Hizbullah'a patlayan çağrı cihazlarını satan şirketin CEO'su Cristiana Barsony-Arcidiacono'nun özgeçmişi çelişkilerle dolu. Fizik doktorası olan, yedi dil bilen CEO'yu bir tanıdığı 'kolayca kullanılabilecek' biri olarak tanımladı.
Lübnan’da 17 Eylül’de Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. Patlamalarda ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetti, 300’ü ağır yaklaşık 2 bin 800 kişi yaralandı. Daha sonra 18 Eylül’de aynı saatte çok sayıda telsizin patlatılması sonucu da 25 kişi öldü, 450’den fazla kişi yaralandı. Lübnanlı yetkililer olaydan İsrail’i sorumlu tutarken İsrail’den konuyla ilgili henüz açıklama gelmedi. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah da intikam yemini etti.
Patlayan cihazları üreten ve satan firmanın İsrail istihbaratı tarafından kurulduğunu iddia edilmişti. Bombalar da cihazlara daha üretim aşamasında konulmuştu bu iddiaya göre. Bu iddiayla ilgili ayrıntılı haberimiz için tıklayın.
İki gün önce ise New York Times, eski ve görevdeki 12 istihbarat çalışanıyla konuşarak hazırladığı haberde patlamalardan İsrail’in sorumlu olduğunu ve bunun için paravan şirketler kurulduğunu yazdı.
Çağrı cihazlarının üreticisi olduğu iddia edilen Macar şirketi BAC de gerçekten şüphe uyandırıyor. Şirketin tek odalı boş bir ofisi var. Tabela ise A4 kağıdına yazılarak yapılmış.
Şirketin en üst yöneticisi (CEO) olan 49 yaşındaki Cristiana Barsony-Arcidiacono saldırı sonrası mercek altında. CEO, özgeçmişine göre yedi dil konuşuyor, parçacık fiziği alanında doktora derecesine sahip. Budapeşte’de çıplak figürler üzerine pastel çizimlerle dolu bir dairesi var. Kariyeri onu Afrika’da insani yardım çalışmalarına bile götürdü.
Barsony-Arcidiacono, NBC’ye yaptığı açıklamada firmanın Lübnan’a binlerce çağrı cihazının satılmasında bir ‘aracı’ olduğunu kabul etmişti. Aynı açıklamada Budapeşte’deki Avrupa Yenilik ve Teknoloji Enstitüsü’nde (EIT) de görev yaptığını öne süren Barsony Arcidiacono’nun bu iddiası, EIT tarafından yalanlandı.
NBC’ye yaptığı açıklamadan sonra ise bir daha görülmedi. Komşuları onu görmediklerini söylüyor. Reuters, kendisine ulaşıp yorum almak istedi ancak cevap gelmedi. Budapeşte’deki dairesinin bulunduğu eski apartmandaki koridorun kapısı hafta başında açıkken şu anda kapalı duruyor.
Tanıdıkları ve eski iş arkadaşlarıyla yapılan görüşmeler, etkileyici bir zekaya sahip ancak uzun süreli işlerde bir türlü tutunamayan, kısa süreli işlerle dolu bir kariyere sahip bir kadın portresi çiziyor.
Reuters’a konuşan, onu tanıyan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir tanıdığı Barsony-Arcidiacono’nun ‘kolayca kullanılabilecek’ biri gibi göründüğünü söyledi: “İyi niyetli, iş insanı tipi olmayan, daha çok yeni şeyler denemeye çalışan, çabuk inanan ve heyecanlanan biri.”
Birleşmiş Milletler eski insani yardım yöneticisi Kilian Kleinschmidt, Barsony-Arcidiacono’yu 2019 yılında Tunus’ta bilişim teknolojileri ve iş geliştirme gibi konularda eğitim veren, Hollanda tarafından finanse edilen altı aylık bir programı yönetmesi için işe aldı. Ancak onu ‘zorba’ bir yönetici olarak tanımlayarak kontrat süresi bitmeden kovdu.
Kleinschmidt, Reuters’a şunları söyledi: ”Cristiana… Hayatımın en büyük hatalarından biriydi sanırım. Kişisel olarak gerçekten berbattı. Sonunda ‘yeter’ dedim ve işten aldım. Daha erken yapmalıydım.”
