Roger Waters bildiğimiz gibi: Bu kez Londra’dan Filistin’e destek verdi
The Guardian'ın bu hafta çok ses getiren "Mossad UCM'yi tehdit etti" haberini iki yıl önce İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz yapacaktı. Ama haberi yapmayı planlayan muhabir güvenlik yetkilileri tarafından tehdit edildiğini açıkladı.
Demokrasisiyle övünen İsrail'in son dönemde daha sıkı sarıldığı sansüre tepki göstermek isteyen Haaretz, çarşamba günü bir haberini sansürlü yayınladı.
İngiliz gazetesi The Guardian bu hafta çok ses getiren bir habere imza attı. Haberde dönemin Mossad Başkanı Yossi Cohen’in Filistin topraklarında İsrail tarafından işlenen savaş suçlarını araştırmasın diye Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bir önceki Başsavcısı Fatou Bensouda’yı nasıl taciz ve tehdit ettiği anlatılıyordu. Hatta Bensouda’yı yıpratmak için işin içine Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin o dönemki devlet başkanı ve dönemin ABD Başkanı Donald Trump bile karışmıştı. İsrail’in önde gelen sol görüşlü gazetesi Haaretz’in araştırmacı gazetecisi Gur Megiddo bu olayı daha önce bildiğini ve haberini yapmaya çalıştığını, ancak ismini açıklamadığı üst düzey güvenlik yetkililerinin kendisini tehdit ettiğini söyledi.
Megiddo dün yayınladığı bir haberde The Guardian’ın bu hafta yayına aldığı haberi iki yıl önce kendisinin yapacağını, ancak güvenlik yetkililerinin bunu nasıl engellediğini anlattı. Cohen’in Bensouda’yı baskı altına alması konusunu görüşmek için Bensouda’ya telefonla ulaşmaya çalıştığı öğrenilince iki yetkili Megiddo’yu çağırdı. Gazeteci bu görüşmenin kendisi açısından hiç iyi geçmediğini, zira işin peşini bırakmazsa “ciddi sonuçlarla karşılaşacağı” konusunda tehdit edildiğini söylüyor.
Megiddo, Mossad başkanının Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği üç ziyarette neler yaptığını araştırıyordu. The Guardian’ın haberinde bu ziyaretlerin Devlet Başkanı Joseph Kabila’dan yardım olduğunu belirtiyor. İsrailli gazeteci “Eski savcıyla 2022’nin başında onu tanıyan üçüncü bir kişi aracılığıyla görüşmeye çalıştım. Bensouda bana hiç dönmedi ama girişimimden günler sonra haberimi yayınlamak istediğimde telefonum çaldı. Hattın diğer ucunda üst düzey bir güvenlik yetkilisi vardı. ‘Yarın beni görmeye gelebilir misiniz?’ diye sordu” diye anlatıyor.
Haberin devamında “Konuşmamızı kaydetmeyeyim diye üst düzey yetkilinin ofisinin girişinde cep telefonumu bırakmam istendi. Odada farklı bir güvenlik kurumundan üst düzey yetkili beni bekliyordu. Haberi yayınlarsam sonuçlarına katlanacağımı ve güvenlik yetkililerinin sorgu odalarını bizzat deneyimleyeceğimi söylediler. Yabancı medya kuruluşlarını kast ederek ‘yurtdışındaki arkadaşlarımla’ bu bilgiyi paylaşırsam da aynı şeylerin yaşanacağını söylediler” diye yazıldı.
The Guardian’a demeç veren Megiddo “Tehditleri çok ciddiye aldım. Bazen yetkililer oldukça sert davranabiliyor ama genelde taleplerini görmezden geldiğinizde herhangi bir sonuçla karşılaşmıyorsunuz. Ama bu durumda gerçekten ceza vereceklerini açıkça belirttiler. Bu son derece alışılmadık bir şeydi” dedi.
İsrail’de ordunun sansür biriminin baskıları ve mahkemenin çıkardığı yayın yasağı kararlarıyla artan sansür endişe yaratırken Haaretz çarşamba günü yaptıkları redaksiyonların boyutunu göstermek amacıyla kelime ve cümleleri kararttıkları bir haber bastı. Haaretz ayrıca Batı Şeria’da İsrailli askerlere küçük yumruklarıyla karşı koymasıyla bilinen Ahed Tamimi’nin babası Bassem Tamimi’nin yargılanmadan gözaltına alınmasıyla ilgili olarak mahkemenin çıkardığı yayın yasağına göre metnin çoğu kısmının karartıldığı haberi yayınladı.
Kendini “demokratik” olarak dünyaya lanse eden İsrail’de basın özgürlüğünü hedef alan eylemler giderek artıyor. 5 Mayıs’ta El Cezire’nin İsrail’de ofisleri kapatıldı. Geçen hafta da Associated Press’e ait ekipmanlara kısa süre el kondu ki buna Beyaz Saray müdahale etmek zorunda kaldı.
İsrail Gazeteciler Birliği’nin basın özgürlüğü direktörü Anat Saragusti, bu hafta Kanada’nın CBC News’ine “İsrail’in aşırı sağcı hükümeti göreve geldiğinden beri basın özgürlüğünü hedef aldı” dedi.
İsrail yasalarına göre İsrail’de ya da İsrail’de çalışan gazeteciler, güvenlik meseleleri ile ilgili haberlerini yayınlamadan önce ordu kontrolünden geçirmek zorunda kalıyor. Bu yasa İsrail’in kuruluşundan sonra yürürlüğe girmişti, o zamandan beri de yürürlükte. +972 dergisi ve Bilgi Edinme Özgürlüğü Hareketi’nin elde ettiği bilgilere göre 2023 yılında ordu 613 haberin yayınlanmasını engelledi.
Gazeteci Haggai Matar “İsrail hükümetinin gazeteciliğe düşmanlığı 7 Ekim’de başlayan savaştan önce bile vardı. Arkasında medyayı kontrol etmek gibi pek çok suçlamayla itham edilen bir başbakanımız var. Özgür basınla mücadele etmeyi kendine görev bilmiş bir iletişim bakanımız ve medyayı kısıtlayacak yasa tasarılarını meclisten geçirmeye çalışan siyasetçilerimiz var. Asıl kaygıları İsrail halkının göreceği şeyler üzerinde kontrol sahibi olmak” diyor.