Sanat kurumlarında Gazze krizi devam ediyor: Yazarlar Brooklyn Müzesi’ndeki etkinliği iptal etti
28 Mayıs'ta Filistin yönetimini tanıyacağını duyuran Norveç diplomatik tanımaya ilişkin evraklarını Filistin Başbakanı Hadi Mustafa'ya teslim etti.
Norveç, İrlanda ve İspanya 28 Mayıs’ta Filistin yönetimini tanıyacağını duyurmuştu. Haber İsrail tarafında öfkeye neden olmuş, Filistin yönetimini elinde bulunduran El Fetih kararı memnuniyetle karşılamıştı. İsrail daha sonra Norveç ve İrlanda’daki büyükelçilerini geri çekmişti.
Bu üç ülke arasında Filistin’i tanıma kararını açıklayan ilk ülke Norveç olmuş, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre “Filistin’i tüm hak ve yükümlülükleriyle bağımsız bir devlet olarak tanıyacağız. Filistin’i tanımazsak Ortadoğu’da barış olmaz. Norveç Filistin devletini tanıyarak Arap Barış Planı’nı destekliyor” diye tarihi bir konuşma yapmıştı.
Açıklamada olduğu gibi faaliyette de ilk somut adımı atan Oslu yönetimi oldu. Norveç pazar günü büyük ölçüde sembolik bir adım olan Filistin devletini tanımaya yönelik diplomatik evrakları Filistin Başbakanı Hadi Mustafa’ya teslim etti.
Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa’ya belgeleri teslim ettiği görseli X hesabından paylaşarak şöyle dedi:
“Bugünkü görüşmemizde Filistin Başbakanı Mustafa’ya Norveç’in Filistin Devleti’ni tanıdığını teyit eden bir belge teslim ettim. Tanıma kararımız 28 Mayıs’ta yürürlüğe girecek. Norveç Filistin’in sadık bir destekçisi olmaya devam ediyor. Filistin hükümetinin kararlı reform çabalarını destekliyoruz.”
In today’s meeting w/ Palestine’s PM Mustafa, I handed over a document confirming Norway’s recognition of the State of Palestine.
The recognition enters into force on May 28.
🇳🇴 remains a staunch supporter of 🇵🇸. We support the Palestinian government’s dedicated reform efforts. pic.twitter.com/Rer9YcuNWP
— Espen Barth Eide (@EspenBarthEide) May 26, 2024
İrlanda ve İspanya’nın da Norveç’le birlikte Filistin devletini tanıma taahhüdünde bulunması İsrail’in Gazze’de yedi aydan uzun bir süredir devam ettiği saldırılarında yalnızlığını artıran tarihi bir adım oldu.
Dışişleri Bakanı Eide’nin başbakana belgeleri teslim ettiği Brüksel’de Muhammed Mustafa da Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin dışişleri bakanları ve üst düzey AB yetkilileriyle bir araya gelerek Filistinlilere destek arayacak.
Bu arada Norveç AB üyesi değil.
Üç ülkenin diplomatik hamlesi İsrail’in 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda ele geçirdiği ve halen kontrol ettiği Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde bir devlet kurmak için on yıllardır çaba sarf eden Filistinli yetkililere verilen desteğin memnuniyetle karşılanması anlamına geliyor.
Hem İsrailliler hem de Filistinlilerle dostane ilişkiler içinde olan ve uzun süredir bir Filistin devletini savunan Norveç, İspanya ve İrlanda’nın resmi tanımayı yarın yapması planlanıyor.
Yaklaşık 140 ülke -Birleşmiş Milletler’in (BM) üçte ikisinden fazlası- Filistin devletini tanıyor ancak 27 AB ülkesinin çoğunluğu hâlâ tanımıyor. Bazıları koşullar uygun olduğunda tanıyacaklarını söylüyor.
Diğerlerinin yanı sıra AB, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere, İsrail’in yanında bağımsız bir Filistin devleti fikrini destekliyor ancak bunun müzakere edilmiş bir çözümün parçası olması gerektiğini söylüyor.
AB dönem başkanlığını yürüten Belçika, öncelikle Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’deki çatışmaların sona ermesi gerektiğini savunuyor. Diğer bazı hükümetler ise İsrail ve Filistinliler arasındaki müzakerelerin sona ermesinden 15 yıl sonra iki devletli çözüme yönelik yeni bir girişimden yana.
Pazar günkü evrak teslimi, Birleşmiş Milletler’in en üst mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’e Gazze’nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği saldırıyı derhal durdurma emri vermesinden sadece iki gün sonra gerçekleşti ve giderek yalnızlaşan ülke üzerindeki baskıyı artıran son hamle oldu.
Günler önce de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu’nun da bulunduğu İsrailli liderler ve Hamas yetkilileri için tutuklama emri talep etmişti.
Gazze Şeridi’ndeki savaş, Hamas liderliğindeki Filistinli örgütlerin sınırı geçerek 1.200 kişiyi öldürmesi ve 250 kadarını rehin almasının ardından başladı.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 35 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 270 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.