TÜİK’ten 10Haber’e açıklama: İsrail’e silah göndermedik, parçalarını gönderdik
Gazze'deki faaliyetleri nedeniyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divan'ında açılan soykırım davasına müdahil olan Nikaragua Almanya'yı bu suça ortak olmakla suçladı. Resmi verilere göre Almanya'nın İsrail'e silah satışı bir yılda on kat arttı.
Almanya İsrail’e askeri teçhizat göndererek ve BM’nin yardım kuruluşunun finansmanını durdurarak BM soykırım sözleşmesini ihlal etmekle suçlanıyor. İddiaları reddeden Berlin yarın Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) savunma yapacak. Zira 2023 yılında İsrail’in askeri teçhizat alımlarının yaklaşık yüzde 30’u Almanya’dan oldu ve bu toplamda 300 milyon euro (yaklaşık 10.5 milyar TL) tutarında.
İddialar Ocak ayında Güney Afrika tarafından açılan ve Lahey’deki yargıçların İsrail’e soykırım eylemlerinden kaçınmak için “mümkün olan her türlü önlemi” almasını emrettiği soykırım davasına davaya dayanıyor. Mahkeme ayrıca Hamas’ın 7 Ekim saldırıları sırasında İsrail’den aldığı tüm rehineleri derhal serbest bırakmasına hükmetmişti.
İsrail ise Gazze’deki operasyonunda soykırım eylemlerine giriştiği suçlamalarını reddediyor ve kendini savunma hakkına sahip olduğunda ısrar ediyor.
Nikaragua Almanya’nın geçen yıl İsrail’e yaptığı 300 milyon euroluk silah satışıyla -2022’ye göre on kat artış- İsrail’in işlediği savaş suçlarına suç ortaklığı yaptığını söylüyor.
DPA haber ajansına göre satışların çoğunu hava savunma sistemleri ve iletişim ekipmanı bileşenleri oluşturuyor.
Almanya ayrıca BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA ) bazı çalışanlarının İsrail’e yönelik 7 Ekim saldırılarına karıştığı iddiaları üzerine ajansın finansmanını askıya alan 15 Batılı ülkeden biriydi.
Nikaragua’nın Lahey Büyükelçisi Carlos Jose Argüello Gomez Gazze’de ortaya çıkan açlık ve insani krize rağmen Alman hükümetinin UNRWA’ya sağlanan finansmanı kesmesinin İsrail’i desteklediğini gösterdiğine işaret etti. Almanya’nın UNRWA’ya yönelik finansmanı askıya almasının gerekçesiz olduğunu vurgulayan Argüello Gomez “Almanya İsrail’i dinleyerek UNRWA’ya yardımı kesmiş ve “Gazze’de soykırım işleniyor olabileceği riskini” göz ardı etmiştir” diye konuştu.
UAD’ye sunulan belgelere göre Nikaragua Birleşmiş Milletler’in (BM) en üst mahkemesinden Berlin’in silah satışlarını durdurmasını ve Gazze’de faaliyet gösteren birkaç uluslararası kurumdan biri olan yardım ajansına yeniden fon sağlamasını istiyor.
Bu tür önlemlerin alınmamasının “Almanya’nın soykırım suçunun işlenmesini kolaylaştırması ve soykırımın işlenmesini önlemek için mümkün olan her şeyi yapma yükümlülüğünü yerine getirmemesi” anlamına geldiği belirtiliyor.
Nikaragua’nın avukatı Alain Pellet davanın açılışında “Almanya’nın devam eden satışları acilen durdurması gerektiğini” söyledi. Pellet yargıçlara “Almanya İsrail’e verdiği, vermeye devam ettiği silahların yaratacağı riskin tamamen farkındaydı ve farkındadır” dedi.
