Abdullah Gül yazdı: Gazze savaşı kurallara dayalı uluslararası düzeni de çökertiyor
İngiltere Başbakanlık Sözcüsü, Gazze'de ateşkes çağrılarını desteklemediklerini yineleyerek mevcut durumda muhtemel ateşkesin Hamas'a fayda sağlamasını istemediklerini ileri sürdü.
İngiltere’de Başbakanlık Sözcüsü Max Blain Londra’daki yabancı gazetecilere yönelik basın brifinginde “İngiliz hükümetinin Gazze’de artık ateşkes çağrısında bulunması için kırmızı çizgisi nedir” sorusuna hükümetin insani aralar verilmesini desteklediği, ancak halihazırda Gazze’de ateşkes çağrılarını desteklemedikleri yanıtını verdi.
Sözcü “Bu aşamadaki pozisyonumuz ateşkesin Hamas’a fayda sağlamasını istemediğimiz yönünde” diye konuştu.
Daha geniş coğrafyada İngiltere’nin Orta Doğu’daki barış sürecine ilişkin uzun süredir devam eden tutumunun çok net olduğunu vurgulayan Blain şöyle dedi:
“Gazze ve Batı Şeria’da yaşayabilir ve egemen bir Filistin devletinin yanı sıra güvenli ve emniyetli bir İsrail’in var olmasını sağlayacak müzakere edilmiş bir çözümü destekliyoruz ve bölgedeki liderlerle yaptığımız tüm görüşmelerde de bunu savunuyoruz.”
Sözcü “İki hafta önce Ehli Arap Hastanesi’ne yapılan saldırıya ilişkin yönelttiğimiz soruya verdiğiniz yanıtta hastaneyi vuran füzenin Gazze’den atıldığını öne sürmüştünüz. Bugün Şifa Hastanesi’ne yapılan saldırı da mı Gazze’den yapıldı” sorusuna şu yanıtı verdi:
“(Gazze’de) Her saldırıyı bağımsız olarak soruşturmak ve doğrulamak niyetinde değiliz, ancak ilgili makamların zamanı geldiğinde gerçekleri ortaya koymasının önemli olduğuna inanıyoruz.”
Blain Gazze’de işlenen savaş suçlarının soruşturulması çağrıları bağlamında İngiltere’nin pozisyonunun sorulması üzerine “Uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesi ve sivillerin korunması çağrısında bulunmaya devam ediyoruz. Savaş suçlarının işlenip işlenmediğini belirlemek bize düşmez” yanıtı verdi.
İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini kınayıp kınamadıkları sorusuna ise sözcü “Evet kesinlikle. (İsrailli) Yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddetini şiddetle kınıyoruz” değerlendirmesi yaptı.
Ayrıca Blain konunun İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaptığı son telefon görüşmesinde de gündeme getirildiğini hatırlattı.
7 Ekim’de başlayan İsrail ve Filistinli örgütler arasında süregelen savaş birçok ülkenin iç krizinin de tetikleyicisi oldu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Fransa derken şimdi de İngiltere gündemde. İngiltere’nin manşetlerde üst sıralara yükselmesinin sebebi ise İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın polislerle yaşadığı “Taraf tutuyorsunuz” krizi.
İçişleri Bakanı Suella Braverman Londra’da yapılacak Filistin’e destek gösterisini yasaklamak isteyince Londra polisi ‘Biz hükümetin değil yasaların emrindeyiz’ diyerek bu isteği reddetmişti. Ülke iki gündür bu tartışmayla çalkalanmaya devam ediyor.
Öte yandan emniyet teşkilatı bugün günü yapılacak eylemlerin sorunsuz geçmesi için tüm önlemleri aldığını söylüyor.
Emniyetin yaptığı açıklamada ifade özgürlüğü vurgusu yapılarak şöyle dendi:
“Bağımsız bir polis teşkilatına sahip olmamızın nedeni tartışma, görüş, duygu ve çatışma arasında merkezde durmamız, sadece yasalara ve önümüzdeki gerçeklere odaklanmamızdır. Kanun açık, protestoyu yasaklama yetkimiz yok, dolayısıyla bu hafta sonu protesto düzenlenecek.”
Emniyetin açıklanmasının devamında ise protestoların iptali için kullanılması istenen yasanın en son 10 yıl önce kullanıldığına dikkat çekildi, benzer bir tavır almak için de ciddi istihbarat olması gerektiği belirtildi.
Braverman İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı 7 Ekim’den beri her cumartesi düzenlenen gösterileri daha önce de “nefret yürüyüşü” olarak tanımlamıştı. İçişleri Bakanı Yahudi toplumunu tehdit eden “güruhların” sokağa indiğini öne sürmüştü.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail, 7 Ekim’den bu yana 38’i Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda olmak üzere 354’ü asker 1400’den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
İsrail’e göre, Kassam Tugayları’nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail’in saldırılarında 4 bin 506’sı çocuk, 3 bin 27’si kadın olmak üzere 11 bin 78 Filistinli öldürüldü, 27 bin 490 kişi yaralandı.
Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 182 Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusu, Gazze’de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana yaşanan çatışmalarda 70 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.