Eski İsrail Başbakanı’ndan tünel itirafı: Biz inşa ettik
İsrail kabinesi 2024 yılı için 15 milyar dolarlık ek harcama içeren "savaş bütçesini" onayladı. Günlük maliyeti 269 milyon dolar olan savaşta ek bütçe nereye kadar?
İsrail ile Filistinli örgütler arasında devam eden savaş Tel Aviv’deki diplomatik dengeyi zorlarken buna bir de savaş bütçesi konusu eklendi. İsrail’in pazartesi günü onayladığı 15 milyar dolarlık yeni savaş bütçesi kabinede çatlaklara neden oldu. İsrail’in 37’nci ve en sağcı hükümeti yıllık bütçesinde artışa gitti, bu artış da zaten gerilimlere sahne olan Binyamin Netanyahu hükümetinde büyük siyasi tartışmaları alevlendirdi.
Netanyahu hükümeti Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısına hazırlıksız yakalanarak eleştirilerin odağı olmuş, sonrasında da İsrailli esirlerin hayatını birinci plana almıyor olmasıyla topa tutulmuştu. Hükümete yönelik baskılar artıyor, Netanyahu tarafından kurulan savaş hükümeti de iç anlaşmazlıklar yaşıyor. Buna son örnek savaş bütçesi oldu. 37. İsrail hükümeti yaklaşık bir yıl önce göreve geldiğinden bu yana nadiren uyum içinde oldu. Gazze işgali üçüncü ayında devam ederken de bütçenin savaşı finanse etmeye yeterli olmaması hükümeti farklı bir adım atmaya itti.
Aralık ayında İsrail hükümeti büyük kısmı borçla finanse edilen yaklaşık 30 milyar şekellik (yani 7,85 milyar dolar) acil durum bütçesini gündeme getirdi, ama yetmedi. Pazartesi günü Netanyahu kabinesi 2024 yılı için savaşa 55 milyar şekel (15 milyar dolar) ek kaynak ayıran ve diğer bakanlıkların bütçesini de arttıran bir bütçeyi onayladı. Ancak artan bu bütçe bir şeylerden kısmayı da gerektirdi. Eğitim Bakanı Yoav Kisch’in bakanlığından kesintiye gidileceğini öğrenmesi yeni bütçeye dair tartışmaların fitilini ateşleyen konu oldu. Tartışmalar şimdilik Netanyahu’nun açıklamasıyla sönmüş gibi görünse de sürekli tartışma kopan Knesset’te (İsrail Parlamentosu) her an her şey olabilir.
Mesela her tartışmanın altından çıkan İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir. Kendisi de işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde yasadışı bir yerleşim yerinde yaşayan aşırı sağcı Ben-Gvir daha önce bakanlığından para kesilerek fonlanacak bir bütçeye destek vermeyeceğini açıklamıştı. Ben-Gvir’in de, bakanlığının da gönlü “şimdilik” rahat; yeni bütçeden 534 milyon dolar aldı.
Peki Netanyahu ne dedi de kriz yatıştı?
Tabii kolay olmadı. Önce Netanyahu’nun gece boyu süren bir toplantıya başkanlık etmesi gerekti. Ardından da Başbakan Eğitim ve Sağlık Bakanlığının bütçesinde de artışa gidileceği “müjdesi” verdi.
Bakan Kisch’in endişeleri giderildi peki ya sonra?
İsrail kabinesi ilk olarak Pazar günü Mayıs ayında onayladığı 270 milyar dolar tutarındaki 2023 ve 2024 yıllarını kapsayan iki yıllık bütçeyi arttırmak üzere toplandı. İsrail toplumunda “sevilmeyen bir figür” haline gelen Netanyahu hükümetin bütçe hedeflerini açıklayarak kabinesine şöyle seslendi: “Şu anda gerekli olan şey her şeyden önce savaş masraflarını karşılamak ve önümüzdeki yıl savaşı yürütmemize ve Hamas’ı ortadan kaldırmamıza yardımcı olacak adımları atmak. Gerekçelerimiz de rehinelerin sağ salim evlerine dönmesi, hem kuzeyde hem de güneyde güvenliği tesis etmek ve yerel halkın evlerine geri dönebilmelerini sağlamak.”
