Filistin eylemleri Belçika’da iklim aktivizmiyle birleşti: Gent Üniversitesi kampüsünde işgal
Savaşta 10 gün devrildi, bu arada diplomasi trafiği de sürüyor. İsrail aldırmıyor görünse de dünyadan savaşın sonlanmasını, insani koridorunun açılmasını talep eden, hatta İsrail'in tutumunu 'soykırım' olarak tanımlayan sesler yükseliyor.
Savaşın 10’uncu gününde hem İsrail hem de Filistin’de toplam can kaybı dört bini geçti. Gazze’de insani kriz yaşanırken İsrail ‘uzun savaş’ vurgusu yapmaya devam ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “ABD’nin desteği her zaman İsrail’in yanında” diyor bir yandan, bir yandan da Türkiye, Rusya, Arap ülkeleri savaşın bir an önce durdurulması için çabalarını sürdürüyor. Bu arada Amerikan Başkanı Joe Biden da ‘dayanışma için’ İsrail’e gitmeye karar verdi. Biden Çarşamba günü Tel Aviv’de olacak.
İşte savaşın diplomasisinin son 24 saati…
ABD Başkanı Joe Biden’ın yarın İsrail’e gideceği açıklandı. ABD Başkanı birkaç gündür İsrail’e gidip gitmemek konusunda kararsızdı ama dün akşam saatlerinde resmen açıklama yapıldı, Biden ‘dayanışma’ amacıyla Tel Aviv’i ziyaret edecek, burada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşecek.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen haftadan beri İsrail-Hamas savaşı için mekik diplomasisinde. Orijinal olarak 2 günlüğüne planlanan Blinken gezisi şimdiden 5 güne uzamış durumda. ABD Dışişleri Bakanı bu 5 günde 10 yere uğradı.
Aslında Blinken’in dün Tel Aviv’den sonra gece saatlerinde Ürdün’e, Amman’a geçmesi gerekiyordu ama bomba alarmları yüzünden ABD Dışişleri Bakanı bir sığınağa götürüldü, bu arada görüşmeler uzadı. Blinken’in bugün Amman’a geçmesi bekleniyor.
Blinken daha sonra Netanyahu’nun savaş kabinesiyle altı saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Beklenmedik bir şekilde uzun süren toplantı, sürekli çalan siren sesleriyle zaman zaman kesintiye uğradı.
Blinken, geçen hafta İsrail’e ayak bastığında sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil aynı zamanda bir ‘Yahudi olarak’ da geldiğini söylemiş, bu sözleri Arap dünyasında tepkiye neden olmuştu. Blinken, temaslarında İsrail’in Gazze saldırılarını sınırlamaya ve Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için İsrail ve Mısır’ı iknaya çalışıyor. Ama öyle bir tepki gördü ki, Suudi Arabistan’ta veliaht prensle görüşebilmek için saatlerce beklemesi gerekti. Bu bekleyiş sabaha kadar devam etti, Prens Muhammed nihayet Blinken’i şehir dışındaki çiftliğinde kabul etti.
Blinken pazar günü de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile bir araya gelmişti. Bakan bir saatten kısa süren görüşmenin gayet iyi geçtiğini söylemişti, ancak Washington Post’un haberine göre prens Blinken’ı oldukça ters karşılamış.
ABD’li bakan aslında Suudi Arabistan’a cumartesi akşamı gelip o saatlerde Prens Muhammed’le görüşmeyi planlamış, ancak saatlerce bekledikten sonra prensle ancak pazar sabahı görüşebilmiş.
Prens Muhammed o görüşmede İsrail’in Gazze Şeridi’ni bombalamayı bırakma çağrısında bulunmuştu. Suudi Arabistan’ın tutumuyla Biden yönetiminin tutumu bu bağlamda çok örtüşmüyor. Çünkü Biden hükümeti her ne kadar Gazze’nin işgalini desteklemediğini söylese de askeri yardım sözü vermeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da savaşın başından bu yana diplomasi trafiğini hiç kesmedi. Erdoğan’ın dün telefonda konuştuğu isimler İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve yeni yeni normalleşme adımlarının atıldığı Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis oldu. Her iki liderle de Gazze-İsrail meselesini ele alan Erdoğan Türkiye’nin çatışmanın durdurulması için elinden geleni yapmaya devam ettiğini, diğer ülkelerin de bunun için çabalamasının şart olduğunu dile getirdi.
Fidan ise Mısır ziyaretinin ardından Lübnan’a gidiyor. Lübnan Hizbullahı savaşın başından beri Hamas’a büyük destek verdi ve İsrail’ın kuzeyindeki Lübnan sınırında İsrail ordusuyla her gün karşı karşıya geliyor. Bu arada Fidan Lübnan ziyareti öncesi Hamas lideri İsmail Haniye ile de görüştü. Görüşmede ele alınan esas konu esirler oldu.
