Kur’an yakılmasını protesto için geçici İsveç pasaportunu yakan Iraklı kadın ülkesine döndü
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan IKBY seçimlerine dört gün kala IKBY Başkanı Neçirvan Barzani'yi Ankara'da ağırladı. Erdoğan seçimlerle ilgili temennisi "kapsayıcı bir anlayışla, barış ve huzur içinde yapılması" oldu.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yaklaşık iki yıldır ertelenen parlamento seçimlerine dört gün kaldı. Yönetimin Barzanilerden Talabanilere geçme ihtimalinin olduğu bu kritik dönemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’yi ağırladı. Gündem belliydi: IKBY seçimleri, terörle mücadele, güvenlik ve bölgesel sorunlar. Basına kapalı görüşmeye Fidan da katıldı. Daha sonra Barzani’yi ağırlama sırası Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’a geçti.
Görüşmeden sonra yapılan açıklamada Erdoğan’ın bu sıkıntılı dönemde, tüm bölgenin huzur, refah ve iç barışına kasteden terör tehdidinin kalıcı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik işbirliğinin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini vurguladığı söylendi. Erdoğan Türkiye’nin bugüne kadar olduğu gibi “bundan sonra da dost ve kardeş Irak’ın ve Irak halkının daima yanında olacağını” da söylemiş.
IKBY’de en son seçimler 2018 yılında yapıldı. Yasalara göre bölgede bir sonraki seçimin 2022 yılında yapılması gerekiyordu. Ancak Barzani aşiretinin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Talabani aşiretinin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasında bir dizi konuda anlaşmazlık olduğu için seçimlerin ertelenmesine karar verilmişti. Bu sorunların başında azınlık kotaları geliyordu. Anlaşmazlıkların hükümetin işleyişini zayıflatıp yıpratması sonuç olarak seçim yapabilecek bir güç bırakmamıştı. Muhalefetin mevcut seçim sisteminden memnun olmaması ve KDP’nin de yenileceğini düşünerek seçim topuna hiç girmemesi yarışın bugüne kadar ertelenmesine neden oldu.
Ancak ertelemelerin sonu geldi ve bölgeye çok sert bir atmosfer hakim. Önceleri KDP diğer partilere bakanlık vererek muhalefet kültürünü yok etmişti. Ama şimdi muhalefetin başındaki KYB bu çemberin içinden çıkmaya kararlı gibi görünüyor. Sandıktan çıkacak partinin KYB olduğu düşünülüyor. Eğer iktidara Süleymaniye merkezli Talabani aşireti yani KYB gelirse bu Türkiye için olumlu haber olmayacak. Çünkü Ankara ve Süleymaniye’nin arası iyi değil. Bunun sebebi Ankara’ya göre Süleymaniye’nin PKK’nın etkisi altında olması.
Hatta Fidan bu yılın başlarında konuyla ilgili olarak “Defalarca bir araya geldik Süleymaniye’deki KYB yönetimiyle. Her seferinde de aynısını söyledik ‘Biz sizden PKK ile aranıza mesafe koymanızı istiyoruz’. Yani bu adamlar buradaki altyapıyı kullanıyorlar, siz bunlara kimlik veriyorsunuz, hastane ortamı sağlıyorsunuz. Burada ikamet ortamı sağlıyorsunuz, burada eylem yapma imkanı sağlıyorsunuz. Biz sizden direkt bunlarla savaşmanızı da beklemiyoruz. Biz sizin güç dengenizi anlıyoruz. Savaşma işini biz yaparız ama biz sizden onlarla işbirliği içerisinde olmanızı istemiyoruz bu sizi düşman sınıfına sokar bundan vazgeçin” demişti.
Erdoğan’ın Barzani’ye görüşmede seçimlerin “kapsayıcı bir anlayışla, barış ve huzur içinde yapılması” mesajı verdiği açıklandı.
Oysa Türk askerlerinin Irak’taki operasyonları IKBY topraklarında düzenleniyor. Bölge Talabani aşiretine geçerse Türkiye bölgede tek başına kalabilir. İşte bu yüzden son dönemde Ankara ve Bağdat arasındaki görüşmeler sıklaşmış, 15 Ağustos’ta “Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı” imzalanmıştı. Bunun önemi şuydu: Önceden Bağdat PKK’yı terör örgütü olarak görmüyor, Türkiye’nin Irak topraklarında operasyon düzenlemesine karşı çıkıyordu. Ama şimdi Türkiye ile müttefiklik kurmaya razı olduğunu görüyoruz. Ankara’nın yeni kurulan bu ilişkinin bozulmamasını istediğini anlaşmadan iki hafta sonra Erbil’de meydana gelen SİHA olayından anlıyoruz. Irak ordusu TUSAŞ yapımı Aksungur cinsi SİHA’yı düşürdüğünde bile Türkiye ağır tepki göstermemişti.
Türkiye’nin IKBY’deki olası yönetim değişikliğine karşı almayı planladığı bir diğer önlemin çözüm süreci olacağına dair birtakım işaretler mevcut. Erdoğan’ın sınır ötesinde yaşananlardan yola çıkarak ‘iç cepheyi güçlendirmek gerektiğine’ dair mesajı MHP lideri Devlet Bahçeli’yle daha önce Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) hedefe koymak pahasına kapatılması için çağrılar yaptığı HDP ardılı DEM Parti arasında ‘yumuşamaya’ yol açtı.
Örneğin Kürt siyasetine damga vuran isimler arasında yer alan, HDP ve öncülü partilerde uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk bu adımların değersiz olmadığını, ancak abartmamak gerektiğini söyledi. Ayrıca Kürtlerin sorunun silahla çözülemeyeceğini görmeye başladığını vurguladı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız aynı gün “DEM’in terör belasından, onların vesayetinden kurtulması gerekiyor. Açıkçası özgürleşmesi lazım. Türkiye partisi oldukları anda konuşulur. Tek şart, kendilerini terör ve bölücülük melanetinden kurtarmalarıdır. Sonrası kolay diyoruz” dedi. Genel izlenim iki tarafın da belli şartlar dahilinde görüşmeye sıcak baktığı yönündeydi.