Germany faces genocide case over Israel weapon sales https://t.co/gi9aWwivnZ
— BBC News (World) (@BBCWorld) April 8, 2024
Nikaragua’nın UAD’den Almanya aleyhine hükmetmesini talep ettiği beş ihtiyati tedbir şöyle:
“- Almanya, Soykırım Sözleşmesi, uluslararası insancıl hukuk veya Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı gibi genel uluslararası hukukun diğer emredici normlarının ihlalinde ve Filistinlilerin apartheid rejimine tabi olmasında kullanılabilecek, özellikle de askeri teçhizat dahil olmak üzere İsrail’e yaptığı askeri yardımları derhal askıya almalıdır;
– Almanya, İsrail’e teslim edilmiş olan silahların soykırım işlemek için kullanılmaması, soykırım eylemlerine katkıda bulunmaması veya uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullanılmaması için derhal her türlü çabayı göstermelidir;
– Almanya, insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için mümkün olan her şeyi derhal yapmalıdır;
– Almanya, soykırım, soykırım eylemlerini ve Filistin halkının insani haklarının ihlalini önleme yükümlülüklerine uymanın bir parçası olarak UNRWA’nın finansmanını askıya alma kararını geri almalıdır; bu karar, insani yardımın Filistin halkına, özellikle de Gazze’ye ulaşmasını sağlamak için mümkün olan her şeyi yapma yükümlülüğünü de içerir;
– Almanya, uluslararası hukuktaki suçların ihlallerinde kullanılabilecek askeri teçhizatın İsrail’e tedariki de dahil olmak üzere desteğini keserek ve bu kuruluşun faaliyetlerini dayandırdığı UNRWA’ya desteğini sürdürerek uluslararası hukukun emredici nitelikteki kurallarının ağır ihlallerinin sona erdirilmesi için işbirliği yapmalıdır.”
Berlin iddiaları reddetti ancak duruşmalar öncesinde yasal stratejisi konusunda ağzını sıkı tuttu. Hükümet sözcüsü Wolfgang Buechner “Nikaragua’nın açtığı davayı not ediyoruz ve iddiaları haksız bularak reddediyoruz” dedi.
Şansölye Olaf Scholz İsrail’in kendini savunma hakkının açık bir destekçisi olmasına karşın, ülkeye silah satışının devam etmesine karşı ülke içinde artan bir düşmanlıkla karşı karşıya kaldı.
Pazar günü bir grup kamu görevlisi Alman liderine bir mektup yazarak hükümeti “İsrail hükümetine silah sevkiyatını derhal durdurmaya” çağırdı.
Ocak ayındaki UAD kararına atıfta bulunulan açıklamada “İsrail Gazze’de uluslararası hukuka ve dolayısıyla federal memurlar ve kamu çalışanları olarak bağlı olduğumuz Anayasa’ya açıkça aykırı suçlar işliyor” dendi.
Söz konusu davada UAD “Güney Afrika’nın İsrail tarafından Gazze’de işlendiğini iddia ettiği eylem ve ihmallerden en azından bazılarının Sözleşme hükümleri kapsamına girebileceğine” hükmetmişti.
Ancak davayı eleştirenler Nikaragua’nın insan hakları sicilinin lekeli olduğunu ve hükümetin muhalefete baskı yapmakla suçlandığını vurgulamakta gecikmedi. Mart ayında İngiltere’nin BM misyonu Devlet Başkanı Daniel Ortega’nın hükümetini insan hakları ve sivil özgürlükler üzerinde “amansız” bir baskı uygulamakla suçlamıştı.
Güney Afrika Cumhuriyeti 29 Aralık 2023’te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında dava açmıştı. Güney Afrika Gazze’deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD’den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istedi ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar 11-12 Ocak’ta Lahey’deki Barış Sarayı’nda yapılmıştı.
Divan 26 Ocak’ta açıkladığı tedbir kararlarında İsrail’in Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze’deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze’deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi’nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında Mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.
UAD Güney Afrika’nın 6 Mart’ta yaptığı ek tedbir talebi üzerine 28 Mart’ta açıkladığı ek tedbir kararında İsrail’den Gazze’ye acilen ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaştırılmasını sağlaması, Filistinlilerin haklarını ihlal etmemesi gerektiğine ve ek tedbirlere ilişkin aldığı önlemleri bir ay içinde mahkemeye rapor etmesine karar vermişti.