Netanyahu’nun bu açıklamalarını bir kenara bırakıp biraz istatistiklere bakalım. Al Jazeera’da yer alan habere göre İsrail’in 24 binden fazla Filistinlinin ölümüne, binlercesinin enkaz altında kalarak hayatını kaybetmesine ve on binlercesinin de yaralanmasına neden olan Gazze savaşı 7 Ekim’de başladığından bu yana ülkeye her gün yaklaşık 269 milyon dolara mal oluyor.
İsrail Merkez Bankası 2023-2025’te savaş maliyetinin 55,6 milyar dolara ulaşabileceğini öngörüyor. Bu rakamlar savaşın getirdiği mali sıkıntıyı hisseden ve bir önceki yıl yüzde 0,6 fazla bütçe çıkarabilen bir ülke için endişe verici. Çünkü İsrail 2023 yılında gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 4,2’si oranında açık verdi. Bu yeni savaş bütçesinin bir sonucu olarak da 2024 yılı için öngörülen bütçe açığı oranı İsrail’in GSYH’sinin yüzde 6,6’sı.
Bu da savaşın hemen bitmeyeceğinin ekonomik göstergesi ki zaten İsrail Başbakanı da Gazze’nin işgalinin 100’üncü günündeki açıklamasında “savaşın aylar süreceğini” söylemişti.
Zaten bu işgalin hemen sona ereceğine dair bir beklenti ya da umut da kalmadı.
Ülke şu anda resmen “savaşa doymayan aşırı sağcı bakanlar” ve savaşın yükünü tüm ağırlığıyla hisseden halkın yükselen sesleriyle büyük bir krizin içerisinde.
İsrail hükümetinin ek harcama bütçesi savunma, savaştan etkilenenlere tazminat, polis, sağlık ve eğitim gibi alanlar için kullanılacak.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bütçenin onaylanmasından önce yaptığı açıklamada bunun bir “savaş bütçesi” olduğunu kaydederek, bütçenin yedek askerler ve ailelerinin yanı sıra bakanlıkların da ihtiyaçlarını karşılayacağını söyledi.
Maliye Bakanı Bezalel Smotrich bütçenin onaylanmasının ardından yaptığı açıklamada “Öncelikleri değiştirdik ki her yedek asker, her savaşçı ve ailesi, arkasında duran ve ona tam anlamıyla sahip çıkan bir hükümet olduğunu bilsin” dedi.
Savaşta olan bir ülke olarak İsrail’in iç güvenliğini korumak da çok önemli bir husustu.
İsrail’in parası muhtemelen kısa vadede suyunu çekmez. Gazze’ye yönelik savaşı ve Batı Şeria’ya yönelik baskınları nedeniyle İsrail’in ekonomisi üzerindeki baskı ne denli büyürse büyüsün Tel Aviv muhtemelen ABD’nin desteğine güvenebilir. Kasım ayında ABD Temsilciler Meclisi İsrail’e yıllık olarak verilen 3.8 milyar dolara ek olarak 14.5 milyar dolarlık askeri yardım sağlayacak yasaya yeşil ışık yaktı. Yasa henüz Senato’dan geçmedi. İsrail’in yeni bütçesi de yasama denetimiyle karşı karşıya. Şimdi Knesset’e sevk edilecek ve burada yasalaşması için üç oy gerekiyor.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim 2023’te kapsamlı saldırı düzenledi. İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 10 bin 300’ü çocuk, 7 bin 100’ü kadın olmak üzere 24 bin 448 Filistinli öldürüldü, 61 bin 504 kişi yaralandı. Enkaz altında hâlen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 190’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere 525 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 362 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 29 Lübnanlı sivil ve 162 Hizbullah mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 10 İsrail askeri öldü.