son vermek için bu harekatı yapmıştır. Yani uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı kapsamında bu müdahale yapılmıştır” dedi. Yunan basınında yer alan haberlerde özellikle Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın “Kıbrıs Türklerini özgürlüğe kavuşturan Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıldönümü kutlu olsun” sözleriyle yaptığı açıklama “provokatif” olarak nitelendirildi.
Kıbrıs sorununun tek çözümünün “iki devletli model” olduğunu söyleyen Erdoğan hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türklerinin çözüm yolunda birçok fedakârlık yaptığını vurguladı. Birleşmiş Milletler’in (BM) eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Kıbrıs için sunduğu planı hatırlatan Erdoğan 2004’teki referandumda birleşmeye sıcak bakan tarafın Kıbrıs Türkleri olmasına rağmen ödüllendirilenin Rumlar olduğunu belirtti. “Bu anlayışla bir yere varılamaz” diyen Erdoğan “İki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere süreci başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz” vurgusu yaptı.
Ambargolara rağmen Kıbrıs Türkleriyle işbirliklerinin sürdürüldüğünü belirten Erdoğan Türkiye’deki belediye, devlet kurumları ve şirketlerin ellerindeki imkanlarla Kuzey Kıbrıs halkına destek olduğunu söyledi. 2024 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile yeni projelerin hayata geçirileceğini belirten Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) Kuzey Kıbrıs’ı aralarına alması için “gerekeni yaptıklarını” belirtti. Örnek olarak da KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Azerbaycan’ın Şuşa kentinde düzenlenen Türk Devletleri Zirvesi’ne katılmasını gösterdi.
Bu arada Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de dün “Biz her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olacağız” açıklaması yaptı. Azerbaycan da KKTC’yi tanımayan ülkelerden biri.
Erdoğan’ın değindiği bir diğer konuysa Kıbrıs’a üs kurma meselesiydi. Bunun sebebi KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın “Güney Kıbrıs Yunanistan’la Larnaka kıyılarında deniz üssü inşa etme girişiminde. Amerika ve AB ile anlaştıkları haberleri çıkıyor. Bunlar yalanlanmadı” sözleriydi.
Buna ek olarak son dönemde Güney Kıbrıs’ın İsrail’in lojistik üssü haline gelmeye başladığı da konuşulan konular arasında. Lübnan Hizbulahı lideri Hasan Nasrallah önceki aylarda İsrail’in Lübnan’a açacağı olası bir savaşta Güney Kıbrıs’ın havalimanını ve askeri üslerini kullanacaklarını öğrendiklerini söylemişti. Nasrallah böyle bir durumda Lübnan Hizbullahı’nın Güney Kıbrıs’ı da “meşru hedef” olarak göreceği” uyarısını yapmıştı. Bunun üstüne bir uyarı da Fidan’dan gelmiş, bakan katıldığı bir programda “Ortadoğu’da devam eden savaşlara taraf olduğunuzda o ateş gelir sizi de bulur. Biz de aynı coğrafyadayız, gelir bizi de bulur” demişti.
Benzer bir cevap Erdoğan’dan da geldi. “İsrail’in katliamına ortak olmak ne Rumlara ne Yunanistan’a fayda sağlar” diyen Erdoğan sözlerine “Ayrıca gerekirse deniz üssü ve deniz yapılarını kuzeyde yaparız. Bizim de denizimiz var. Mesela yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz üretiminde kullanılacak, yüzer gaz işletme platformu gemisi. Yaklaşık iki ay sonra Türkiye’de olacak. 300 metre boyunda 58 metre genişliğinde. Beş milyon hane halkına yetecek kadar doğalgazı üretecek bu platform belki orada 15-20 yıl kalacak. Adeta bir üs gibi. Önümüzdeki hafta yola çıkıyor ve Türkiye’ye gelecek. Zaten o üssü gördükleri zaman yeter onlara” vurgusu yaptı.
Bu arada Erdoğan Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla Kuzey Kıbrıs Parlamento binasının inşaatının Türkiye’nin yardımlarıyla yapıldığını belirtti ve “Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz” diye devam etti.
Erdoğan’ın gazetecilere söyledikleri Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ı da ilgilendiriyordu. Yunan Bakan 15 Temmuz’daki açıklamasında “Kıbrıslı Türklerin utanç şenliklerini ve işgalci Türk Ordusu’nun yarım asırdır Kıbrıs’ta hukuk dışı varlığını en kesin şekilde kınıyoruz” demişti. Bunun üstüne Milli Savunma Bakanlığı’ndan tepki gecikmemiş, Erdoğan da Miçotakis’e hitaben “Duydum ki sen de güneydesin. Herhalde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın.’ Böyle bir şey düşünmediğini söyledi. ‘Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok’ dedik, yola devam” dedi.
