Hakan Fidan: Savaş sarmalı büyük bir girdaba dönüşecek
Savunma sanayii denince akla gelen ilk ülkelerden olan İsrail, Gazze'deki savaşında kendine yetemez olunca yeni bir adım atmak zorunda kaldı. İsrail, dışa bağımlılığı azaltmak için savunma konusunda ekstra bir atılım yapmayı planlıyor.
İsrail’in Gazze’de başlayan işgali 11 ay boyunca bölgeye yayılarak sürdü. Gazze’de ölenlerin sayısı 40 bini geçti. İsrail, 11 aydır özellikle ABD’den aldığı silahlarla işgalini sürdürebiliyor. Hava Kuvvetleri’nden bir kıdemli subayın Tel Aviv merkezli Haaretz‘e yaptığı açıklamaya göre İsrail silahlar konusundaki dışa bağımlılığını azaltmak istiyor.
İsrail, kendi silahlarına yönelik üretimi artırma hedefiyle dışa bağlılığı azaltmak istiyor. İsrail’in kendine ait bir savunma sanayi var ama kendi ürettiği silahlarla işgali sürdürmesi mümkün değil; savunma sanayisini büyütmek isterse de bu planı uygulaması yıllar alabilir. Ayrıca savunma sanayisini büyütmenin masrafı milyarlarca dolar. Böylesi bir büyüme için İsrail’e daha çok iş gücü de gerekecek.
ABD yönetimi işgal boyunca İsrail’e 14 milyar dolarlık askeri “yardım”da bulundu. Ayrıca İsrail’in hava savunma sistemi Demir Kubbe’nin inşası için de zamanında 500 milyon dolar göndermişti. İsrail’in özel mühimmatlara dair talepleri de zaman zaman ertelendi ya da iptal edildi. Dışa bağımlılık İsrail’in savaş stratejilerini etkilediği için silah üretme kapasitesini artırma eğilimleri yetkililer arasında oldukça yaygın. Hava Kuvvetleri yetkilisinin söylediklerine göre “Eğer ABD desteği olmasaydı, İsrail savaşı birkaç ay bile sürdüremezdi.”
İsrail Hava Kuvvetleri, iki adet kapsamlı soruşturma gerçekleştiriyor. Bunlardan ilki Hamas’ın 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’nun İsrail’in hava savunma sistemlerine etkilerine odaklandı. İkinci rapor ise Hava Kuvvetleri’nin işgal süresince ki durumuna dair detaylı bilgiler içerecek. Yılın sonuna kadar tamamlanması beklenen bu raporun sadece üst düzey yetkililerle paylaşılması bekleniyor.
Kıdemli subay, bu raporlarının çıktılarının hava kuvvetlerinin savaş doktrinini kökten değiştirmesini bekliyor. İsrail, bu raporların ardından hava savunma sistemleri, sınır güvenliği gibi meselelerde daha özerk davranmak isteyecek. Kıdemli subaya göre İsrail Aksa Tufanı Operasyonu’ndan aldığı dersi, sonraki süreçte “oldukça iyi” değerlendirdi.
Bu askeri soruşturmanın en önemli konularından biri İsrail’in Hamas’a belki de en büyük yenilgisi olan Aksa Tufanı Operasyonu. Kıdemli subay, operasyondan bahsederken “7 Ekim’deki başarısızlığımızı inkar etmeye gerek yok” dedi.
Aksa Tufanı Operasyonu gerçekleştikten sonra İsrail yıllardır sürdürdüğü işgalin en kanlı bölümünü başlatmıştı. Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere Yemen, Lübnan ve Suriye’de de askeri operasyonlar gerçekleştirdi.
İran, 14 Nisan günü İsrail’e 300 füzeyle saldırmıştı. Kıdemli subay, hava saldırı sisteminin en bu saldırı esnasında maksimum işlevde olduğunu söylüyor. Bu saldırı, İsrail’e ulaşması yaklaşık yedi saat süren insansız hava araçlarının fırlatılmasıyla başladı. Daha sonra saatte 500 kilometre hızla, yani yaklaşık beş saatlik uçuş süresiyle hareket eden seyir füzeleri onlara katıldı. Ayrıca, bazıları 500 ila 1.000 kilogram arasında savaş başlıklarına sahip Shahab modelleri yüzlerce füze de vardı.
İran bu saldırıyla İsrail’in F-35 filolarının bulunduğu güneydeki Nevatim Hava Üssü’ne zarar verme niyetini açıkça ortaya koymuştu. İran, o gün ayrıca kuzeydeki Hermon Dağı üssüne bir dizi füze fırlattı ancak hedefi ıskaladı.
İsrail hava kuvvetlerinin uçakları ve hava savunma sistemleri İran’a galip geldi. İsrail, bu saldırıdan korunurken yalnız değildi. ABD’li, İngiliz ve Fransız uçakları da savunmada kritik rol oynadı. Ancak uluslararası arenada gittikçe eleştiri odağı olmaya başlayan İsrail, “ne olur, ne olmaz” diye savunma sanayi yolunda kendi kendisine yetmek istiyor.