Netanyahu’dan Hamas’a teklif: Her bir rehine için bir milyon dolar
İsrail ve Hizbullah arasındaki gerilim büyürken İsrail Savunma Bakanı'ndan bir tehdit daha geldi. Bakan Gallant ordularının Lübnan'ı taş devrine geri gönderebilecek kapasitede olduğunu söyledi.
Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu ardından başlayan İsrail’in Gazze işgali devam ediyor. Hamas’ın saldırısı sırasında 1200’den fazla İsraillinin öldürülmesi 250’sinin de esir alınmasıyla başlayan karşı saldırıların Gazze’nin tam teşekküllü işgaline dönmesinin üstünden tam dokuz ay geçti. Bu süre zarfında İsrail saldırılarında 37 binden fazla Filistinli katledildi, 86 binden fazla kişi de yaralandı. Taş üstünde taş kalmayan Gazze’de yaralıların ihtiyaçları doğrultusunda tedavi hizmeti verebilecek sağlık kuruluşu da malzeme de kalmadı. Öte yandan insani yardımların bölgeye girişine engel olan İsrail kıtlığa da sebep oldu. Filistin’de açlıktan ölenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Gazze’de durum buyken savaşın başından bu yana endişelenilen bir senaryo gittikçe daha mümkün hale geliyor. Bu da savaşın bölgeye yayılması. 7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu ardından başlayan savaşta İran destekli Direniş Ekseni’nin Hamas ve diğer Filistinli direniş örgütlerine destek vermesiyle işler daha da komplike bir hal almıştı. İran destekli Direniş Ekseni’nin kuşkusuz en güçlü topluluğu Lübnan Hizbullah’ı. Ve 8 Ekim’den bu yana İsrail ile sınırda sıcak çatışma içindeler. O tarihten bu yana İsrail’in topyekûn Lübnan’a savaş açacağı endişesi de artık daha somut.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant İsrail ordusunun Hizbullah ile yapılacak herhangi bir savaşta Lübnan’ı “taş devrine geri gönderebileceği” uyarısında bulundu. Bu tehdidin hemen ardından da kendisiyle çelişerek “hükümetinin İsrail-Lübnan sınırında diplomatik bir çözümü tercih ettiğini” söyledi.
Washington ziyareti sona ererken gazetecilere konuşan Gallant ayrıca savaş sonrası Gazze’nin yönetimi için Filistinlileri, bölgesel ortakları ve ABD’yi içeren “Savaş sonrası Gazze planı” önerilerini üst düzey ABD’li yetkililerle görüştüğünü, ancak bunun “uzun ve karmaşık bir süreç” olacağını söyledi.
Gallant “taş devri” tehdidini “Lübnan ile tansiyonu düşürün” diyen ABD’de sarf etti. Aynı Washington’un “Refah’a girmeyin” çağrıları üzerine operasyona start verilmesi gibi. Çünkü İsrail, her ne kadar makul görünmeye çalışsa da ordusu geçenlerde Lübnan planını resmen doğrulamıştı.
İsrail ile Lübnan arasında “Mavi Hat” olarak tabir edilen sınır hattında son haftalarda gerginlik 18 Haziran’dan bu yana had safhada. İsrail ordusu 18 Haziran’da Lübnan’a yönelik olası bir saldırıya ilişkin “operasyonel planı” onayladığını duyurmuş, Hizbullah da Tel Aviv’in kritik tesislerinin konumlarının ve fotoğraflarının yer aldığı videolar yayınlamıştı. Hizbullah bununla da kalmayıp, İsrail ile tatbikatlar yapan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) olası bir savaşta hedef olarak kabul edeceklerini açıklamıştı.
Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz “topyekûn bir savaş” durumunda Hizbullah’ı ortadan kaldırmakla tehdit etmişti. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ise olası bir savaş durumunda İsrail’in hiçbir bölgesinin Hizbullah’ın füzelerine karşı “güvende olmayacağı” uyarısında bulunmuştu.
ABD de birçok ülke gibi Lübnan Hizbullah’ı ve İsrail’i tansiyonu düşürmeye çağırıyor. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, söz konusu krizin çözümü için en doğru yolun “diplomasi olduğunu” söyledi.
Hizbullah ve İsrail arasında çıkması beklenen savaş haliyle İsrail medyasında da oldukça analiz ediliyor. Dikkat çeken bir iddia ise İsrail kamu yayın kuruluşu KAN’dan gelmişti. KAN’ın haberinde İsrail’in Gazze’deki cepheyi kapatmadan Lübnan’a savaş açamayacağı savından hareketle Tel Aviv’in yakın zamanda Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın yenilgisini ilan edeceği ifade edilmişti. Haberde Gazze Şeridi’nin en güneyindeki “Refah’taki askeri faaliyetlerin” sona ermesinin ardından İsrail ordusu savaşın üçüncü aşamasında “Gazze Şeridi’ndeki operasyonlarını” çeşitli şekillerde yürütmeye devam edeceği aktarılmıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da dünkü grup toplantısında İsrail ve Lübnan arasındaki gerilimi gündemine aldı. İsrail’in Lübnan’a saldırma ve savaşı bölgeye yayma planlarına dikkat çeken Erdoğan “İsrail şimdi gözünü Lübnan’a dikmiş durumda ve Batılı güçlerin perde arkasında İsrail’in sırtını sıvazladığını görüyoruz” demişti.
Vatikan Dışişleri Bakanı Pietro Parolin de Çarşamba günü tarafları “barış önerilerini” kabul etmeye çağırmıştı. Parolin bölgenin “bir savaşa daha ihtiyacı olmadığını” belirtmişti. Beyrut’ta düzenlediği basın toplantısında konuşan Vatikan Dışişleri Bakanı “Ortadoğu kritik bir dönemden geçiyor” ifadelerini kullanmıştı.
Görevden ayrılan Birleşmiş Milletler (BM) insani yardım şefi de savaşın Lübnan’a sıçramasının “potansiyel bir kıyamet” olacağı uyarısında bulundu. Martin Griffiths Lübnan’ı “tüm krizlerin ötesinde bir kriz noktası” olarak tanımladı. Cenevre’de gazetecilere yaptığı açıklamada Lübnan’ı da içine alan bir savaşın “diğer ülkeleri de içine çekeceğini” söyledi.
İsrail ordusunun 8 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’a düzenlediği saldırılarda 435 kişi hayatını kaybetti. Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in 8 Ekim’den bu yana Lübnan’a sürdürdüğü saldırıların toplam bilançosuna ilişkin bilgi verildi. Açıklamada, İsrail ordusunun saldırılarında 435 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Lübnan’da yerinden edilenlerin sayısının da 92 bin 228 kişiye ulaştığı kaydedildi.
İsrail ordusu ile Hizbullah, 8 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’ın güneyi ile İsrail’in kuzeyinde karşılıklı saldırılarını sürdürüyor. Daha önce bu çatışmalarda şu ana kadar 347 Hizbullah mensubu, 63 Lübnanlı sivil, 19 Emel Hareketi, 13 Hamas, 15 İslami Cihad mensubu ile 14 İsrail askeri ve 10 İsrailli sivilin öldüğü bildirilmişti.