İngiliz haber ajansı Reuters’in haberine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün İsrail, İran, Suriye, Mısır ve Filistin liderleriyle ayrı ayrı görüştü. Gündem anlaşılacağı üzere Gazze’de yaşananlardı. İran, Hamas, belli başlı Arap ülkeleri, Filistin ve İsrail ile yakın ilişkileri olan Rusya ABD ve Batı’yı 1967 sınırları dahilinde bağımsız Filistin devleti ihtiyacını görmezden gelmekle suçluyor.
Putin Suriyeli mevkidaşı Beşar Esad ile görüşmesinde “Gazze’nin bombalanmasına ve bölge sakinlerinin zorla yerlerinden edilmesine son verilmesi çağrısında” bulundu. İki lider insani yardımın yardıma muhtaç kişilere bir an önce ulaşması gerektiği konusunda mutabık kaldı.
Putin’in en dikkat çeken görüşmesi ise İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile oldu. Zira Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarından bu yana Putin ilk kez Netanyahu ile görüştü. Hayatını kaybeden İsrailliler için taziyede bulunan Putin İsrailli mevkidaşıyla savaşın gidişatını da ele aldı.
Öte yandan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Biden kadar ince eleyip sık dokumadan İsrail’e gitme kararı aldı. Geçen hafta Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da İsrail’e gitmişti. Savaşta ABD’den sonra İsrail’i en çok destekleyen ülkelerin başında Almanya geliyor.
Savaş başladığında Filistin yanlısı gösterileri yasaklayan Alman hükümeti pazar günkü yürüyüşe de sert şekilde müdahale etmişti. İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudi soykırımı ile anılan Almanya Filistin yanlısı gösterileri engelleme gerekçesi olarak antisemitizmin artması tehlikesini gösteriyor.
Pakistan’ın geçici Dışişleri Bakanı Celil Abbas Jilani Gazze Şeridi’nin bombalanmasını kınayarak bunu ‘soykırım’ olarak nitelendirdi ve “Bu bir insani krizdir, soykırımla eş tutulabilecek bir durumdur. Esasen İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü de bir soykırımdır” dedi.
Jilani Pakistan’ın Filistin davasını destekleme tutumunun yıllardır değişmediğini de sözlerine ekledi, İsrail’i uluslararası hukuka, Filistin’in kendi kaderini tayin etme hakkını teslim eden BM kararlarına saygı göstermeye çağırdı. Jilani “Bizce saldırgan olan İsrail ile Filistin mücadelesini aynı kefeye koyma girişimi kabul edilemez” dedi.
Pakistan resmen İsrail’i tanımıyor. Geçmişte de işgal altındaki Filistin topraklarının iki devletli çözüme uygun şekilde İsrail’ce boşaltılması gerektiğini söylemişti.
Gazze’ye henüz neden yardım gönderilemediğini aşağıda linkini vereceğimiz haberlerden okuyabilirsiniz. Papa Francis dahil, tüm dünya elektriksiz, susuz ve gıdasız kalan Gazzelilere bir an önce yardım ulaştırılması konusunda hemfikir. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt Bağdat’ta düzenlenen bir toplantıda bunu bir kez daha dile getirdi.
Geyt “Askeri operasyonların derhal sonlandırılmasını ve halka yardımların ulaştırılacağı güvenli koridorlar açılmasını talep ediyoruz” dedi.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında Güney Amerika’dan da büyük tepki var. Tepki gösterenlerden biri Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro. Kolombiya’nın ilk solcu devlet başkanının tepkisi ağırlıklı olarak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın “insan kılığındaki hayvanlara karşı mücadele kapsamında Gazze’nin tam kuşatmasının mubah olduğu” minvalindeki sözlerine oldu.
“Bu tam da Nazilerin Yahudilere söylediği bir şey” diyerek tepki gösteren Petro devam eden süreçte İsrail’in Gazze’ye yönelik eylemlerini Nazilerin Yahudilere yaptıklarıyla kıyasladı, Gazze halkını destekleyen açıklamalar yaptı. İsrail’in Petro’nun sözlerine cevabı Kolombiya’ya silah ihracatını kesmek oldu. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat bu kararı X’te yayınladığı bir açıklamayla duyurdu.
Kolombiya’nın başlıca silah tedarikçilerinden biri İsrail. Dolayısıyla bu Kolombiya için kritik bir karar. Ancak Petro “Soykırımı desteklemiyoruz” sözleriyle geri adım atmayacağını vurguladı.