İsrail’de muhalefet liderleri, 7 Ekim saldırıları sırasında görevde olan Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer üst düzey yetkililere yönelik istifa çağrılarını yineliyor.
Ana muhalefet lideri ve eski Başbakan Yair Lapid yaptığı bir açıklamada bu tür bir saldırının kendi hükümeti döneminde gerçekleşmeyeceğini belirterek, Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi dahil, o dönemde görevde olan tüm siyasi ve askeri yetkililerin derhal istifa etmesi gerektiğini savundu.
Lapid’in yanı sıra İsrail Savaş Kabinesi’nin eski üyesi Gadi Eisenkot da benzer bir çağrıda bulundu. Eisenkot İsrail Ordu Radyosu’na verdiği demeçte, savaş durumu yatıştığında Netanyahu ve tüm komutanların istifa etmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru konusunda bir anlaşmaya varılmadan esir takasına yönelik ateşkes anlaşmasının ertelenmesini “hata” olarak nitelendirdi.
Bu gelişmeler İsrail’de hükümete yönelik artan baskı ve eleştirilerin bir parçası olarak değerlendiriliyor. 7 Ekim saldırıları sırasında yaşanan güvenlik zaafları ve alınan kararlar Netanyahu hükümeti üzerindeki istifa çağrılarının ana sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor.
Muhalefet bu saldırının İsrail’in güvenlik stratejilerindeki ciddi eksiklikleri ortaya çıkardığını söyleyerek yetkililerin sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor.
7 Ekim sonrası Gazze: Neler yaşandı?
Gazze’de savaş, Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 39 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 300 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.
Soykırım davası ve savaş suçları
Dünya Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşim politikalarının ve doğal kaynakları sömürmesinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ilan etti.
Güney Afrika, Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan BM’ye bağlı mahkemede İsrail’e karşı bir soykırım davası yürütüyor. Mahkeme, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak tanımayı reddetti ancak İsrail’e Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinde askeri eylemlerini durdurması ve Filistinlilere daha fazla zarar verebilecek eylemlerden kaçınması çağrısında bulundu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han da Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra üç Hamas lideri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.
İsrail ordusu ‘ikisini yanlışlıkla vurmuş olabiliriz’ dediği altı esirin cenazesini buldu
Blinken’dan Doha’da Gazze mesajı: Ateşkes hemen olmalı, uzun süreli İsrail işgaline karşıyız