Göç dalgası: Lübnan’dan Suriye’ye akın var
İsrail, Hizbullah liderlerinden Haşim Safiyuddin'i Beyrut'ta düzenlediği bir saldırıda öldürdüğünü doğruladı. Safiyuddin örgütün askeri operasyonlarını yöneten Cihat Konseyi'nde yer alıyor ve lider Hasan Nasrallah’ın halefi olarak görülüyordu.
İsrail’in, Hizbullah’ın önde gelen liderlerinden Haşim Safiyuddin’in üç hafta önceki saldırıda öldürüldüğünü doğrulaması bölgede tırmanan gerilimin yeni bir aşamasına işaret ediyor. Safiyuddin Lübnan merkezli ve İran destekli Hizbullah’ın askeri stratejisinde kilit bir rol oynayan bir isimdi. İsrail, Safiyuddin’in öldürülmesinin örgütün gücünü sarsma ve liderlik kadrosunu hedef alma stratejisinin bir parçası olduğunu belirtiyor.
Safiyuddin ay başında Beyrut’un güney banliyölerinde düzenlenen bir hava saldırısıyla öldürüldü. Bu saldırı İsrail’in uzun süredir süren sınır çatışmaları ve bölgedeki silahlı gruplara yönelik operasyonlarının bir parçası olarak dikkat çekiyor.
Hizbullah ile İsrail arasındaki bu çekişme yıllardır devam eden bir mücadeleye dayanıyor; İsrail bu örgütü ‘İran’ın Ortadoğu’daki vekil güçlerinin en güçlüsü’ olarak tanımlıyor.
Örgütün askeri operasyonlarını yöneten Cihat Konseyi’nin de üst düzey üyesi olan Haşim Safiyuddin’in ölümü Hizbullah içinde Nasrallah’ın halefi olarak görülen önemli bir figürün kaybı anlamına geliyor.
Hizbullah’tan konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı, ancak bu durumun örgüt içinde ciddi bir boşluk yaratabileceği düşünülüyor. Safiyuddin askeri operasyonların yanı sıra mali işlerden de sorumluydu ve örgütün stratejik planlarında önemli bir aktördü.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın bölgedeki temasları sırasında gerçekleşen İsrail’in bu operasyonu, Gazze’deki savaşı sona erdirmeye yönelik diplomatik çabalarla paralel olarak ilerliyor.
İsrail, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın ortadan kaldırılmasının da bu süreçte önemli bir rol oynayacağını belirtiyor. Ancak İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki operasyonlarında herhangi bir gevşeme belirtisi görülmüyor.
Bu gelişmeler Hizbullah’ın İsrail karşıtı faaliyetlerine yönelik operasyonların daha da yoğunlaşabileceğine işaret ediyor. İsrail Hizbullah ve diğer İran destekli militan grupların bölgedeki varlığını ciddi bir tehdit olarak görmeye devam ediyor. Safiyuddin’in ölümü, Nasrallah’ın ölümü sonrası Hizbullah’ın gücünü ve dayanıklılığını sınayan yeni bir dinamiği beraberinde getiriyor.
Lübnan’ın güneyindeki savaş ortamı gün geçtikçe daha da kötüleşiyor. İsrail ordusu 8 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’da düzenlediği yoğun hava saldırılarıyla bölgede derin bir insani kriz yarattı. Özellikle Bekaa ve Baalbek bölgeleri ile Lübnan’ın güney kentleri bombardımanın en ağır darbesini alan yerler oldu. 23 Eylül’de gerçekleşen yoğun hava saldırıları savaşın ne kadar şiddetlendiğinin bir göstergesiydi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bu saldırılarda şimdiye kadar 2 bin 546 kişi yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenlerin 104’ü çocuk, 194’ü kadın. Yaralı sayısı ise 11 bin 862’ye ulaştı.
Bombardıman altında kalan bölgelerde, sivillerin yaşam mücadelesi gittikçe zorlaşırken, yüz binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bazıları Lübnan’ın kuzeyine, bazıları ise komşu ülkelere kaçtı. Lübnan hükümeti 486 binden fazla kişinin Suriye’ye göç ettiğini duyurdu. Evlerinden edilen insanlar, güvensizlik ve korku içinde yeni bir hayat kurmaya çalışıyor.
Savaşın merkezindeki Hizbullah ise İsrail’e karşılık olarak roket ve füzelerle misilleme yapıyor. İsrail topraklarına düşen bu saldırılar çoğunlukla askeri üsleri hedef alıyor ancak büyük bir hasar rapor edilmedi. İki taraf arasındaki bu gerginlik bölgeyi bir felaketin eşiğine getirirken, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın 27 Eylül’deki bir hava saldırısında öldürülmesi savaşın gidişatını daha da belirsiz bir hale soktu.
Bölgedeki savaş ortamı karada da başlayan çatışmaların yanında sadece bir güç mücadelesinin çok ötesinde, Lübnan halkı için büyük bir insani kriz anlamına geliyor. Göç eden yüz binlerce kişi hayatlarını kurtarmak için yeni bir güvenli liman ararken, geride kalanlar saldırıların gölgesinde yaşamaya çalışıyor. İsrail’in son hamleleri ve Hizbullah’ın direnişi bu kriz sarmalının daha ne kadar devam edeceği sorusunu akıllara getiriyor.