Cristiana, Kleinschmidt ile çalıştığı işi almak için kullandığı özgeçmişinde, London School of Economics (LSE) ve Oxford’daki ünlü Afrika ve Asya Çalışmaları Okulu SOAS’da siyaset ve kalkınma alanında yüksek lisans dereceleri yaptığını söylemişti. Ancak Reuters, bunları doğrulayamadı. İş görüşmesinde de Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da sivil toplum kuruluşu projelerinde çalıştığı bir dizi işten bahsetti.
BAC Consulting web sitesinde yer alan ayrı bir özgeçmişinde kendisini New York’ta eğitim ve çevre alanında çalışan Earth Child Institute’un yönetim kurulu üyesi olarak tanımladı. Ancak grubun kurucusu Donna Goodman, Barsony-Arcidiacono’nun orada hiçbir zaman çalışmadığını söyledi: ”Bir yönetim kurulu üyesinin arkadaşının arkadaşıydı ve 2018’de bir iş ilanı için bize ulaştı. Ancak kabul edilmedi.”
Sitedeki özgeçmişinde ayrıca 2008-2009 yıllarında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda ‘proje yöneticisi’ olarak nükleer araştırma konferansı düzenlediği yazıyor. Ancak IAEA, kayıtlarının onun sadece sekiz ay boyunca stajyer olarak çalıştığını gösterdiğini belirtti.
Tartışmaların odağındaki şirketin CEO’su 2000’lerin başında University College London’da (UCL) fizik doktorasını aldı. Pozitronlar – kütlesi elektronla aynı olan, ancak pozitif yüklü bir altatomik parçacık – üzerine yaptığı tez, UCL’nin internet sitesinde hala mevcut. Ancak, bilimsel kariyerine devam etmedi. UCL’de onun dersine giren profesörlerden biri olan ve birlikte makaleler yayınlayan emekli fizikçi Akos Torok, Reuters’e gönderdiği e-postada “Bildiğim kadarıyla o zamandan beri bilimsel bir çalışma yapmadı” dedi.
Reuters, Barsony-Arcidiacono’nun Budapeşte’nin merkezindeki evine gittiğinde de kapı açılmadı. Zile basıldığında kimse cevap vermedi.
İki yıldır binada yaşayan bir kadın, Barsony-Arcidiacono’yu sessiz, kibar biri olarak tanımladı.
Barsony-Arcidiacono, Budapeşte’deki bir sanat kulübünde çizim yapıyordu ancak son zamanlarda buraya gitmemişti. Kulübün sahibi ise onu daha çok bir iş kadını olarak gördüğünü söyleyip neşeli biri olduğunu söyledi.
Barsony-Arcidiacono’nun okul arkadaşlarından biri onun Sicilya’nın doğusundaki Catania yakınlarında Santa Venerina’da çalışan bir baba ve ev hanımı bir anne ile büyüdüğünü söyledi. Liseyi de bu bölgede okuduğunu belirtip onu oldukça içine kapanık bir genç olarak tanımladı.
Diğer yandan Barsony-Arcidiacono’nun annesi, kızının ‘tehditler’ almasının ardından Macar gizli servislerinin koruması altına alındığını söyledi.
Macar yetkililerin kızı Cristiana’ya medyaya konuşmaması yönünde tavsiyede bulunduğunu aktaran anne, kızının çağrı cihazlarının patlatılmasında rolü olmadığını, buna yalnızca ‘aracı’ olduğunu söyledi.
Beatrix Barsony Arcidiacono “O, hiçbir şekilde bu işe karışmadı, sadece aracıydı. Mallar Budapeşte’den geçmedi, Macaristan’da üretilmedi.” dedi.
Norveç’in, Lübnan’da patlatılan çağrı cihazlarının tedarikinde bir Norveç vatandaşının sahibi olduğu Bulgaristan merkezli Norta Global isimli firmanın rol aldığının iddia edilmesinin ardından ‘ortaya atılan bilgilerle ilgili’ soruşturma başlattığı bildirildi.