Dendias Yunanistan ile normalleşme sürecinde de zaman zaman böyle çıkışlar yapmış, Türkiye’nin Yunanistan için tehlike oluşturduğunu vurgulamıştı. Peki Yunan bakanın bu çıkışları iki ülke arasında yeni ısınan ilişkileri soğutabilir mi? Erdoğan bu soruya “Yunanistan’daki popülist figürler zaman zaman bu tür söylemlerle iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitlemeye çalışıyor” dedi.
Erdoğan “Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ne yazık ki farklı bir havada, belli ki Miçotakis ile yaptığımız görüşmeden haberi yoktu, ileri geri açıklamalar yaptı. Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla Sayın Miçotakis’in, bu bakanına haddini bildirmesi lazım” dedi. Erdoğan ve Miçotakis, ikisi de Kıbrıs’ta olmalarına rağmen görüşmedi. Miçotakis güneyde birleşme, Erdoğan ise kuzeyde birleşmeme mesajı verdi. Cumhurbaşkanı “Bizim çok daha fazla konuşmamıza zaten gerek yok. Konuşacaklarımızı bugün zaten konuştuk. Yolumuza da aynen devam ediyoruz” dedi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’a geçen hafta cumartesi günü Pensilvanya’daki mitingi sırasında suikast düzenlendi. Başarısız olan suikastta Trump kulağından yaralandı. Birçok dünya lideri Trump’a geçmiş olsun dileklerini iletti, bunlardan biri de Erdoğan’dı. İki lider ayrıyeten telefon görüşmesi de gerçekleştirdi. Erdoğan bu görüşmenin Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkileyeceği konusunda konuşmanın “doğru olmayacağını” çünkü “yapacakları çok ilginç çalışmalar olduğunu” belirtti. Bununla birlikte konuşmada Trump’a “Demokrasinin yanında durduğu için tebrik ettim. Biz demokrasinin tarafındayız ve ülkelerin geleceklerine halkların özgür iradeleriyle karar vermesinden yanayız” dediğini aktardı.
Konuşmasının bu noktasında Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a geçen Erdoğan NATO zirvesi boyunca günah keçisi olarak öne çıkan Macar liderden bahsetti. Basına yansıyan haberlerde Orban’ın zirve boyu ABD Başkanı Joe Biden’dan köşe bucak kaçtığı, zirvenin son gününde de Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago malikanesine gittiği öğrenilmişti. Erdoğan bu konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Geçen hafta çarşamba günü Macar Başbakanı Viktor Orban konuğumuzdu. Görüşmemizden sonra da ‘Trump’la bir akşam yemeği yiyeceğiz’ dedi. Bu arada aynı zamanda da NATO zirvesi devam ediyordu. Ertesi gün Viktor Orban’ı yoğun bir şekilde eleştirmeye başladılar. ‘Yok şöyle dedi, yok böyleler, biz Viktor’un dediklerine katılmıyoruz, söyledikleri doğru şeyler değil’ dediler. Sayın Orban, malum Moskova’ya gitti, eleştirdiler. Çin’e gitti aynı şekilde eleştirdiler. Ardından Şuşa’daki toplantıya katıldı, eleştirdiler. Şimdi de ‘Macaristan’ı AB dönem başkanlığından nasıl alırız,’ bunun hesabı içindeler. Bize de düşen şu anda sabır.”
Bu haftaya damga vuran konulardan biri dünya genelinde 8,5 milyon cihazın etkilendiği küresel yazılım sorunuydu. Siber güvenlik teknolojisi şirketi CrowdStrike’ın yaptığı ufacık bir güncellemeyle Windows işletim sistemiyle çalışan bilgisayarlar mavi ekrana düştü. Ufacık bir hata bankacılık uygulamalarını felç etti, uçuşlar yapılamadı, hastanelerde bilgisayara bağlı işlem yapılamaz oldu. Hata fark edildikten sonra şirket önce yama yaparak Windows sistemlerinin acil durum modunda çalışmasını sağladı, sonra da esas düzeltmeyi yaparak sorunu kısmen çözdü. Çöküntünün yarattığı etkiyi tamamen düzeltmek ise günler sürecek.
Gazeteciler yazılım sorununa karşı Türkiye’nin güvende olup olmadığını sorunca Erdoğan “Bu kriz nedeniyle bizde bir sıkıntı yok şu anda. Arkadaşlar Türk Hava Yolları’nda olsun, diğer tüm birimlerde olsun tedbirleri aldı. Şu anda işlerimiz ufak tefek aksamalarla yürüyor. Yani dünyadaki sıkıntı bizde aynen yok. Daha iyiyiz. Bu konuda ek tedbirler almak gerekiyorsa alırız. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını aralıksız sürdürüyor” dedi.